Son Dakika Haberler
2016-03-12 16:34:13

Türkiye Çiftliği Mi?

Doğan ŞAHİN

12 Mart 2016, 16:34

Cumhuriyet, 90 yıllık enkazmış ve enkazı kaldırmışlar. Peki, enkaz olarak nitelendirdikleri Cumhuriyeti kaldırıp ülkeyi ne yapmışlar, çiftlik mi? Diledikleri gibi at koşturdukları çiftlikleri mi? Oğullarına “ Babacımın çiftliği “ dedirtecekleri toprak parçasına mı dönüştürdüler?

Vatan çiftliklerinizse demişti zamanında Nazım Hikmet şiirinde ki bu şiir, siyasilerin ülkeyi yönetim şeklini çiftlik ideolojisine dayandırdığının göstergesidir. Düne kadar İstanbul’da yapılacak olan 3. Köprü için cinayettir diyerek o zamandaki siyasileri eleştiren kişilerin, bugün 3. Köprü açılışı yapması da hizmetin halk için değil kendi ceplerini doldurmak olduğunun göstergesidir. Artvin’de halkın onay vermemesi üzerine altın madeni açmak isteyen firmanın vergi borcu için kurulan araştırma komisyonunu iptal etmeleri, milletin vekili değil şirketlerin vekili olduklarının göstergesidir. Kadınlar için bacımız, anamız diyen kişiler, kadınların hakları için dışarıda eylem yapmasına engel olup şiddet görmesine izin vermeleri, kadınların mendil gibi kullanıp atılması fikrine sahip olduklarının göstergesidir.

Kadınlar demişken önemli bir parantez açmak gerekir. 90 yıllık enkaz diye nitelendirdikleri Cumhuriyet yıllarında kadına verilen değer dünyayı kıskandıracak cinsteyken, son 10 yıllık dönemde tecavüze uğrayan, öldürülen ve şiddet görenler kadınlarımızın sayesinde dünyanın yüzkarası haline getirildik! AB komisyonu ilerleme raporunda geriye doğru hızlıca ilerlediğimiz en belirgin değerlerden bir tanesi olduğunu da belirterek parantezi kapatalım.

İki satır arasına da kayyum atanır mı?

İktidar yanlısı kişilerin sosyal medyada, Rusya’yı kötü ve İsrail’i iyi gösterir ifadeleri gün geçtikçe çoğalmaktadır. Putin için muhaliflerini öldürdü diye Rusya ve hükümetini kötüleyenlerin, Türkiye’de muhalifler el üstünde tutuluyor izlenimi vermesi, yolsuzluklara sahip çıkmak kadar etik ve öldüremedikleri için pişmanlık duyduklarının belirtisidir. Muhaliflerin yaşam alanlarına saldırıyı, öldürmekten daha basit görüyorlar. Kişilerin ekmek paralarına gasp etmek, işlerinden çıkartmak, hücrelere ve zindanlara kapatmayı, öldürmekten daha basit olarak görüyorlar. Gazetecileri zan altında bırakmak, üzerlerine suç yüklemek, yandaşlar tarafından tehdit telefonları almak, evlerinin, işyerlerinin saldırılara uğranmasını öldürmekten daha basit görüyorlar. Öldürmüyorlar, sanki yaşatıyorlar da!

Kapatılan televizyon kanallarının, basıma gönderilmeyen gazete mecmualarının, satırlar arasına sıkıştırılan kayyumların, kalemleri kilitleyip silgileri kâğıt üzerinde koşturan baskıların basın emekçilerini öldürmediğini mi düşünüyorlar?

İsrail’de ezanın “ Gürültü kirliliği “ yaptığı gerekçesiyle yasaklanmasına ilişkin, aşırı sağcı milletvekilleri tarafından desteklenen yasa tasarısı, koalisyon üyelerinin üzerinde anlaşmaya varamadıkları için teklif geri çekilmiştir. Bu gelişmeyi İsrail’in Siyonizm’den vazgeçip Müslümanlığı seçeceğini sanarak sevinen % 50’lik bir kesim var. İsrail ile yapılan anlaşmalardan dolayı ikili ilişkileri iyi tutmaya çalışan iktidar yanlılarının, İsrail’i sosyal medyada iyi göstermeye çalışması akıllara bir soru getiriyor. Acaba, kendilerini Müslüman olarak tanıtan bu kesimin ilahlaştırdığı yöneticiler çıkıp “ Ben Yahudi’yim “ derse bunlar da çıkıp “ Bizler de Yahudi’yiz “ der mi?

Holdinglere yapılan baskınlar ve kayyum ataları, gündemi uzun süre meşgul edeceğe benziyor. Bu gelişmeleri her kesim farklı açıdan, daha doğrusu kendi açısından yorumluyor. Sanayiciler üretim açısından, iktidar yanlıları terör örgütü suçlamasıyla, iş yerleri sahipleri ise boğun eğdirme ve baskı olarak yorumluyor olabilir. Peki, bu şirketler kapitalist sermaye düzenine kimler tarafından eklendi ve nasıl söz sahibi olacak güce ulaştırıldı? Dengeleri oluşturanların dengeleri sarması, suyun akışını kendi havuzlarına doğru yönlendirmek mi? Yani mesele çiftliğe, yeni sıcak para akışı sağlamak mı?

Hayat, bir karakter serüvenidir. Yansıttığın kadar yansıtılırsın ve ne derece karakterliysen yönelttiğin kişiler de aynı derece karakterlidir. Karakterden yoksunsan hitap ettiğin kesim bellidir. Yani, Deniz Gezmiş’in dediği gibi “ Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığın süre içerisinde çok şey yapabilmektir. “


Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.