9132,3%0,97
34,22% -0,05
37,47% -0,40
2867,93% -0,64
4820,13% -0,91
Diyanet'in 'Hayat tarzı' nedeniyle yıldırma ve mobing uyguladığı müftü Mehmet Deniz'i intihara sürüklemesine tepkiler çığ gibi büyüyor.
Türkiye'de ilk kez bir müftü canına kıydı. Kurum içindeki baskıcı ve tutucu görüş, kendileri gibi olmayanlara dayattağı sistem Balıkesir'de görevli müftü Mehmet Deniz'i canından etti. Hayat tarzı nedeniyle kınama cezasıyla müftülükten atıldığı iddia edilen Mehmet Deniz'in hukuk mücadelesini kazanmasına rağmen, mahkeme kararlarına uymayan yöneticiler hakkında soruşturma açılırken, sosyal medyadan olayla ilgili tepkiler yükseliyor. Vatandaşlar konuyla ilgili yaptığı paylaşımlarda '5 evladı bulunan müteveffa'nın çocuklarının yüzüne nasıl bakacaksınız? Kendi çocuklarınızı nasıl sevebileceksiniz? Din adamlarını bile dinden soğutan bu sistemle inandırıcılığınızı kaybettiniz' yorumları yapıyorlar. Müftü Mehmet Deniz'in acılı eşi ise yaptığı açıklamada 'Bunun sorumlusu Ali Erbaş'tır' dedi.
Gazete Duvar’dan Ferhat Yaşar’ın haberine göre, Deniz'in yaşam tarzı nedeniyle Diyanet’ten baskı gördüğü ve yaşamına bu nedenle son verdiği iddia edildi. Müftü Mehmet Deniz'in bisiklete binmesi, motosikletle işe gitmesi ve cübbe giymemesi nedeniyle hakkında Diyanet İşler Başkanlığı tarafından soruşturma başlatılmıştı. Müftü Mehmet Deniz, yaşadıklarının ardından yaşamına son verdi.
Deniz’in bisiklet ve motosiklet kullanması ve giyimi nedeniyle hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından soruşturma açılmıştı. Soruşturmanın ardından müftülükten atıldı. Mehmet Deniz bunun üzerine mahkemeye başvurdu.
Balıkesir İdare Mahkemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kınama cezasını ve müftülükten atılma kararını bozarak göreve iade kararı verdi. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı bu kararı işleme koymadı. Müftü Mehmet Deniz bunun üzerine durumu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken, müftü Mehmet Deniz dün evinde intihar etti. Mehmet Deniz’i tanıyan meslektaşları, intihar olayının ardından Diyanet’in 'çalkalandığını' söyledi. Kurumda gruplaşma olduğunu ve Mehmet Deniz'inkine benzer yüzlerce dosyanın bulunduğu belirtildi. Diyanet İşleri Başkanlığı Atama Yürütme Kurulu'nda (AYK) yer alan üyelerin, kendi gruplarından olmayan çok sayıda kişiyi benzer gerekçelerle müftülükten ve vaizlikten uzaklaştırdığı öne sürüldü.
Mehmet Deniz intihar etmeden önce yaşadıklarını anlatan bir de mektup bıraktı. Mektup savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında incelenmeye alındı. İsminin açıklanmasını istemeyen bir müftü şunları söyledi:
''Şu anda Diyanet kaynayan kazan. Tüm teşkilat ayakta. Birileri artık Diyanet'ten gitmeli. Diyanet'te bir şeyler değişmeli. Çok büyük bir etki yaptı bu intihar olayı. Ali Erbaş ve yöneticiler sabahlara kadar uyuyamadı. Türkiye'de ilk kez bir müftü intihar etti.'
Adaletli, Dinamik, İdealist, Liyakatlı Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (Adil-Sen) Genel Başkanı Ahmet Murat Hocaoğlu da yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Çok haksızlığa maruz kaldı. Buna karşı mücadelesini verdi. Bu insanı haksızlık nedeniyle kaybettik. Atama Yürütme Kurulu, kınama cezasını kaldırmadı. Birileri müftülükten atılıp güçlü olduğu için geri döndürülüyorsa, bu garibanlara neden uygulanmıyor? Bir müftü niçin intihar eder? Diyanet İşleri Başkanlığı ve genel müdürlere sesleniyorum. Biz böyle liyakatsiz bir işlem istemiyoruz. Gücü olan kazanmasın. Bunlara müsaade etmeyin. Mehmet Deniz hocam bu şekilde yaşadığı için mi ceza aldı? Bu insanın ölümünde sizin parmağınız yok mu? Elinizi vicdanınıza koyun. Beş tane çocuk yetim kaldı. Mehmet Deniz maalesef Diyanet İşleri Başkanlığı'nda yapılan haksız işlemden dolayı kendi canına kıydı. Mehmet Deniz'in yaşadıklarını birçok kişi yaşadı ya da yaşıyor. Gücü olanlar görevine dönüyor.''
Müftü Mehmet Deniz’in eşi Zeynep Deniz 'Hayatı boyunca onuruyla yaşadı. Böyle bir insanı hangi sebepten dolayı cezalandırdılar? Bütün bu yaşananlara dayanamayarak hayatına son verdi. AYK kararları, mahkeme kararları bunlar kimin için verildi? Ali Erbaş’a sesleniyorum: Biz bunun hesabını kimden soracağız? Bunun hesabını bana, çocuklarıma kim verecek? Sorumlusu sizsiniz. Bu mahkeme kararlarına kimler müdahale edecek?'' ifadelerini kullandı.