Ümit Zileli | Bütün sol örgütler çapsız adamların eline kaldı

Oksimoron TV’de gerçekleştirdikleri “Acaba Öyle Mi?” programında gazeteci Ümit Zileli ve gazeteci Mustafa Hoş Türkiye’nin yakın tarihini ele aldılar. Anadolu Solu Gerçeği ve Siyasal İslam’ın Yükselişinin konu edildiği programda Ümit Zileli şunları söyledi:

Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslüman

Nedir Türk İslam sentezi? İhtilalin kudretli albayı Alparslan Türkeş, sonra gözden düştüler ve 13 arkadaşı ile sürgüne gönderiliyorlar. Ünlü 14’ler olayı olarak tarihe geçtiler. Sürgünden döndükten bir süre sonra Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne girdi. Sonra orada ele geçiriyor partiyi ve adını değiştiriyorlar. Milliyetçi Hareket Partisi oluyor. MHP’nin 1969 kongresinde, karşısında Nihal Atsız çıkıyor, Türkeş’in. Çok çekişmeli bir kongredir o ve Nihal Atsız kaybediyor. İşte o, Türkeş’in kazandığı kongreden sonra, MHP’nin, “Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslüman” sloganı meşhur oluyor. Türk-İslam sentezinin ortaya çıkışı budur. Sol ise burada solun ortası yok. Yani ortası yoktan kastım şu ya çok marjinal ve çok istihbarat raporlarında aşırı diye geçer ya, aslında soldur o. Aşırısı maşırısı yok, sosyalist soldur.

Ecevit Kemalist ya da Atatürkçü çizgide değil

Ecevit asla Kemalist ya da Atatürkçü çizgide olmayan bir kişi. 1970’lerde Ecevit büyük başarı kazanıyor. %42 oy alıyor 1977’de. Kıbrıs fatihi, Karaoğlan efsanesi ama diğer taraftan şöyle bir şey var. Solun diğer renklerinin, Deniz Gezmiş’ler olsun, Mahir Çayan’lar sol örgütlerin bütün liderleri öldürülüyor. Hepsini öldürdüler ve o sol örgütler, 1970 sonra 71 darbesi, gerçi tam bir darbe değildi meclis kapanmadı etmedi ama başında da bir CHP’li profesörü, Nihat Erim’i getirip ona yönettirdiler, Deniz’leri astılar, Mahir’ler öldürüldü mesela ne oldu ondan sonra? Bütün o sol örgütler, çapsız adamların eline kaldı. İkinci üçüncü beşinci sınıf adamlar ve bir amip türevi başladı devamlı bölünmeye başladılar. Halkın sülalesi diye geçerler, işte halkın kurtuluşu, halkın bilmem nesi falan filan.

Yeşil Kuşak projesinin başlangıcı

12 Eylül’ün en üsttekilerden Bedrettin Demirel vardı, O anılarında; “biz aslında bayrak harekâtını -yani 12 Eylül karşı devrimi diyorum ben ona- bayrak harekâtını aslında 1977’de yapacaktık. Ancak biraz bekleyin olgunlaşsın dediler” der. Hayır diyen kimdi? Olgunlaşan neydi? O olgunlaşsın dediği 3 senede 3 bin kişi öldü Türkiye’de. Resmen hazırlandı, tam yeşil kuşak projesinin de başlangıcı. Aynı anda İran’da Humeyni geldi, Pakistan, Afganistan’dan çıkmaya başladı yavaş yavaş ve Türkiye’de de böyle bir hem ekonomik olarak, hem siyasi olarak, hem kültürel olarak dönüştürülecek bir ülke pozisyonuna sokuldu.”