Akşener | Nutuk atmaktan vazgeç kardeşim, sıktı artık

Milletimiz her ay farklı bir fedakarlık yapmak zorunda. Ampulleri söndürüp, karanlıkta kalmak durumunda. Türk milleti zor zamanlarda kemer sıkmayı iyi bilir ama bugün yaşadıklarımız bir kemer sıkma politikası değil adeta milletimizin ümüğünü sıkma politikasıdır.

02 Mart 2022 Çarşamba 11:48
Akşener | Nutuk atmaktan vazgeç kardeşim, sıktı artık






Akşener | Nutuk atmaktan vazgeç kardeşim, sıktı artık

Haftalık TBMM Grup Konuşmasında AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenen İYİ Parti Genel Başkanı Akşener "Takkeni önüne koy, gerçeklerle yüzleş. Gençlere nasihat vermekten, nutuk atmaktan artık vazgeç be kardeşim! Sıktı artık, bıktırdın artık!" dedi.


İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.

Akşener Erdoğan'a, "Bugün senin yönettiğin Türkiye’de gençlerimiz Cumhuriyetin sunduğu imkan ve fırsatlardan yoksun kaldı. Bu gerçeği ne kağıtla, ne binayla ne de hamasetle kapatamazsın. Ben büyüdüğüm Türkiye’nin imkanlarını bugün gençlerimize sağlayamadığım için suçlu hissediyorum. Sen de takkeni önüne koy, bu gerçeklerle yüzleş. Gençlere nasihat vermekten, nutuk atmaktan artık vazgeç be kardeşim! Sıktı artık, bıktırdın artık!" sözleriyle tepki gösterdi.

Meral Akşener'in satırbaşları şöyle:

Bugün Türkiye, Türk tarihinin en başarısız yönetim modeliyle ve tarihimizin en basiretsiz ekonomi ekibi tarafından yönetiliyor. Milletimiz her ay farklı bir fedakarlık yapmak zorunda. Ampulleri söndürüp, karanlıkta kalmak durumunda. Türk milleti zor zamanlarda kemer sıkmayı iyi bilir ama bugün yaşadıklarımız bir kemer sıkma politikası değil adeta milletimizin ümüğünü sıkma politikasıdır.

6 siyasi parti olarak geçtiğimiz pazartesi günü çok önemli bir adım attık. Ülkemizi sosyal hayattan ekonomiye, adaletten diplomasiye, doğadan demokrasiye her alanda yıpratan, milletimizi işsizlik, umutsuzluk ve hayat pahalılığı üçgenine hapseden, devletimizi de liyakatsizliğe ve beceriksizliğe mahkum eden partili cumhurbaşkanlığı sistemi ucubesinden kurtulmak için çok önemli bir adım attık. Mutlu, huzurlu ve güçlü bir Türkiye için, Yarının Türkiye'si için çok önemli bir adım attık. Ortak aklı ve istişare kültürünü çalıştırarak milletimizin ve memleketimizin ihtiyaçlarını düşünerek parlamenter sistem çalışmamızı tamamladık ve milletimizle paylaştık. Hayırlı olmasını temenni ediyorum.

ERDOĞAN’A ÜNİVERSİTE ÇIKIŞI

Sayın Erdoğan bizler teksir kağıdından sarı defterlerle okuduk bugünlere geldik. Peki sen kuşe kağıtla okumasına rağmen okuduğu okulun hiçbir faydasını görememek nedir bilir misin? Binbir emekle okulunu bitirip atanamamak nedir bilir misin? Üniversiteden mezun olup annenden babandan harçlık almaya, zincir markette kasiyerliğe mahkum olmak nedir bilir misin? Hayallerinin hayatını şekillendirmesi gereken yaşta AVM köşelerinde yitip umutsuzluğa hapsolmak nedir bilir misin? Bilmiyorsun Sayın Erdoğan, çünkü sen de aynı benim gibi Cumhuriyetimizin sunduğu fırsat eşitliğinden faydalandın. Bugün senin yönettiğin Türkiye’de gençlerimiz Cumhuriyetin sunduğu imkan ve fırsatlardan yoksun kaldı. Bu gerçeği ne kağıtla, ne binayla ne de hamasetle kapatamazsın. Ben büyüdüğüm Türkiye’nin imkanlarını bugün gençlerimize sağlayamadığım için suçlu hissediyorum. Sen de takkeni önüne koy, bu gerçeklerle yüzleş. Gençlere nasihat vermekten, nutuk atmaktan artık vazgeç be kardeşim! Sıktı artık, bıktırdın artık!

'HER HAFTA YENİ BİR İCADINI TANITIYOR'

Kendisi teksir kağıdından dolayı çok mağdur olmuş, çok acılar çekmiş. Nedense o teksir kağıdı dramına rağmen Cumhuriyetimizin Kasımpaşa'dan çıkan teksirzede sayın Erdoğan'a bu ülkede Cumhurbaşkanı olmuş gerçeğini nedense söylemiyor. Hatta bir de çıkıp kuşe kağıdını getirmekle övünüyor. Her hafta yeni bir icadını tanıtan sayın Erdoğan'ın bu hafta da kuşe kağıdı icat ettiğini öğrendik.

Bizler teksir kağıdından sarı defterlerle okuduk, bu mevkilere kadar geldik. Her birimiz teksir kağıdı nedir elbette biliriz. Peki sen kuşe kağıtla okumasına rağmen, okuduğu okulun hiçbir faydasını görememek nedir bilir misin? Sınavlardan yüksek puanlar almana rağmen mülakatta hakkının yenmesinin acısı nedir bilir misin? Atanamamak nedir bilir misin? Devlet memuru bile olmayı hayal edememek nedir bilir misin? Bilemezsin sayın Erdoğan. Bugün senin yönettiğin ülkede gençlerimiz Cumhuriyetin sunduğu imkanlardan ve fırsatlardan yoksun kaldı.

Her fırsatta gençlere nasihat vermekten de nutuk atmaktan da vazgeç. Ya Cumhuriyet değerlerimizi bir an önce hazmedip hak ettikleri imkanı sun ya da getir sandığı biz gelelim gençlerimizi hak ettiklerine ulaştıralım.

ARTAN ENERJİ KRİZİ

İktidarı sayılarla yüzleştirmeye devam edelim. Mesela, doğal gaz ve elektrik fiyatları… Bir sene içerisinde; Elektrik üretiminde kullanılan doğal gaza, yüzde 341, sanayide, yüzde 435, konutlarda ise, yüzde 47 zam yapıldı. Ben böyle deyince, “Avrupa’da da zam var.” demeye başlayacak olan arkadaşlar var. Hiç kendilerini yormasınlar, onu da söyleyeceğim. Avrupa’da, pandemi sonrası genişleme, ve uluslararası alandaki istikrarsızlıklardan kaynaklanan, enerji enflasyonu, Eurostat’a göre, sadece yüzde 25. Yani, yüzde 435’e varan zamlar ile, enerji enflasyonunda da, Avrupa’da açık ara birinci sıradayız. Peki bu durum, neden kaynaklanıyor? Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının, nobel ödüllü ekonomist, Robert Lucas’ın, “En iyi politika, politikasızlıktır.” sözünü, “biz en iyisi hiçbir şey yapmayalım.” olarak yorumlayıp, bunu da, bir yönetim biçimi haline getirmelerinden kaynaklanıyor. Yani Ak Parti iktidarının, politikasızlığından kaynaklanıyor. Türk Lirası’ndaki, dünyada eşi benzeri görülmemiş, değer kaybından, Putin’e ve İran’a bağlı, doğal gaz ithalatından, Azerbaycanlı kardeşlerimizin, Türkmen kardeşlerimizin, Özbek kardeşlerimizin, Kazak kardeşlerimizin, doğal gaz kaynakları dururken, Rusya’nın kaynaklarına, bel bağlamaktan kaynaklanıyor. Akdeniz’de, herkes gaz arıyor, bir tek biz arayamıyoruz. Çünkü dış politikadaki politikasızlık, enerjide de bizi vuruyor. Üstelik doğal gaz sadece pahalı değil, aynı zamanda miktarı da yetersiz. Doğal gaz kesintileri, hâlâ yüzde 20 oranında, devam ediyor.

Yani; her ne kadar Sayın Erdoğan, her üç ayda bir yaptığı, doğal gaz keşifleriyle, gaz sondajı alanında, dünyada adeta bir otorite haline gelmiş olsa da; kendisinin vatandaşımıza verdiği doğal gazdan, daha pahalı bir gaz daha var. O da, olmayan doğal gaz. Bunun maliyeti ise hiçbir şeye benzemez. Elektrikler kesilir, sanayici üretemez olur. Karadeniz’de gaz bulan Sayın Erdoğan, nedense santrallere gaz bulamıyor. Bu da yetmezmiş gibi; BOTAŞ da, özel tedarikçilerin doğal gaz ithal etmesine, engel oluyor. Neden? Çünkü yandaşa ihale etmeyi bekliyor. Tüm bunların yanında, il ziyaretlerimizde karşılaştığımız bir durum daha var. Mutfak tüpünün ve kömürün, çok pahalı ve kullanışsız olması nedeniyle; Vatandaşlarımız bize ısrarla, doğal gaz hizmetinden yararlanmak istediklerini söylüyorlar., Ancak, doğal gaz dağıtım şirketleri, kârlı görmedikleri için, memleketimizin bir kısmına, bu hizmeti götürmüyor. Yani; Doğal gaz şirketleri, yatırımları, milletimizin ihtiyacına göre değil, keyiflerine göre yapıyor. EPDK onlara tarifeyi, şişirip şişirip veriyor, ama onlar vatandaşa gaz vermiyor. İşte size Ak Parti’nin, millet dostu özelleştirme ve enerji politikaları. Yazıklar olsun.

Değerli dava arkadaşlarım; Buradan bir söz vermek istiyorum. Biz iktidara geldiğimizde, ki o gün hiç de uzak değil, Mutlaka kendi doğalgaz habımızı kuracak, ve gaz transit geçitlerinin merkezi olacağız.

Bu sayede; Hem, Türk Cumhuriyetleri’nin gazı değerini bulacak, ve biz daha ucuza gaz kullanacağız; Hem de; Doğal gaz tarifelerini, enerji maliyetini doğru yansıtacak şekilde tasarlayarak, şirketlerin şişirmelerinden arındıracağız.

Olası bir arz krizinde, yeterli gaz stokunu barındıracak depolama tesislerini, ve bu tesislerden, gaz çekişini sağlayacak kapasiteyi de, mutlaka ama mutlaka kuracağız. İYİ Parti iktidarında; hangi ülke gazı keserse kessin, memleketimiz kışın ortasında, doğal gazsız ve elektriksiz kalmayacak.

'GÖZ GÖRE MİLLETİNE YALAN SÖYLÜYOR'

Aziz milletim; Sayın Erdoğan’ın, her sıkıştığında arkasına saklandığı cümlelerden biri; “Bütçeden bir kuruş harcamadan köprü, yol, havaalanı yapıyoruz.” cümlesidir. Ne var ki; 2022 yılı bütçesine, bu dolar garantili ödemeler için, 42,5 milyar lira ödenek kondu. Bununla kalsa yine iyi… Türk lirası değer kaybedince, bu ödeme miktarı 65 milyar liraya çıktı. Yanlış duymadınız. 65 milyar lira. Yani, Sayın Erdoğan’a göre, bütçeden kuruş harcanmayan projelerin, Sadece 2022 yılı için, bütçeye getirdiği yük, 65 milyar lira.

Bu arkadaşımız; ya göz göre milletine yalan söylüyor, ya da artık ipin ucunu o kadar kaçırmış ki, olan bitenin farkında değil. Bu rezaletin başka bir açıklaması olamaz.

YANDAŞA KIYAK İHALELER

Gelin, size birkaç örnek vereyim. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü kim yaptırdı? Rahmetli Demirel. Nasıl yapıldı? Bütçeden. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 8 lira 25 kuruş. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü kim yaptırdı? Rahmetli Özal. Nasıl yapıldı? Bütçeden. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 8 lira 25 kuruş. Peki Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kim yaptırdı? Sayın Erdoğan. Nasıl yapıldı? Kamu özel iş birliği yöntemiyle. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 19 lira. Sadece bu kadar mı? Hayır. Hazine de, otomobil başına, 39 lira ödüyor. Yani, yandaşın otomobil başına alacağı para, 58 lira. Yani, diğer iki köprünün, tam 7 katı. Bir de Osmangazi Köprüsü var. Onu kim yaptırdı? Sayın Erdoğan. Nasıl yapıldı? Kamu özel iş birliği yöntemiyle, yandaşlar tarafından. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 184 lira 50 kuruş. Sadece bu kadar mı? Hayır. Milletin ödediği 184 buçuk liraya ilave olarak; Hazine de, 487 buçuk lira ödüyor. Osmangazi Köprüsü’nün geçiş ücreti; Rahmetli Demirel ve Özal’ın yaptırdıklarının, tam 81 katı. Evet yanlış duymadınız. Tam 81 katı! Bunun 22 katını, köprüyü kullanan vatandaşlarımız ödüyor. 59 katını da, ister kullanalım, ister kullanmayalım, milletçe hep beraber ödüyoruz. Şu rezaletin büyüklüğüne bakar mısınız? Tabi 4 köprü fiyatına, sadece 1 köprü yaptırırsanız, üstelik geçiş ücretini de, dolara bağlarsanız olacağı budur. Bunlar sadece bir örnek. Otoyollar için de durum aynı. İşte size, yandaş beslemenin milletimize olan faturası. İşte size, Ak Parti’nin süslü rakamlarının ardındaki soygun düzeni. İşte size, neden “Projeye değil, ranta karşıyız.” diye kampanya yaptığımızın sebebi. Ama sabredin. O sandık gelecek, ve bu harami düzenden kurtulacağız. İYİ Parti iktidarında milletimizi hak ettiği refaha kavuşturacağız. Hiç merak etmeyin, az kaldı!

AKARYAKIT FİYATLARI

Ülkemizde canımızı yakan bir başka konu da, maalesef akaryakıt fiyatları…

Mesela biz şu an, akaryakıtı; Amerika’dan, Angola’dan, Etiyopya’dan ve Arjantin’den daha pahalıya kullanıyoruz. Avrupa’daki Belarus’tan, Asya’daki Endonezya’dan, daha pahalıya kullanıyoruz. Hatta; Taliban’ın Afganistan’ından, Savaşın ortasındaki, Esad’ın Suriyesi’nden bile, daha pahalıya kullanıyoruz.

Ülkemizde, son bir sene içerisinde; Benzin fiyatları yüzde 134, Mazot fiyatları yüzde 159, LPG fiyatları da, yüzde 143 arttı.

Bir de utanmadan çıkıp; “Domates tarlada 1 lira, markette neden 20 lira?” diye nara atıyorlar. Yahu el insaf! Mazot 17 lirayı geçmişken, tarladaki 1 liralık domates, tezgâhta nasıl 1 lira kalsın? Sayın Erdoğan; Sağda solda düşman kuvvet aramaktan artık vazgeç. “Hayat pahalılığını neden bitiremiyorsunuz, bu gıda fiyatları neden uçuyor?” diye sorduğumuzda, suçu domates-biber-patlıcan lobisine atarak, meseleyi çözemezsin. Domatesin tarlada 1 lira, markette 20 lira olmasının sebebi; Ne nakliyecilerimiz, ne manavlarımız, ne halcilerimiz, ne de marketler değil. Sanayiciyi üretemez hale getiren maliyetlerin sebebi; O pek bir sevdiğin, her fırsatta kıyak yaptığın dış güçler ve faiz lobisi değil. Uçan akaryakıt fiyatlarının sebebi de; Ne fayton lobisi, ne de elektrikli araç spekülatörü Elon Musk’ın, bize çektiği bir operasyon değil. Tüm bunların sebebi, bizzat sensin sen! Hiç kusura bakma. Sen ısrarla anlamak istemesen de, biz ısrarla hakikati konuşmaya devam edeceğiz.

Bize inanmadığın her durumda da, Her hafta seni, aziz milletimizin sesiyle yüzleştireceğiz. Bu kürsü, milletin kürsüsüdür. Nitekim bugün, Milletin Kürsüsü’nde, Akaryakıt zamlarından, en çok etkilenen kesimlerden biri olan, Kamyoncu esnaflarımızı misafir ediyoruz. Yaşadıkları mağduriyeti anlatmak üzere, Karayolu Yük Taşıyıcıları Federasyonu Başkanı, Ahmet Uzun Bey aramızda. Buyurun, Ahmet Başkanım. Söz de, kürsü de sizindir.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Biz, Türk milletiyiz. Biz ağacıyla, çiçeğiyle, deniziyle, tarladaki mahsulüyle vatan toprağına sahip çıkanlarız. Biz eşiyle, dostuyla, kardeşiyle, oğluyla, kundaktaki çocuğuyla vatan toprağı için mücadele edenleriz. Biz vatan toprağındaki bağımsızlığın kıymetini bilenleriz. Biz, vatana sahip çıkmanın, bağımsızlığın kıymetini en iyi bilen milletiz.

Tarihimiz başkalarının hukukunu korumak uğruna ettiğimiz nice mücadele örneğiyle doludur. Çünkü adalet Türk'ün karakteridir.

İşte bu yüzden bugün Türk milleti olarak hepimizin yüreği bir başka millet için çarpıyor. Ukrayna'nın vermiş olduğu mücadeleyi belki de en iyi biz anlıyoruz. Ukrayna'nın cesur evlatlarını saygıyla selamlıyorum. Ülkelerinin özgürlüğü ve egemenliği için vermiş oldukları savaşta onlarla birlikteyiz.

Ukrayna'nın şehirleri, sivillerin yaşam alanları hedef alandı. Bunun açık bir işgal ve darbe girişimi olduğunu söylemek zorundayız. Çünkü Rusya devlet başkanı Putin, Ukrayna halkının iradesini tanımıyor. Siyasi egemenliğine saygı duymuyor. Asgari yollarla düpedüz vali atamaya çalışıyor.

Bu ilişki, Rusya lehine asimetrik bir ilişkidir. S400’lerden Suriye’ye, Akkuyu’dan turizme kadar, hemen her alanda bu asimetrinin, Türkiye’yi düşürdüğü kırılgan durumun yansımalarını görüyoruz.

Bakın size hemen bir örnek vereyim.  Geçen hafta, Sayın Erdoğan çıktı ve Ukrayna krizinde, NATO’yu göreve çağırdı. Ukrayna’ya daha fazla destek olmuyorlar diye NATO ülkelerini eleştirdi, içeride de gazetelere demeç verdi. Aynı günün akşamında ise Strazburg’da, Rusya’nın, Avrupa Konseyi’ndeki üyelik haklarının, askıya alınmasına dair, bir oylama vardı. Peki orada ne oldu? Sabah Rusya’yı eleştiren ve batılı devletleri göreve çağıran Sayın Erdoğan, aynı günün akşamı konseyin 47 ülkesinden bir tek Ermenistan’ın Rusya’ya destek olduğu oylamada, çekimser kaldı.  Aynı gün.  İşte size, Ak Parti iktidarının, dış politikada memleketimizi düşürdüğü kırılgan durum.

İki ayyaş deniliyor ya... Birinci ayyaş dedikleri, I. Dünya Savaşı'nın küllerinden bir devlet, bir ülke kurdu. İkinci ayyaş dediğiniz II. Dünya Savaşı'na sokmadı bu ülkeyi, bir gencinin burnunun kanamasına izin vermedi!

Anahtar Kelimeler:
Meral Akşener
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.