Her ne kadar teknoloji ile birlikte okuma alışkanlığı zaten az olan bir toplum olarak bu alışkanlığımız iyice düşüş göstermiş olsa da yine de kitap okumanın öneminin farkında olan ve ısrarla okumayı sürdüren sadık bir okuyucu kitlesi var.
Bir şeyler okumak isteyenlerin ne okuyacağını belirlemesi en az o kitabı okumak kadar zahmet gerektiren bir iş olabiliyor zaman zaman. Nitekim az okuyan bir kişi okuyacağı kitapları öncelikle okunması gereken kitaplar arasından seçmeye çalışıyor.
Biz de vakti kısıtlı olanlar için okuduklarında derin düşüncelere uyanacakları kitaplara örnekler vermek istedik.
Çok bilinen bir kitap olmayan bu eser feminist edebiyatın başyapıtı olarak bilinir. Her ne kadar biraz ağır ve ağdalı bir dili olsa da kitabın adında da geçtiği üzere vahşi kadın arketipine yönelik çok önemli tespitler sunar.
Bu kitabın alıcısı içinde bulunduğu akımdan da anlaşılacağı üzere kadınlardır. Pek çok eleştirmene göre de her kadının muhakkak okuması gereken bir kitaptır. Modern kadının kafasından hayata dair geçen sorulara ve hayat tarzlarına yönelik bir çözüm bulabilecekleri bir kitaptır Kurtlarla Koşan Kadınlar.
Dünyanın en meşhur destanlarından biri olan İlyada ile dinsel mitolojiye dair pek çok şey anlaşılabilir. Bu yüzden sadece bu alanlarla ilgilenen kişilerin değil herkesin okuması gereken önemli bir başucu eserdir. Her şeyden önce insanlığın en eski hikayelerinden birini içinde barındırması nedeniyle insanlık tarihine ilişkin önemli bir bilgi kaynağı olacaktır.
Özellikle şu an sınırlarımızda yer alan topraklarda geçen bir eser olması ve dünyanın en çok ilgi gören konularından biri olan Truva’yı anlatan bir eser olması da İlyada’yı muhakkak okunması gereken bir eser yapmaya yeter de artar.
Türkiye’nin kuşkusuz en iyi roman yazarlarından biri olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın kendine has üslubuyla yazdığı ve Türk edebiyat tarihinin en iyi romanlarından biri olmaya aday bir eserdir Saatleri Ayarla Enstitüsü. Cumhuriyetle birlikte büyük bir değişimin içerisine itilen Türk toplumunun Osmanlı’nın son dönemlerinden gelen ayar değişiminin mizahla harmanlanarak sunulmasıdır. Türk toplumunun Doğu ve Batı ekseninde sıkışıp kalmasına yönelik en ince eleştirileri sunan bir eserdir Saatleri Ayarlama Enstitüsü.
Eser sadece Cumhuriyet dönemi için değil günümüze dahi sunduğu mesajlarla zamanının ötesinde bir kitap olma özelliği de göstermektedir.
Stefan Zweig’in en çok okunan ve kesinlikle verilen değeri hak eden eserlerinden biridir Satranç. Aslına bakılırsa bu eser uzun bir hikayedir. Çok ince bir kitap olmasına rağmen Zweig’ın ustalığı ile satranç ve Nazizm gibi kavramları bir arada harmanlayabildiği ve muazzam yeteneğini gösterdiği en önemli eserlerden biridir.
2’nci Dünya Savaşı sırasında bir hücreye hapsedilen bir kişinin eline aldığı bir satranç kitabı ile daha önce hiç bilmediği satrancı öğrenmesi ve sonunda zihninden satranç oynayabilecek kadar bu oyunda ileri gitmesini anlatmaktadır. Eserin psikolojik tahlilleri ise Zweig’ın ne kadar önemli bir yazar olduğunu adeta kanıtlar. Nitekim Zweig’ın intihar etmeden önce yazdığı son eser olması da yazarın nasıl bir ruh halinde bunu ortaya koyduğunu göstermektedir.
