PROFESÖR

 Gazi Üniversitesi’nde 1. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Kongresi’nde, kadın lafı muhtemelen murdar olduğu için ‘hanım‘ kelimesini kullanıp, kadın öğretmenleri onure eden cümleyle herkesin gönlünde taht kuran Buca Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Enver Tahir Rıza’nın sözleri:

  • Hanım öğretmenler erkeklere iyi örnek olamazlar!

   Kurduğu mantıkla insana ‘’Allah, her şeyi bilendir. Fizik bölümünde hoca olmaya ne gerek var?‘’ dedirten ve ecelimiz gelince öleceğimiz için bir şey yapmamıza da gerek olmayacağı rahatlığını veren Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Göker’in sözleri:

  • Deprem veya binalar öldürmez, Allah öldürür. O da eceli geleni. Depremde ölenler aynı anda Mars'ta bile olsalar yine öleceklerdi. Ölüm mekana değil zamana bağlıdır.

   En büyük servetimin bilgisayarımla, kitaplarımın olduğu ve devletin özel sektörde çalışan öğretmenlerin özlük haklarına dair neden yıllardır hiçbir şey yapmadığını sorgulayan, bundan şikayetçi olan dolayısıyla bu şikayetten itibaren kendisini zengin hissedip, yarın beyaz kıro çoraplarımı bana giydirecek olan Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde Prof. Dr. Yusuf Ulcay’ın sözleri:

  • Fakirlik, haline şükredip, kimseye şikayet etmeyerek ihtiyacını gizlemektir.

   Rusya – Ukrayna Savaşı’nda insanlar can derdindeyken tam da söylenilecek cümleleri kuran Prof. Dr. Hasan Köni’nin sözleri:

  • Bizim erkekler Ukraynalıların gelmesini bekliyorlar ama MAALESEF Avrupa’ya gidiyor. Bu da bir başka konu.

   Eğer üniversiteler fuhuş eviyse, sizin oradaki statünüz ne, sorusunu sorduran Sakarya Üniversitesi’nde Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’nun sözleri:

  • Üniversiteler neredeyse fuhuş evleri.

   İstanbul’un fethi içine çok dokunan ve bize karşı Haçlı Seferlerini ne zaman başlatacağını merakla beklediğim Adnan Menderes Üniversitesi'nde Prof. Dr. Erbay Bardakçıoğlu’nun sözleri:

  • Bugün muhteşem bir uygarlık olan Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in barbar ve bağnaz bir kabile tarafından işgalinin yıl dönümü.

   Tebliğ görevini insanları kırmadan, dışlamadan, sevgiyle, kibar bir şekilde yapan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ‘’Tasavvuf‘’ Ana Bilim Dalı’nda Prof. Dr. Mustafa Aşkar’ın sözleri:

  • Alnı secdeye gelen bir varlık var mı insanın dışında? Yok. Secde eden tek varlık insan. O zaman ben düz söyleyeyim. Ayette de bunu söylüyor, ağır gelmesin. Yani namazı hayvanlar kılmaz. Namaz kılmayan da hayvandır.

   12 Eylül sonrası cezaevinde dışkı yedirilmeyi Mc Donald’s Menüsü zanneden Prof. Dr. Celal Şengör’ün sözleri:

  • Bir kere dışkı yedirmek işkence değil. Ben bal gibi yerim.

   Türkiye’deki kadın sorunlarıyla ilgili Mona Lisa Firarda adlı kitabı yazarken, bir bölümde 60 yaşındaki kadına tecavüz… yazarken yaşı abarttığımı düşünmüştüm, o yaştaki bir kadına  tecavüz edilmez diye düşünüyordum. Google’ye baktım, 84 yaşındaki kadına tecavüz haberi vardı! Kitabım basıldıktan sonra 92 yaşında bir kadına da tecavüz edildi! Damacanaya bile tecavüze uğramışken, ‘’Hadım Yasası‘’ olarak bilinen yasa tartışıldığında, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker’in sözleri:

  • Sorunun odağında kim var? Kadın var. Kardeşim sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değildir. Bu konuda suçu işleyenleri savunduğum anlaşılmasın. Elbette işlenen suç son derece iğrençtir. Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyinen kadının da etkisi küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Bu konuda tabii ki erkek suçludur ama kadının da suçu göz ardı edilirse meseleyi çözümde yanlış adım atmış oluruz. Bu olayda her iki taraf da suçludur. Öncelikle belirtmeliyim ki dinimizde böyle bir ceza yok. Bu siyasi otoritenin kararı ile uygulanan bir ceza yöntemidir.

   Özgürlük için verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’nı ve laiklik olmadan demokrasi olmayacağını, bunun da devrimlerle gerçekleştirilmeye çalışıldığını ve bunların da yüz yıl kadar önce yapıldığını, Atatürk’e de 10 Kasım’da tapmadığımızı, saygı, sevgi ve rahmetle andığımızı birinin kendisine anlatması dileğiyle, Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr.  Kurtuluş Dinçer’in sözleri:

  • 10 Kasım’dan kurtulmadan bu ülkeye özgürlük ve demokrasi gelmez.

   Atatürk’ün kendi el yazısıyla ifade ettiği “Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. ‘’ cümlesinin kapsayıcılığını bir tarafa bırakıp, içinde birazcık Türk kelimesi geçen her metin, söz ve bunların ifade edilmesi zoruna gidenlerden Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Prof. Dr. Bünyamin Bezci’nin Andımız hakkındaki sözleri:

  • Andımız gibi eylemsel zorunluluk faşizm örneğidir.

(Burada bir parantez açacağım. Amerika’da 1892’den bu yana, okullarda ‘’ Herkes için özgürlük, adalet ve tek bir millet olmayı sağlayan cumhuriyeti temsil eden ABD bayrağına, sadakat ile bağlı kalacağıma Tanrı’nın huzurunda yemin ederim.‘’ andını öğrencilere okutuyor. Amerika’nın ne kadar faşist olduğunu gidip de büyükelçisine söylesenize ! Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin bile okullarda okuttuğu ‘’Hey Düşman‘’ adlı bir nevi andları olan marşı olacak ama söz konusu Türkiye olunca fincancı katırlarını ürkütmemek için taviz üstüne taviz verilecek!)

  

   Acaba bu profesörlerin konuşmalarından sonra mı öyle bir kanıya vardı, diye düşündüğüm eğer böyle değilse sözün bittiği yer olan Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde Prof. Dr. Bülent Arı’nın sözüyle bitiriyorum:

  • Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor, ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum.

  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.