10125,46%0,66
34,94% 0,15
36,70% 0,26
2980,45% -0,85
4844,33% -0,71
Küresel şirket tepe yöneticilerinin öngörülerinde üretim ve istihdamın azaldığı bir resesyon dönemi var. Dünya piyasaları -mali ve sosyal hazırlıklarını yaparak- bir güvercin tedirginliği içinde bu resesyonu bekliyor.
Kadriye KOCA
Uluslararası şirketlerin üst yöneticileri dünya pazarında bütün ülkeleri etkileyecek bir durgunluk dönemi bekliyor. Ülkelerin büyüyememe ve üretim ve istihdamı arttıramaması olarak kendini gösterecek resesyon işçi çıkarmaları ve kapasite düşürmeleri gündeme getirecek.
Dünya resesyonu konuşuyor. Öncelikle bazı ekonomistler kabul etmese de ABD piyasaları resesyonun ilk işaretleriyle karşılaştılar bile. Avrupa’da ise resesyon belirtileri çok daha fazla kendini göstermiş durumda. Küresel ekonomilerde üst yöneticilerin çoğu önümüzdeki dönemde resesyon durumunu ciddi olarak öngörüyorlar. ‘Hafif ve kısa’ süreceğini tahmin ettikleri resesyon durumu için istihdam politikalarını gözden geçiriyor, mali politikalarını yeniden şekillendiriyorlar.
Resesyonla ilgili öngörülerde en iyimser görüş büyümenin yavaşlaması ve bir adım ötesi yüzde 10’luk bir üretim kaybı. Ancak yüksek enflasyonla boğuşan dünyada resesyondan kısa sürede çıkılabileceğini öngörmek o kadar kolay olmayacak. Enflasyon gelirlerimizi, emeğimizi tüketirken resesyon da ürün ve hizmet sevkine zarar verecek, istihdam kaynaklarını eritecek.
Pandemi, savaş, enflasyon ve geldiğimiz nokta: Resesyon
Resesyon yeşil üretim için yapılması planlanan yatırımları da etkileyecek. Şirketlerin yeşil enerji için atacakları adımlar, karların düşmesi ve üretimin azalması ile birlikte sekteye uğrayacak. Ayrıca şirketler için küresel çapta artan faiz oranlarının yükselmesi de finanse edilmesi gereken doğal kaynaklardan enerji üretimini sekteye uğratacak, maliyet artışlarına neden olacak.
Dünya doğal kaynakların bile daha maliyetli olacağı zamanlara doğru gidiyor. Gelir dağılımında bozulan dengesizlikler küresel resesyonu getirecek. İstihdamdaki problemler de toplumsal sorunlara zemin hazırlar.
Bütün dünyayı saran bir pandemi sürecinden sonra basılan paralarla yüksek enflasyonları görün ülkeler hemen akabinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle göçü ve uluslararası arenada bir batı ülkeleri ve Rusya restleşmesini gördü. Her ülke bir gaz krizi bir ödeme krizi ve çeşitli ölçülerde de olsa enflasyon krizi yaşarken iklim krizinden kaynaklanan bazı bazı bölgelerde oluşan kuraklık sorunları da üzerine tuz biber ekti. Bu ekonomik darboğazın bir sonraki adımı resesyon olacak gibi görünüyor. İşte kapitalist dünyanın karar vericileri olan finansçılar bir güvencin tedirginliğinde küresel resesyon verilerini bekliyorlar.
Resesyon bize ne getirir?
Uluslararası ticaret bir blok zincir gibi birinde yaşanan değişim ve farklılaşma dünyanın her yerini bütün pazarları sektörleri etkiliyor. Ekonomik kararlar alınırken Rusya’nın Ukrayna savaşına, iki kutuplu dünyaya adım atar gibi Avrupa-Amerika, Rusya restleşmesine ve iklim krizine sırt çevirerek kararlar almak mümkün değil. Resesyon alım gücü düşen emeği değersizleşen insanların bir tepkisi olarak her sektörde görülecek. Hiper enflasyon ortamında kimse yarın hangi malı kaça alacağını bilmediğinden emeğiyle geçinenler günü kurtarmaktan ileriye gidemeyecek. Uzun süreli borç ve mali yük altına giremeyen emekçiler tüketim çarkları içine olması gerektiği gibi katılamayacak.
Uzun vadeli emeğin değersizleşmesi toplumsal huzursuzlukları, kalitesizliği, üretimin düşmesini ve istihdam sorunlarını getirecek. Bu artık bir güvercin tedirginliği olmayacak geniş kitlelerin hakkını arama emeği ayağa kaldırma ve seslerini duyurma mücadelesi olacak.