9008,87%-0,12
39,13% -0,12
44,68% -0,28
4236,06% -0,61
6711,98% 0,00
Yıllardır Türkiye'yi göçmen durağı haline getiren AB ülkeleri şokta. Yunanistan sınırından içeri giren binlerce mülteci bu ülke içinde ilerleyişini sürdürüyor. İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin değişik şehirlerinde aylardır sınırların açıldığı haberini bekleyen binlerce sığınmacı denizden ve karadan Yunan topraklarına ulaşmak için hareketlendi. Edirne'de Pazarkule sınır kapısından gelen son dakika görüntülerde kapının önünde bekleyen göçmenlerin dün gece yarısından itibaren sınırda bazı noktalarda tel örgüleri yıkarak Yunan tarafına geçmeyi başardı. Yakalanan çok sayıda mültecinin feci şekilde dövüldüğü, para ve cep telefonlarının gasp edildiği iddia ediliyor.
Yunanistan'a geçmek için Pazarkule sınır kapısına gelen yüzlerce göçmenin bekleyişi sürüyor. Göçmenler dün sabah saatlerinden beri otobüs ve minibüslerle Edirne'ye akın etti. Pazarkule sınır kapısında bekleyenlerin sayısı her dakika artıyor. Sayıları düne göre en az 2 kat artan mülteci grubu, geceyi de soğuk havaya rağmen dışarıda geçirdi. Sınır kapısı önünde bekleyen kalabalık havadan bu sabah havadan da görüntülendi.
İdlib’deki hain saldırıdan sonra Türkiye’nin AB’ye gitmek isteyen mültecileri durdurmama yönünde aldığı kararı duyan göçmenler, gece yarısından itibaren yollara düştü.
Aralarında Suriyeli, İranlı, Iraklı, Faslı ve Pakistanlıların da bulunduğu göçmenler, sırtlarına çantalarını takıp İstanbul’dan taksiler ve otobüslerle yola çıkarak Yunanistan’a geçmek için Edirne’ye geldi. İzmir, Aydın ve Çanakkale’deki göçmenler de denize akın etti. İzmir’in Dikili ve Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki sahillerden botlara binen göçmenler, Yunan adalarında birer birer karaya çıktı.
Dün sabah küçük bir şişme botla, Midilli’ye ayak basan aralarında 15 göçmen, kayıt işlemlerinin yapılması için Moria kampına götürüldü. Middilli ve Sisam (Samos) adalarına akşam saatlerine kadar 80 göçmenin geldiği belirtildi.
Suriye’de iç savaşın başladığı ilk günden beri umut yolculuğuna çıkanların en şanslıları onlardı belki de... Ne yakalanma korkuları vardı ne kaçakçılara ödemek zorunda oldukları binlerce dolar... Yüzleri gülüyordu, heyecanlılardı. ‘Çantamızı alıp çıktık’ dediler. Bir planları yoktu. Tek hedefleri sınırı geçmekti. ‘Sonrası Allah kerim’ dediler, Meriç kıyısına dizildiler...
Ahmet ve arkadaşları Zeytinburnu’ndan taksiye binmişler, 4 araçlık bir konvoy halinde Edirne’ye gelmişler. Şehir girişindeki kontrol noktasında durduruldular. Kısa bir kontrolün ardından yollarına devam ettiler. İleride 4 taksi tekrar buluştu. Yanlarına yaklaştığımda “Abi acelemiz var, çok bekleyemeyiz” dediler. Yüzleri gülüyordu. Heyecanlıydılar. “Sadece kıyafetlerimizi aldık” dediler. Nereye gideceklerine dair bir planları yoktu. Tek hedefleri sınırı geçmekti. “Sonrası Allah Kerim”diyorlardı. Edirne’de en kestirme yoldan Meriç kıyısına dizildiler.
Meriç kenarındaki Doyran köyü, geçişin yoğun olduğu noktalardan. Burada bir salcı var. Kişi başı 20 liraya karşıya geçiriyor. Suriyelilerin yanı sıra Afganlar da var. 24 yaşındaki Hamit eşi ve iki çocuğuyla gelmiş. ‘Abim Selanik’te, bizi bekliyor’ diyor. 3 yaşındaki kızı Mercan etrafında olup biteni anlamaya çalışıyor.
16 yaşındaki Şahin, genç yaşına rağmen çok tecrübeli. Üç kere geçmiş Meriç’i... ‘Yunanlar hem dövüyor hem de telefon ve paramızı alıp geri yolluyor’ diyor. O yüzden geçmekte kararsız. Akşam Yunan askerinin yakalayıp geri göndereceğinden korkuyor.
“Nasıl bir akıbetleri olacağı henüz belirsiz” diye düşünüyorum ki silah sesleri duyuluyor. Ardından Yunan sınır muhafızları ağaçların arasından beliriyor. Ama göçmenler korkmuyor. Top sesleri ve uçak bombardımanlarından kaçan bu insanlar için birkaç el silah sesi ne kadar ürkütücü olabilirdi ki...
