İstanbul'da Latin Hristiyan soygunu, kiliseleri yerle bir etmişler

İstanbul mimarisinin tarihi bellekleri içerisinde oldukça önemli bir yere sahip olan Polyeuktos Kilisesi'nin, 1204 yılında kenti işgal eden hristiyan latinler tarafından yerle bir edildiğini biliyor muydunuz?

04 Mayıs 2019 Cumartesi 08:52
İstanbul'da Latin Hristiyan soygunu, kiliseleri yerle bir etmişler






İstanbul'da Latin Hristiyan soygunu, kiliseyi yağmalamışlar


Dünya'nın en büyük ve en modern şehirlerinden biriydi. Sadece ticaret ve finansın değil, sanat, kültür ve hristiyanlığın merkezi sayılıyordu. İstanbul'un ihtişamı, batılı hristiyan kralların iştahını kabartan zenginliği 'Kutsal' istilarla defalarca yok edildi. En büyük talanı ise 1204 yılında İspanyol ve Venedikli'lerin başını çektiği Latin Hristiyan işgali olarak biliniyor. 
Kudüs'ü kurtarmak için oluşturulan 4. büyük Haçlı Seferi'nde yolunu değiştirerek İstanbul'a yönelen Haçlı Ordusu, kendi dindaşlarının yaşadığı şehri önce kuşattı, ardından da işgal etti. 

1204 yılının Nisan ayında başlayan kuşatma 30 bin kişilik haçlı ordusuna karşı içeriden verilen destekle işgalle sonuçlandı. Önce Üsküdar ve Kadıköy'ü yağmalayan Haçlı Ordusu, daha sonra Haliç'e girerek karadan ve denizden kenti kuşatma altına aldı.

12 Nisan 1204 yılında teslim olan İstanbul Katolik Latin Hristiyan ordusu tarafından 3 gün boyunca gece gündüz aralıksız yağmalandı.

Evler, kiliseler, resmi kurumlar içerisinde yer alan on binlerce kitap, kutsal sayılan eşyalar, altın-gümüş madeni eşyalar işgalci askerler tarafından toplantı. Yüzlerce kilise ateşe verildi veya yıkıldı. Katolik inancına ters düşen tüm kitaplar kent merkezlerinde ateşe verildi. Yüzlerce ikona imha edildi. Tecavüz ve katliamlar ise, işgal yılları boyunca devam etti. 

9 asırlık Doğu Roma Hazinesi işgalci haçlı ordusu tarafından oluşturulan katarlarla batıya taşındı. Soygun ve talana katılanlar Vatikan tarafından kutsandı. 

Kudüs'ü Müslümanların elinden almak için yola çıkan Latin işgalciler İstanbul'a verdiği zarar bugün hala tarihi binaların belleğinde yer alıyor. Bunlardan en önemlisi Polyeuktos Kilisesi..

İstanbul'un tarihi açısından en önemli mimari eserler hristiyan Latin işgali sırasında yerle bir edildi. Yıllarca devam eden soygunlar sırasında Ayasofya mimarisinin ilham kaynağı olan, hatta kimi sanat tarihçilerine göre Ayasofya'nin ilk uygulama alanı olarak bilinen Polyeuktos Kilisesi sütunları İspanya ve Venedik'e kaçırıldı. 
Ayasofya'dan 10 yıl önce inşaatı tamamlanan ve Süleyman Tapınağı ile boy ölçüşen Polyeuktos Kilisesi'nin bugün Fatih Saraçhane'de yer alan yıkıntıları, Hristiyan işgali ve yağmasını gelecek kuşaklara anlatmak için bin 500 yıllık belgesel anıt niteliğini taşıyor. 

HAŞİM İŞCAN GEÇİDİ YAPILIRKEN ORTAYA ÇIKTI

Yağmalanarak talan edilen tarihi kilise uzun yıllar kaderine terk edilir. Polyektos Kilisesi’nin üzeri tamamen toprakla örtülür. 1960 yılında Haşim İşcan Geçidi inşaatı sırasında yapılan hafriyatlarda kilisenin bazı önemli parçaları bulunur. Daha sonra 8 yıl süren kazı çalışmalarında Polyeuktos Kilisesi’nin kalıntıları yeniden gün yüzüne çıkarılır.

TARİHİ KİLİSE KURTARILABİLİR Mİ?

Arkeolog Murat Sav, "Burası şuan hakikaten çok izbe bir vaziyette. Tarihi kilisenin yok olmaması için koruma tedbirleri alınabilir, bunu çok farklı metotları var. Burası öncelikli olarak yerli ve yabancı turistlerin hizmetine açılmalı, bunun içinde etrafı kapatılabilir. Çeşitli düşüncelerle projeler meydana getirilebilir. Bunun önünde herhangi bir engel yok, daha çekici bir hale getirilebilir aynı zamanda buranın 13. yüzyılda zenginliklerini nasıl kaybettiğine dönük içeride simulasyon da yapılabilir, yani bir nevi İstanbul'daki yapılardan kaçırılan malzemeler üzerinde durulabilir çünkü İstanbul'un belleği eski yapılarında gizlidir. neresine giderseniz nereye bakarsanız o yapıyı adeta bir pırlanta gibi süsleyen yapılar karşınıza çıkar" dedi.

Son Güncelleme: 04.05.2019 09:00
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.