GECE YARISI NOTLARI


KAZAKİSTAN’DAN AVRASYA’YA BAKINCA 

    Bu yılın başlarında darbe girişiminin yaşandığı Kazakistan’da dolaşıyoruz. Dostlarla sohbet ediyoruz. Yakın annesi babası veya dedesinin bir bağı olmamasına karşılık Türk Dünyası konusunda (ne kadar verimli ve kazançlı bir dünya ki) ahkam kesenlerin yaptığı gibi kimlerle, hangi makamlarla görüştüğümüzü, sohbet ettiğimizi reklam etmeden, fotoğraf vermeden bu kandaş Türk coğrafyasında hayatın nasıl seyrettiğini, Kazakistan’dan bakınca Avrasya’nın, Türkiye’nin nasıl göründüğünü kısa başlıklarla paylaşmak istiyorum.
    Kazakistan yönetiminin 8 ay önce yaşanan darbe girişiminden ders aldıkları, özellikle iç güvenliği artırıcı önlem ve arayışlar içinde oldukları görülüyor. Çin (Doğu Türkistan) ile 1765 km uzunluğunda, Rusya ile ise 6.846 kilometre uzunluğunda sınırı olan; yüzölçümü bakımından Batı Avrupa bölgesi genişliğindeki bir coğrafyayı 19 milyon nüfus ile yönetmenin, kontrol etmenin ne kadar zor ve hassas dengelere bağlı olduğu ortada. Kilometre kareye sadece 7 kişinin düştüğü, nüfusun yüzde 66’sını Kazakların oluşturduğu ülkede %20’nin üzerinde de bir Rus nüfusu var. 
    
14 eyalet ve 319 şehrin bulunduğu ülkenin Astana, Almatı, Çimkent, Türkistan, Atrau, Kızılorda, Öskemen, Baykonur, Karaganda, Kostanay, Uralsky, Taraz, Pavlador ve Semey gibi nüfusun yoğun olarak yaşadığı öne çıkan şehirleri bulunuyor. Kazak nüfusunun yarısının kırsal kesimlerde ve mevsimsel olarak de göçebe hayatı yaşamaya devam ettikleri; bu nedenledir ki, örf ve adetlerine, kültürel ritüellerine bağlı geleneksel bir yaşam sürdükleri görülüyor.

KAZAKİSTAN’DA DİNAMİK BİR YAŞAM VAR
   

SSCB’nin dağılması ile 1991’de BM üyesi bağımsız devlet olarak kurulan Kazakistan’ın başkenti Almaatı sokaklarında dinamik bir yaşamın izlerini beraberinde hayat pahalılığını görebiliyoruz. 1 dolar 480 Kazak Tengesi ediyor, bizim 10 TL’miz 266 Tenge yapıyor. Asgari ücret oldukça düşük, 100 dolar civarında. Meslek gruplarında ortalama maaşlar 400 ile 600 dolar arasında değişiyor. 
Düşük maaşlara rağmen Orta Asya’daki diğer Türkistan Cumhuriyetleri ile kıyaslandığında ülkenin etkin performans gösteren bir ekonomiye sahip olduğu biliniyor. Bunun en önemli sebebi ülkenin çok zengin yeraltı doğal kaynaklara, tarım ve hayvancılık ürünlerine sahip olmasından kaynaklanıyor. Ne var ki, bağımsızlığın ardından diğer Türkistan Cumhuriyetleri gibi, İMF’nin “şok terapi politikası” uygulanmış, Çin’den petrol ve diğer doğal kaynakların işletilmesi karşılığı borçlanmış ve neticede pek çok alanda dışa bağımlı hale gelmiştir. Ancak zaman içerisinde ülkenin sürekli kendini geliştirmeye başladığını, petrol fiyatlarındaki yükselişle birlikte iç ve dış ticaretin canlandığını, yaşam standardının artırılması için her geçen gün ekonomik, siyasi, ticari ve güvenlik alanında iyileştirmeye yönelik planlamaların yapıldığını görebiliyoruz.

ORUSNUNG TAMAGI TOK BOLSA KAZAKGHA TICHLIK BOLADI…

Kazakistan’dan bakınca, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan ülkelerinin ciddi şekilde güvenlik tehdidi ile karşı karşıya olduğu görülüyor. 
“Karakalpakistan” da yaşananlar, bu ülkedeki Kazak nüfusundan dolayı, Kazakistan’ı da ilgilendiriyor ve etkiliyor. Çünkü Kazaklar, Karakalpakları kendilerine daha yakın hissediyorlar. Karakalpaklar da öyle. Kazaklar, Kıpçaklara mensup akrabaları Karakalpakların haklarını koruma noktasında pes etmeyeceklerini belirtiyorlar.
Afganistan’da Taliban ideolojisinden bütün Türkistan Cumhuriyetlerinin tedirgin oldukları görülüyor. 
Bu coğrafyada Rusların ise hala etkin güç oldukları görülüyor. “Türkçe” değil, “Rusça” bu coğrafyanın “ortak dili”… Moskova’nın etkisini her alanda görmek mümkün. Kentlerde yaşayan Kazak çocukların çoğu Rus okullarında okuyor. 8-9 yaşındaki çocukların Kazakçadan ziyade Rusçaya hakim oldukları, Rusça konuşup anlaştıkları görülüyor. Ara başlıkta da anlaşılacağı üzere, 
“Orusnung tamagı tok bolsa
Kazakgha tınclık boladı…”
Yani 
“Rusya’nın karnı tok olursa, 
Kazağın da endişesi kalmaz”

KARA KITAY KAPTASA SARI ORUS AKENDEY BOLAR

Ayrıca bir diğer küresel güç Çin’in de bu bölgede etkisini görebiliyoruz. Bir tarafta Ruslar, diğer tarafta Çinlilerin arasında kalan Kazaklar, geleceğe endişe ile baktıklarını söyleyebiliriz. Moskova ve Pekin arasında adeta mekik dokuyorlar. 
Prof. Namazali’nin dediği gibi;
“Kara Kıtay kaptasa
Sarı Orus akendey bolar”
Yani
“Kara Çin basarsa
Sarı Rus baban gibi olur”

BÖLGEDE ETKİN VE AKTİF BİR TÜRKİYE İSTENİYOR

Bütün bu gördüklerimiz; Türkistan Cumhuriyetlerinin güvenlik, ticaret konularında işbirliği içinde olmaları gerektiğini ortaya koyuyor. Türkiye ise maalesef hala “uzaktaki kardeş” görüntüsünde, o kadar… Evet, Türkiye, Kazakistan’dan, Orta Asya coğrafyasından bakıldığında suya sabuna dokunmayan, askeri, siyasi ve ekonomik müdahale kabiliyeti olmayan kardeş bir ülke olarak görülüyor.
Türkiye’nin bölgede daha aktif, daha etkin olması arzu ediliyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.