Türkiye'de madencilikte sömürge ülkesi haline geldi

Türkiye adeta sömürge dönemlerini hatırlatan madencilik sahasına döndüb Çokuluslu şirketler altını kendi ülkelerine götürürken devletin payı sadece yüzde 1

16 Şubat 2024 Cuma 10:24
Türkiye'de madencilikte sömürge ülkesi haline geldi






Türkiye'de madencilikte sömürge ülkesi haline geldi


Türkiye'nin yer altı zenginlikleri vahşi yöntemlerle sömürge ülkelerdeki uygulamaları aratmayacak görüntülere sahne oluyor. Su kaynaklarının, orkanların tüm canlı ekosistem ve florasıyla yok edildiği maden sahaları ve çevresinde, geriye sadece kirli curuflar kalırken, zengin cevherler yabancı ülkelere transfer ediliyor. Üstelik çıkarılan vergi aflar, yatırım teşvikleri ve vergi indirimleri ile kamunun milyarlarca dolar zarara uğratıldığı bildiriliyor.

20 farklı bölgede siyanürle altın madenciliği yapılıyor. Geriye zehirlenmiş topraklar, kirlenen dereler, katledilen doğa kalıyor. Uzmanlar, “Ülkenin kaynakları sömürülüyor, talan ediliyor” diyor.


Türkiye’deki altın madenciliği 2001 yılında İzmir Bergama’da başladı. Çevre aktivistlerinin, “Toprağın üstü, altından daha değerli” uyarıları dikkate alınmadı, yargı kararlarına uyulmadı. Kazanan şirketler oldu. Ülkenin hem siyanürle toprakları kirlendi hem de değerli kaynakları yurtdışına çıktı. Eski Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, Erzincan İliç’teki maden faciası sonrası yeniden gündeme gelen “vahşi” altın madenciliğini anlattı. 

Şimdiye kadar Türkiye’de 500 ton altın üretildiğini söyleyen Torun, “Bu ülkenin bundan bir kuruş yararı da yok” dedi. Torun, “Madenlerimizi alıp götürdüler. Siyanürle topraklarımızı zehirlediler. Tarımı mahvettiler, ormanlarımızı kestiler. Bize de böyle facialar kalıyor” ifadelerini kullandı. Altın madenciliği yapanların tamamının yabancı şirketler olduğuna dikkat çeken Torun, “Bir tane yerli ortak buluyorlar. Burada da Kanada firması, Çalık Grubu’nu yanına almış. Yüzde 20 ortaklıkla almışlar. Bütün işlerini hallediyorlar” değerlendirmesini yaptı.

TEŞVİK DE ALIYORLAR 

Torun, Anagold firmasının 2010’dan bugüne kadar 85 ton altın ürettiğini söyledi. Çokuluslu şirketlerin çifte vergilendirmeye tabi olduklarını, istediği ülkede vergi ödediklerini anlatan Torun, şöyle devam etti: “ABD’de, Kanada’da vergi ödüyorlar. Uluslararası şirketler burada zarar gösterip doğru dürüst kurumlar vergisi de ödemiyor. Teşvik alıyorlar. İşçilerin sigorta primlerini bile bir süre devlet ödüyor. Makine teçhizat ithalatı için gümrük muafiyeti var. Şirketlere sınırsız destek veriliyor. Bu ‘sömürge madenciliğidir’.” 

ÇARK NASIL İŞLİYOR?

Torun, şirketlerin ödedikleri “devlet hakkı” hakkında da bilgi verdi. Maden Yasası’na göre, şirketler belli oranlarda devlet hakkı ödemek durumunda. Bu oran, altın madeninde üretilen madenin yüzde 5’i. Ancak bu oran uygulanmıyor. Maden Yasası’na dayanılarak altın vb. madenlerden devlet hakkı “ocak başı satış fiyatı” üzerinden alınıyor. Ocak başı fiyatı, “Madenin ocakta üretiminden ilk satışının yapıldığı aşamaya kadar oluşan nakliye, zenginleştirme ve varsa kullanılan tesis ve ekipmanın amortismanı dahil giderler çıkarılarak oluşan fiyat” anlamına geliyor. Yasada “... altın, gümüş ve platin için devlet hakkının yüzde 40’ı alınmaz” hükmü yer alıyor. Torun, “Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde altın üreten yabancı/yerli şirketler ülkemizde devlet hakkı olarak ürettikleri altının yüzde 1’ini bile ödememektedir” dedi. 

Son Güncelleme: 16.02.2024 11:27
Anahtar Kelimeler:
MadenIliçErzincan
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.