Farkında mısınız?
Kitap ve köşe yazarlarımıza ve de yazdıklarına bir bakınız; önceleri politikacıları, bürokratları hedefleyenler artık halkı hedef almaya başladılar.
Hangisi milletimizi olduğundan daha çok yerin dibine sokuyor ise en çok alkışı o yazar almakta.
İşin garip tarafı, alkışlamayan yok!
Okuyan ve alkışlayan herkes alkışladığı zaman şunu demekte;
'Ben o yazıda bahsi geçenlerden değilim.' Demek ki ülkemizde iki halk var; bir öyle olan bir de öyle olmayan.
Aslında olmayan bir halk...varmış gibi yapılan ve ötekileştirilen. Öyle olan bir halk ile öyle olmayan halk masalını kendi kendine yutturan yutturana.
Kendine dahi mert olamayan bir halktan bahsediyorum aslında...bir birlerine karşı nasıl olsunlar?
Göz göre göre bugünü ve yarını elinden alınan, geçmişi bir kalemde değiştirilerek yeniden servis edilen, çoluğunun çocuğunun geleceği riske edilen bir kişi bunlara sesini çıkarmıyor ve de içine düşürüldüğü durumdan dolayı utanmıyor ise, böylelerinin oluşturduğu bir halk hakkında yazsan ne olur, yazamasan ne olur.
Son senelerde Türkiye'mizde olan bitenlerin, bırakın benzerini, onda biri başka memleketlerde olsa insanlar sokağa dökülmekte, haklarının peşine düşmekteler. Bunu da yüce halkımız her gün gazetelerden okumaktalar. Bazı kahraman sivil kurum üyesi bireyler benzer haklı girişimlerde bulundukları zaman ise biber gazı, tazyikli su yemekteler...
...coplanmaktalar, dövülmekteler.
Aynı halk sanki olan bitenler kendi sokağında olmuyormuşcasına bunları da izlemekteler.
Sistem yerine partinin, icraatları yerine kişilerin, uygulamalar yerine ideolojinin peşinden gidenlerden bahsediyorum aslında...
Farkında mısınız?
