Japon edebiyatında savaş travması; Kurbanı Beslemek

japon edebiyatının ikinci dünya savaşından sonraki toplumsal travmayı anlattığı sayılı eserlerden biri Kenzaburo Oe'nin kitabı Kurbanı Beslemek

14 Temmuz 2023 Cuma 11:58
Japon edebiyatında savaş travması; Kurbanı Beslemek






İmparatorlarını tanrı bildiler, emperyalist güç olmak istediler, dünyaya kafa tuttular, yedi düvele karşı ölüme gittiler, yıllarca süren savaşta çok bedel ödediler, kaybettiler, resmi olmayan tahminlere göre 1 milyon japon öldü, iki atom bombası ile toplum diz çöktü... Bütün bunlardan sonra Japon yönetimi de diz çöktü, rejim değişti, akabinde yetişen değerli edebiyatçılar bu toplumsal travmayı eserlerinde anlattı. İşte bu eserlerden biri Kenzaburo Oe’nin eseri Kurbanı Beslemek....

İkinci dünya savaşının korkunç yüzüne yaşadığı bir dağ köyünde şahid olan japon çocuğun esir alınmış bir asker zenci ile yaşadığı ilişkiyi anlatan Japon yazar Kenzaburo Oe, Kurbanı Beslemek hikayesi ile 1994 Nobel Edebiyat ödülünü almaya hak kazanmış.

Ülkemizde Can yayınlarından Aykut Derman tarafından dilimize kazandırılmış yazarın bu uzunöyküsünde ikinci dünya savaşı Japonya kırsal kesiminde yaşayanların hayatına günlük yaşamlarına duygularına ve geçim çabalarına ışık tutulmuş.

Önce Avrupayı sonra tüm dünyayı yakıp kavuran İkinci Dünya Savaşı geleneksel bir toplum yapısı ile kendi küçük hayatlarında geçinip giden Japon toplumunun kutsal atfettikleri liderlerine inanarak dünyaya kafa tutmalarıyla başka bir boyut kazandı. Japon toplumu imparatorlarının talimatıyla evlatlarını bu kanlı savaşta kurban verdi.

Aynı şekilde dünyanın dört bir yanında savaşan askerler, yerini yurdunu bıraktı, ailesine veda etti, ülkesinden çok uzaklara savaşa gitti.

Savaş dev boyutlardaki o sonu gelmez kanlı boğuşma kuşkusuz uzayıp gidecekti. Uzak yerlerdeki koyun sürülerini yok eden yeni bitmiş otları kavuran adına savaş denen o her şeyi altüst eden Japonya’nın bir köşesindeki küçük bir dağ köyüne kadar uzanabileceğini kim düşünebilirdi ki? Gelmişti işte gelmişti ve benim elimi parmaklarımı parçalamış ve babamı gözünü kan bürüyüp tırpanına sarılmaya zorlamıştı. Diye anlatıyor küçük Japon çocuğu savaş esiri zencinin elinden kurtulma mücadelesini anlatırken

Öyküde geçen Kağıtdelen adlı Bölgenin devlet görevlisi; savaş esiri ile ilgili kararın gecikmesi durumunda savaşın uzunluğundan tüm irtibat noktalarının dağıldığından adeta devlet mekanizmasının çöktüğünden dert yanıyor, Savaş esiri zenci ile ilgili sorumluluğu tümüyle dağ köylülerine yüklüyor savaşın uzamasından şikayet ederek.. ‘Kimse ne yapacağını bilmiyor’ diyerek özetliyor durumu...

Kahramanımız küçük bir çocuk kent ile bağlantısı yok denecek kadar zayıf bir dağ köyünde av tüfeğiyle vurduğu gelincik ve yabandomuzlarını satarak geçimini temin eden babası ve kardeşi ile yaşıyor. Sefil barınağın en değerli eşyası yağlı dipçiği bulunan bir av tüfeği. Uçağın düşmesi ile esir alınan bir düşman askerinin köye gelmesi ve köyle ve kahramanımızla ilişkisini anlatan eser o dönemin japon kırsalındaki ilişkileri anlatıyor. Zenci esir askeri beslemek bizim kahramana düşüyor, yoğun günlük işlerden kafasını kaldıramayan yetişkinlerin dünyasının aksine çocuklar için farklı bir düşman algısı ortaya çıkıyor; Kurbanı Beslemek Japon toplumunun düşman algısını sorguluyor.

Merkezle ilişki kesilince ve sürüp giden olaylarda sorgulamalar başlıyor, devletin kıdemli bürokratları bile bir savaş bu noktaya tırmanırsa işler yolunda gitmiyor demektir çocukların bile parmakları eziliyorsa..diyerek uzunhikayenin sonunda kafası kırılarak öldürülen gelinciklerle düşmanın ölümü ve kahramanımızın parmaklarını kaybedişini anlatıyor...

Bu arada bir canlının en kötü ölümü kafası kırılarak ölmektir yargısına ulaşıyor... İlişkiler, savaş düzeni ve kırsal fakirlik eserde sıkı cümlelerle anlatılmış... farklı bir edebiyat deneyimi için tavsiye edilebilir..

Son Güncelleme: 14.07.2023 12:05
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.