Kanseri durduran besinler, kanseri meydan okuyan yiyecekler
Kanser, her yaş grubundan kadın erkek herkesi risk altına alan en önemli hastalık. Kanserle mücadelede, konunun uzmanı doktorların tavsiyesinin önemini unutmadan, çağın en büyük vebasına karşı alınabilecek önlemler de var. Dengeli beslenme, uyku düzeni, spor, kaliteli yaşam ve stresten uzakta durmayı başarmak kanseri yenmenin en önemli unsuru olarak görülüyor.
Son yıllarda erken tanı ve tedavi yöntemlerine dair teknoloji kansere karşı önemli zaferle kazansa da, görülme sıklığı giderek artıyor. Uzm. Diyetisyen Cemre Yamaner vatandaşlara kansere karşı koruyan önemli tavsiyelerde bulundu.

• İdeal kilo korunmalı,
• Fiziksel olarak aktif olunmalı,
• Tam tahıllı besinler, sebzeler, meyveler ve baklagillerin tüketimi arttırılmalı,
• Şekerli içeceklerden uzak durulmalı, fast food ve diğer yağ, şeker ve nişasta içeriği yüksek işlenmiş gıdaların tüketimi sınırlandırılmalı,
• Kırmızı et tüketimi ve işlenmiş etlerin tüketimi azaltılmalı,
• Alkolden uzak durulmalı,
• Besin takviyelerine bel bağlanmamalı,
• Anneler için de mümkünse bebek emzirilmeli.
Kanserli bireyler üzerine yapılan çalışmalar günümüzde kanserin yayılma hızını etkileyerek tedaviye iyi yanıt vermede etkili olduğu konusunda bizlere ışık tutmakta. Bazı besinler kan-serli hücrelerin gelişimini arttırırken, bazı besinlerin ise tedaviye iyi yanıt vermede ve kanseri yavaşlatmada etkili olduğu saptanmıştır.

Yeşil Çay kansere meydan okuyor
Yeşil çay ve kanser üzerine yapılan çalışmalarda yeşilçayın başlıca kateşini olan ‘epigallocatechin-3-gallate’ (EGCG)’nin, farklı kanser türlerinde anti-tümör etkileri olduğu saptanmıştır. Yeşil çay kateşinlerinin prostat kanserinde kanserli hücrelerin büyümesini baskı-ladığı gözlenmiştir. Ayrıca kemoterapi ilacı alan kanser hastalarına yeşil çaydaki EGCG mad-desi verilerek hastalığın yan etkilerini azaltmanın mümkün olacağına dair çalışmalar da yer almaktadır.Zerdeçal Kurumin ile kalkan oluyor

Sarımsak ile hem lezzet hem sağlık

Probiyotikler'den uzak durmayın

Sağlıklı yaşamın bir parçası haline gelen probiyotikler kanseri önleme ve tedavi etmede büyük önem taşıyor. Probiyotik besinler arasında fermente yiyecekler, özellikle de süt ve sütten yapılan fermente süt ürünleri olarak adlandırılan, kefir, yoğurt, ayran yer almaktadır. Probiyo-tiklerin, tümör oluşumunu engelleme, tekrar etme olasılığını azaltma ve oluşmuş kanser hüc-relerini ve dokularını yıkıma uğratma şeklinde etkiler gösterdiğine dair çalışmalar bulunmak-tadır.Probiyotiklerin yerleşim alanı olan kalın bağırsak dışında, mesane, meme ve karaciğer gibi yerleşim alanı olmayan organ ve dokularda da tümör oluşumu ve gelişimini engelleyici etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Kemoterapi ya da radyoterapi öncesinde veya beraberinde kullanımı ise tedaviye bağlı görülen diyarenin (ishal) anlamlı ölçüde azalmasına etki sağlamaktadır.
Isırgan otu mutfağnızdan eksik olmasın

Tüm bu besinlerin etkisi dışında beslenme düzeninde yeterli enerji miktarının sağlan-ması ve diyetteki karbonhidrat, protein ve yağ oranınında dengeli ve doğru planlanması da büyük önem taşır. Güncel çalışmalarla, diyetteki karbonhidrat miktarının azaltılmasının tümör gelişimini engellediği ya da en azından geciktirdiği ve ortaya çıkmış olan bir tümörün proliferasyonunu yavaşlattığı ortaya konulmuştur. Sindirilen karbonhidrat direkt ya da indirekt etkisi ile tümör hücre çoğalmasına neden olmaktadır. Yine akdeniz tipi beslenme modelinin mutlaka benimsenmesi gerektiğini de vurgulamak gerekir. Akdeniz bölgesinde beklenen yaşam süresinin en uzun, koroner kalp hastalıkları, kanser ve beslenmeye bağlı diğer kronik hastalıkların en düşük olduğu, diğer bir deyişle Akdeniz Ülkelerinde yaşayan insanların daha uzun ve sağlıklı/kaliteli yaşadıkları bir tesadüf olmamalı.