10891,40%0,18
32,90% -0,11
35,71% -0,26
2529,11% 0,87
4106,83% 0,55
İstanbul Modern Sinema’nın Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Sharjah Art Foundation ile ortaklaşa gerçekleştirdiği "Sharjah Film Platformu Ötesi" adlı etkinlikler serisi İstanbul’da devam ediyor.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika asıllı kadın yönetmenlerin filmleri, Sharjah Film Platformu’nun yurt dışı etkinlikleri kapsamında İstanbul Modern Sinema’da gösteriliyor. 9–19 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek programda 9 filmlik bir seçki sunuluyor
Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla, iki sanat kurumunun ortaklaşa hazırladığı projeyle ilgili bilgi veren İstanbul Modern Film Küratörü Müge Turan, “2021 yılında Türkiye’den beş kadın sinemacıyı ve filmlerini, Sharjah’ta izleyicilerle buluşturmuştuk. Bu kez Orta Doğu ve Kuzey Afrika asıllı kadın yönetmenlerin geçtiğimiz yıla damgasını vuran filmlerini İstanbul Modern’de izleyicilerle buluşturacağız. Altısı Türkiye'de ilk kez gösterilecek olan ve çoğunlukla belgesellerden oluşan seçki, kadın olma hallerine, kadının toplumsal ve kültürel rollerine odaklanıyor” dedi.
Çelişen ikilikler, gerçek ile fantezi, kişisel ile kamusal kimlik arasındaki sınırı araştıran hikâyelerden oluşan dokuz filmlik seçkide, Malezya’nın Oscar adayı Kaplan Desenleri, Fas asıllı yönetmen Sofia Alaoui’den bir bilimkurgu örneği olan Aramızdalar ve annesinin İran’daki geçmişini ortaya çıkarmak isteyen Amerikalı bir yönetmenin hikâyesi Canım Benim dikkat çekiyor.
https://www.istanbulmodern.org/sinema
Film Programı
Yönetmen: Sofia Alaoui
Oyuncular: Oumaïma Barid, Mehdi Dehbi, Fouad Oughaou
Orta halli bir aileden gelen genç Itto, yeni evlendiği burjuva kocası ve ailesinin ayrıcalıklı yaşam tarzına yavaş yavaş uyum sağlamaktadır. Ancak doğaüstü olaylar ülkeyi sarsıp olağanüstü hal ilan edildiğinde, Itto kocasından ve yeni ailesinden ayrı düşer. Karnı burnunda, yapayalnız evine dönmeye çalışırken, bu zorlu fiziksel ve ruhsal macera sayesinde zihnindeki tüm engel ve kısıtlamalardan kurtulacaktır. Yönetmen, ilk uzun metrajlı filminde bilimkurgu öğelerini kullanarak günümüz Fas’ında kadınların yerini irdeliyor.
Yönetmen: Inas Halabi
Kuzey Filistin’deki bir Dürzi kasabasında geçen belgesel, izleyiciyi o coğrafyanın yalnızlığına ve sisli mistik dünyasına davet ediyor. Burası, 1948’de İsrail tarafından topraklarının büyük bir kısmına el konulmuş bir kasaba. Yönetmen, orada yaşayan insanlarla yaptığı röportajların yanı sıra, radyo yayınları ve rap gibi farklı malzemelerle uzun zamandır zıtlıklarla yaşayan bölgeye ilginç bir bakış açısı sunuyor. Hem yaşlı nüfusa uğradığı haksızlıkları dile getirmesi için alan açarken, miras aldıkları bu duruma meydan okuyan genç neslin de nabzını tutuyor.
Yönetmen: Terra Long
San Andreas Fay Hattı, Güney Kaliforniya’yı Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın bazı bölgelerine bağlar. Benzer iklimler, burada hurma ağaçlarının ideal yetişme koşullarını sağlar. Belgesel, yerli palmiye ve hurma ağaçlarına bakan insanların emlak ve sınır politikaları yüzünden yaşadıkları sıkıntıları yansıtıyor. Belgesel, 16 mm filmin dokusuyla, mikroskobik bitki hücrelerinden makro ölçekteki dağlara uzanarak kişisel hikâyeler üzerinden ekonominin ve depremin, toprağı ve toplumu nasıl şekillendirdiğini keşfediyor.
Yönetmen: Sierra Urich
İran asıllı Amerikalı Sierra Urich, bu kişisel filminde anavatanını hiç ziyaret etmemiş olmanın getirdiği sırlarla başa çıkmaya çalışıyor. Bir aile anısının tetiklemesiyle yola çıkan genç yönetmen, annesi ve büyükannesinin karmaşık geçmişlerine ve kendi parçalanmış İranlı kimliğini incelemeye başlıyor. Aile fotoğrafları ve videoları üzerinden İran diasporasının deneyimlerini yansıtan ve göçle birlikte gelen tarifi zor o ayrılık hissini anlamaya çalışan dokunaklı bir belgesel.
Yönetmen: Kaouther Ben Hania
Oyuncular: Olfa Hamrouni, Eya Chikhaoui, Nour Karoui
Film, 2015 yılında Tunus’ta kaybolan iki kız kardeşin yasını tutan bir ailenin gerçek hikâyesine odaklanıyor. Olfa Hamrouni’nin 15 ve 16 yaşlarındaki iki kızı bir gün ortadan kaybolarak onu ve diğer iki küçük kızını çaresiz bırakıyor. Yönetmen, Olfa ve kızlarının yanında onları canlandıran profesyonel aktörleri de kullanarak yaşanan travmayı performansla aktarıyor. Dört Kız Kardeş, Oscar ödüllerinde “En İyi Belgesel” kategorisine aday gösterilse de ekranda gördüğümüz, gerçekliği sürekli sorgulamaya iten sahte bir kurmaca.
Yönetmen: Sonia Ben Slama
Film, Tunus’un Mahdia şehrinde düğün törenlerinde çalgıcılar olarak çalışan Fatma ve iki kızı Najeh ve Waffeh’i izliyor. Müzikleri aşk ve umut doluyken, hayatları karmaşık ve acı. Boşanmış olan Najeh, kardeşlerinin gazabından kaçmak için yeniden evlenmeye çalışırken, Waffeh de kendisine şiddet uygulayan kocasından ayrılmanın bir yolunu bulmaya çalışıyor. Belgesel, hayallerle hayal kırıklıkları arasında geçse de erkeklere karşı duran ve sosyal normlara meydan okuyan Fatma ve kızlarının güçlü hayatlarına tanıklık ediyor.
Yönetmen: Amanda Nell Eu
Oyuncular: Zafreen Zairizal , Deena Ezral, Piqa
Zafreen Zairizal’ın oynadığı 12 yaşındaki Zaffan, arkadaşları arasında ergenliğe giren ilk kız. Vücudunun dramatik değişimler geçirmesiyle birlikte arkadaşları ve köyü tarafından dışlanıyor. Ancak Zaffan, zamanla korktuğu fiziksel değişiklikleri kabul etmeyi ve gururlu, güçlü bir kadın olarak ortaya çıkmayı öğreniyor. Malezya’nın Oscar adayı Kaplan Desenleri, mitolojik göndermeleri olan, görsel ve ses tasarımıyla dikkat çeken çarpıcı bir feminist film.
Yönetmen: Laura Amelia Guzman
Oyuncular: Cecilia Garcia, Cuquín Victoria, Juan Maria Almonte
Zengin bir mahallede yaşayan orta yaşlı Dominique, çocuklarının büyüyüp evden gitmesiyle kendini yalnız hissediyor. Bir gün hizmetçisinin eve getirdiği torunu aniden ortadan kaybolunca, Dominique’in annelik içgüdüleri yeniden canlanıyor. İlk sahneden itibaren Dominique’in ayrıcalıklı konumunu ve içinde gizlediği arzuları inceleyen film, Lucrecia Martel’in Başsız Kadın’ına (2008) göz kırparken Dominik Cumhuriyeti toplumuna dair hassas ve iyi tasarlanmış bir gözlem sunuyor.
Yönetmenler: Canela Reyes, Sebastian Pinzon
La Bonga’da yaşayan halk, Kolombiya’daki iç savaş sırasında sağcı paramiliter gruplardan kaçarak ormana sığınıyor. Belgesel, 20 yıl sonra artık sadece anılarında var olan evlerine yeniden hayat vermek için sembolik bir yolculuğa çıkan bu insanlara odaklanıyor. Matriarkal olan bu toplumun lideri Maria de los Santos önderliğinde, eski kasaba halkı ve onların torunlarının Karayip ormanlarında çıktığı buruk ve şiirsel bir eve dönüş hikâyesi.
