İmamoğlu, 'Sizi yok sayan anlayış kamuda enerjiyi tüketiyor'
Geçmiş dönemdeki birikimleri, yetenekleri görmezden gelen, bu değerleri baskı altında tutan sistemin kamuda enerjiyi tüketmeye başladığı saptamasında bulunan İmamoğlu, 'Ülkemizde, şehirlerimizde nitelikli insan kaynağı var etmeli ve bu kaynakla geleceğe dair çok güzel işler üretme becerisini ortaya koymalıyız. Günün teknolojileri üzerinden, günün insan kaynakları bilimini, insan kaynaklarının varlığına entegre etmiş bir biçimde, sağlıklı çalışma ekosistemleri kurmalıyız. Her bireyin birbirini motive ettiğini, birbirini ezen değil, destek sağladığı ortamları var etmeliyiz. Böyle davranır, böyle ortamlar oluşturursak kesinlikle ülkemiz mutlu olur. Aksi taktirde talimat alan ve talimatları yerine getiren bir topluma doğru gideriz' dedi.İmamoğlu, genç mesai arkadaşlarına, 'İşimize karşı, topluma karşı, çalışma arkadaşlarımıza karşı insan sevgisiyle dolu olmalıyız. Kim olursa olsun; insanı sevmek. İnançlı insanlar olsun ya da farklı inançta insanlar olsun veya inançsız olsun fark etmez; kim olduğunun bir önemi yok. Giyiminin, kuşamının, yaşam biçiminin hiçbir önemi yok. Biz, birbirimizi insan olduğumuz için seveceğiz ve saygı duyacağız. Ve bu, mutlaka kusursuz bir insan sevgisi olmalı. Bunu, ruhunuzda hissetmelisiniz' sözleriyle seslendi.

'İNANDIĞINIZ ZAMAN BAŞARIRISINIZ'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da programın son bölümüne katıldı ve çalışanların oluşturduğu koronun seslendirdiği, 'Maçka Yolları Taşlı' ve 'Mardin Kapı Şen Olur' isimli türküleri dinledikten sonra etkinliğin kapanış konuşmasını yaptı. İmamoğlu, genç mesai arkadaşlarına özetle şu konuşmayı yaptı:
'GENÇLİĞİMİZ, EN BÜYÜK GÜVENCEMİZ'
'Keyifli bir iş yaptınız. Çok istekliydiniz. Takım ruhuyla davrandınız burada bir saatlik bir çalışmayla. Hedefiniz olduğunu gördüm. Hedef koydunuz ortaya ve sonuçta değerlerinizin olduğunu, o coşkuyu içinizde hissettiğinizi bize hissettirdiniz, gösterdiniz. İyi ki varsınız. Şükredin, iyi ki de gençsiniz; onun değerini bilin. ‘Gençliğimiz var’ mesajı çok önemli. Bu mesaj, geçen sene 6 Mayıs’ta, tümüyle hissiyatımla ağzımdan çıkan bir mesajdı. Sanki onu kendime dayanak almıştım. O, benim en büyük güvencem gibi düşünerek, ‘Gençliğimiz var’ demiştim. Çünkü; haksızlığa uğramıştım. Bu haksızlığa uğrayan sadece ben değildim, benimle beraber 16 milyon insanın inancıydı. Ama orada, bir anda aklıma, ‘Gençliğimiz var’ demek nasıl geldi? Demek ki, insan enerji hissedince, bir güç elde etmek isteyince, dayanak olarak gençliği görüyor. Sizin de gücünüzün oradan geldiğini unutmamanız ve bu yıllarınızı çok iyi değerlendirmeniz lazım.'
'EŞİTLİK DUYGUSU YERLEŞİRSE HER SORUNU ÇÖZERİZ'
'Tabii ki, dürüst olmalıyız; işimize karşı, topluma karşı, çalışma arkadaşlarımıza karşı. İnsan sevgisiyle dolu olmalıyız. Kim olursa olsun; insanı sevmek. İnançlı insanlar olsun ya da farklı inançta insanlar olsun veya inançsız olsun fark etmez; kim olduğunun bir önemi yok. Giyiminin, kuşamının, yaşam biçiminin hiçbir önemi yok. Biz, birbirimizi insan olduğumuz için seveceğiz ve saygı duyacağız. Ve bu, mutlaka kusursuz bir insan sevgisi olmalı. Bunu, ruhunuzda hissetmelisiniz. Benim yol arkadaşlarım, bunu hissedecek. Asla bundan taviz vermeyecek. Ben, her arkadaşım karşısında eşit birey olarak kendimi görüyorum. Hiçbirinizin üstünlüğünü kabul etmem, hiçbiriniz de benim üstünlüğümü kabul etmeyin. Böyle bir şey yok. Hepimizi aynı seviyedeyiz ve eşitiz. Bu eşitlik duygusu topluma yerleştiği vakit, inanın toplumun bütün aklınıza gelen sorunlarını, sosyolojik sorunlarını, davranışlar sorunlarını çok kolaylıkla aşarız. Gerisi teferruat. Kaldı ki bizim topraklarımızda bu manevi duyguların kökeni çok eski. Belki insanlar, insanlık evrensel değerleri bugün konuşuyor ama bizim topraklarımızda, bizim tarihimizde, bizim genetiğimizde, bu topraklarda binlerce yıldır bu duygular var. İnsan sevgisiyle süreci harmanlamalıyız.'
'TÜRKİYE’NİN AYAKLARINDAKİ PRANGALARI SÖKÜP ATACAĞIZ'
'Liyakati temel alacağız. Hak ediyorsak, mutlak kazanacağız. Hak eden her arkadaşımızın, hak ettiği yolda yürümesi için, elimden gelen bütün titizliği ortaya koyacağım. Liyakatle kazanımı eşleştirdiğimiz an, göreceksiniz çok büyük keyif alacaksınız bu yol haritanızdan. İnşallah yetkinliklerinizin, bilgi ve uzmanlıklarınızın karşılığının olduğu çok güzel bir kariyer yolculuğunu İBB’de, sizlerin de katkılarıyla, size yaşatacağız. O gün başaran arkadaşımızın herkes elini ayağa kaldıracak, başaramayan arkadaşlar da ‘Ben çalışırsam olur’ diyecek. Dönüp sağına soluna, ‘Dayım, ağam, paşam var mı’ diye bakmayacak. Aynaya bakıp kendine diyecek ki, ‘Ben, daha iyi çalışmalıyım. İşimi daha iyi yapmalıyım ve kazanmalıyım.’ Kendinize olan güveninizi perçinleyecek, destekleyecek olan şey, kendi becerilerinizdir. O bakımdan, kendi kişisel gelişiminize çok çok önem vereceksiniz. Yaşam şeklinizi buna uygun olmalı. Enerjik olacaksınız. Sağlıklı olacaksınız. Asla ve asla bıkkınlığı hayatınıza yerleştirmeyeceksiniz. ‘Böyle gelmiş, böyle gider…’ Hayır! Hep beraber hayatı değiştireceğiz. Türkiye’nin ayaklarındaki bütün prangaları, bütün zincirleri söküp atacağız.'