"Güneydoğu Anadolu'da özellikle Şırnak, Hakkari, Şemdinli, Diyarbakır'ın kenar mahallelerinde oturanların diğer bölgelere göre daha az su, elektrik parası ödemesi; daha az kaldırım, çöp, park gibi harç ve vergi ödemesi ve bunlardan kaynaklanan mali bütçe açığının ise diğer bölgelerdeki vatandaşlardan tahsil ediliyor olması" ile ilgili söylentilerin, iddiaların genel bir rahatsızlığa neden olduğu bilinen (ve kabul edilmesi gereken) bir gerçektir.
Oradaki vatandaşımız da haklı olarak "bölgeye yatırım mı yapılıyor ki, benden vergi talep etsinler" diyebilir.
Fabrika olmayınca iş olmuyor.
İş olmayınca kazanç olmuyor.
Kazanç olmayınca vergi de ödenmiyor veya toplanamıyor...
İşin bu yönüne bakınca vatandaş da haklı diyoruz.
Ancak başka bir açıdan bakınca işin boyutu değişiyor.
Bir kere bölge; teröre yatak, teröriste yataklık olmaktan çıkmalıdır.
Terörün, teröristin beslendiği tüm kaynaklar hızla kurutulmalıdır.
İstiklal Marşı, Bayrak gibi ortak milli değerlere saygı içinde olunmalıdır.
Halkın göstereceği bu kararlı duruşla beraber "Ankara" da; güvenli, huzurlu bir ortamın oluşması için siyasi, askeri, ekonomik reformları hızlandırmalıdır...
Ancaaak bölge halkı da mutlaka ve mutlaka Ankara'ya bağlılığını, yani ülkenin ve devletin bölünmez birlik ve bütünlüğüne sahip çıktığını göstermelidir... Bu olmadan reform olmaz, kalıcı huzur da sağlanmaz...
Bölgenin adı "Kürdistan" olursa ne olacak? Birileri "olsun" derse ne olacak? "Alın, Şırnak, Hakkari, Şemdinli sizin olsun, çıkın topraklarımızdan yerleşin oraya, kurun devletinizi..." derse, ne olacak? Bölgede Kürt Devleti'nin kurulduğunu varsayalım, bu bölgede yaşayan Kürtler bugünden daha mı özgür, daha mı güvende olacaklar?..
Bugün Ankara'dan rahatsız olanlar o gün geldiğinde karşılaşacakları PKK KCK Diktatörlüğü karşısında hiç şüpheniz olmasın ah-vah diyerek dizlerini döveceklerdir... Huzuru, ticareti, özgürlüğü mumla arayacaklardır.
Unutmayın son pişmalık fayda etmez... Kardeşce yaşamak varken, başka arayışlar içinde olmak yeni sorunları da beraberinde getirecektir.
