Anadolu’da Çoban Ateşi Yakıldı Artık Güneş Türkler İçin Doğacak
15-16 Ocak tarihlerinde düzenlenmiş olan 1. Ankara Yörük Türkmen Çalıştayı, Yörük-Türkmen dernek, federasyon, konfederasyon, birlik, vakıf başkanlarının katılımıyla coşkulu bir şekilde gerçekleştirildi.Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan Yörük Türkmenler, 1. Ankara Yörük Türkmen Çalıştayı’na katılmak için Ankara’da toplandı.


Çalıştayın ikinci günü Doç. Dr. Devrim Alkaya, Karakeçili Yörük Beyi Recep Aydemir ve Kırşehir Karacakurt Türkmen Derneği Başkanı Serdar Güneş’in yöneticiliğinde illerden gelen dernekler fikirleriyle çalıştaya zenginlik kattılar.Yörükler, Horasan'dan çıktıklarında, 'biz gidelim demişler' ama kıtlık olunca Anadolu'ya gidelim demişler. Gittikleri yerde de bir işaretle birbirlerini tanımak istemişler. O gün gittikleri yerde yağmurlu bir hava varmış. Gökkuşağını görüp o renklere göre bir keyfiye yapalım ve birbirimizi tanıyalım demişlerTürkiye'deki Yörük Türkmenlerini bir araya toplayan ve Ankara Çalıştayı’nın ilkine ev sahipliği yapan Karakeçili Sosyal Yardımlaşma Kalkınma ve Kültür Dernek Başkanı Kadir Hasgül, çalıştayla ilgili olarak basın mensuplarına bilgiler verdi.
“Her yıl düzenli olarak Kırıkkale Karakeçili'de gerçekleştirilen 'Yörük Türkmen' şenliklerini pandemiden dolayı yapamadıklarını” hatırlatan Hasgül, 'Bir buluşma olması için Ankara'da 'Yörük Türkmen Çalıştayı' düzenledik. Bütün Yörük Türkmen camiasına, Türkiye genelinde 150 dernek başkanını ve federasyonu davet ettik. Türkiye’nin dört bir yanından, Hakkari'den tutunda Antalya’ya, Rize'den tutunda Hatay'a kadar Türkiye'nin her yerinden Yörük Türkmen derneklerini buraya toparladık. 2 yıllık aranın ardından tanışıp tekrar kaynaşalım istedik' ifadelerini kullandı. Çalıştayın amacının Yörük/Türkmen camiasının birliğini sağlamak olduğunu belirten Hasgül, Yörük/Türkmen sembollerinden olan Keyfiye hakkında da bilgiler verdi.
“Yörükler, Horasan'dan çıktıklarında, 'biz gidelim demişler' ama kıtlık olunca Anadolu'ya gidelim demişler. Gittikleri yerde de bir işaretle birbirlerini tanımak istemişler. O gün gittikleri yerde yağmurlu bir hava varmış. Gökkuşağını görüp o renklere göre bir keyfiye yapalım ve birbirimizi tanıyalım demişler' ifadelerini kullandı.
'Toros Dağları’na bakınız, eğer orada tek bir Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez'
Mustafa Kemal ATATÜRK Yörük Türkmenlerin Ankara’da buluşmasına vesile olan Kadir Hasgül konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
Yörük Kültürü Anadolu coğrafyasının, Türkiye ‘nin kültürel dokusunun temel yapı taşıdır. İnsan ve doğa sevgisiyle şekillenmiş barış, hoşgörü, eşitlik, emek ve özgürlük idealleriyle yoğrulmuş bir yaşam tarzıdır.
Kendi dünyasını sırtında taşıyan, kadim bir kültür olan Yörük kültürü, sahip olduğu ve savunduğu değerlerle evrensel kültür mirasının da bir parçasıdır.Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Toros Dağları’na bakınız, eğer orada tek bir Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez' sözlerini bizlere vasiyeti olarak benimsiyoruz.Kara çadırda simgeleşen değerleri, yaşamın her alanında hayata geçirerek; bizlere bırakılan vasiyeti yerine getirmeye çalışıyoruz.Biliyoruz ki; milli kültürümüzü detaylarıyla ve değerleriyle anlayarak geleceğe uyarlarsak, yeni kuşaklarımıza öğretirsek ve kamu yönetiminde uygularsak dünya çapında güçlü bir halk, güçlü bir millet ve kültür olarak başköşede yerimizi alırız
Yerel değerlere sahip çıkmadan onun gelişimine katkı sağlamadan, bütün insanlığın ortak mirası anlamında evrensel değerlerin bir parçası olamaz. Bu noktada bize düşen görev, Yörük kültürünü ve savunduğu değerleri obada, şehirde, evde, işte ve yaşamın her alanında yaşamaktır.Karakeçili Yörük Beyi olarak tanınan Recep Aydemir ise, 'Ankara'da ilk kez düzenlediğimiz Yörük Türkmen Çalıştayı’na Türkiye'nin dört bir tarafından Yörük beylerimiz, dernek başkanlarımız iştirak ettiler. Yaklaşık 70 ilden dernek başkanımız ve misafirimiz geldi. Sembolümüz olan keyfiye de üzerimizde. Çalıştayı birlik ve beraberlik olması için düzenledik. Elimizden geldikçe kültürümüzü yaşatmamız ve dedelerimizden kalan mirası sürdürmemiz gerekiyor' dedi.
“Yörük Türkmen, hayatını tanımlanmış prensipler üzerine kurgular. Çadırını kurarken, rüzgârı hesap eder, sel olması ihtimalini göz önünde bulundurur, çünkü çadır Yörük Türkmen’in evidir. Çadırının kazıklarını çaktığı her yer onun için yurttur, vatandır.
Dolayısı ile yurdu onun kutsalıdır. Hiçbir Yörük Türkmen bir başkasının yurduna konmaz, vatan bilinci gelişmiştir.“ diyerek çalıştayda söz alan Teke Yörük Türkmen Dernekleri Federasyonu Başkanı Abdullah Duman konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

Çoban Ateşi, şafak söktü güneş doğacak demektir. Türk Devletleri Teşkilatının kurulmasını Türk Milleti adına, şafağın söktüğü anlamını yüklüyoruz. Artık güneş Türk Milleti için doğacak. Başkanlarımızın, beylerimizin yakmış olduğu Çoban Ateşi, Türk dünyasında ciddi bir karşılık buldu.
Bizler Türk Devlet Teşkilatına üye devletlerin kültürel bileşeni olacağız. Bu anlamda, burada bulunan başkanlarımız, beylerimiz ve gelemeyip gönülleri bizlerle olan başkanlarımız ve beylerimizin omuzlarında ciddi yükler var. Bizler bu yükün ağırlığını ve bize yüklediği görevi biliyoruz.
Camiamız adına siyasi olarak söyleyebileceğiz sözde şudur: Yörük Türkmen camiası aldatmaz, aldatılmayı da sevmez. Her zaman onurlu birlikteliklerden yanadır.”Mustafa Yıldız : “Türkiye’nin Tapusu Yörük ve Türkmenlerdedir”Çalıştay’da söz alan Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Mustafa Yıldız, “Yörük ve Türkmenlerin siyasiler tarafından seçimlerde suiistimal edilmesine izin verilemeyeceğini” söyleyerek, “2023’nde, 2033’nde, 2073’nde kitabını yazacak adamlar bu salondadır. Biz bu ülkenin tapusunu elinde bulunduran biziz. Dolayısıyla siyasilere tavsiyemiz bize azınlık gözüyle bakmasın” dedi.
Karapapak-Terekeme Türkleri Derneği’nin başkan yardımcısı olan Mustafa Yıldız sözlerini şöyle tamamladı. “Ömrümüzü bir Ulvi davaya adadık derken, bir hayalden bahsetmemiştik. Gerçek şu ki bizim yaptıklarımıza başkalarının hayalleri bile erişemez. Çünkü üzerimizde yan yana yürüdüğümüz yol arkadaşlarımızın, ak saçlı anaların, ak sakallı beylerin ve bizi hep Allah'a emanet eden kardeşlerimizin duası, mazlumların umudu var. Bunca işin icra edilmesinde milletimizin duası, Allah'in Rahmeti olmasa ne yapabilirdik ki?” diye sözlerini tamamladı.