9255,97%-0,25
38,75% 0,36
43,59% 0,20
4140,61% 0,91
6729,79% 0,00
Seçimlere kısa bir süre kala Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğu, Rusya’yı Türkiye seçimlerine müdahale etmekle suçladı. Konuya ilişkin yapılan açıklamaları ise sitemiz haber müdürü ve yurtdışı haber sorumlusu Birol Güger tüm yönleri ile masaya yatırdı.
Bay Kemal çıktığı yoldan asla dönmez. Milletimiz için, milletimizle birlikte. Allah yardımcımız olsun. pic.twitter.com/naG0dI2bVI
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) May 12, 2023
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere sayılı günler kala çarpıcı bir iddiada bulundu. Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından montaj, kumpas ve kasetlerle Rusya’nın Türkiye seçimlerini manipüle ettiğini öne sürdü.
Kremlin, Rusya’nın 14 Mayıs’ta yapılacak Türkiye seçimlerine müdahale ettiği iddialarını ise yalanladı. Yaşananların perde arkasına ise Cumhuriyet.com.tr Haber Müdürü ve Yurtdışı Haber Sorumlusu Birol Güger ışık tuttu.
Güger, Kılıçdaoğlu’un sosyal medya paylaşımına ilişkin “Türk siyasi tarihinde rastlamadığımız çıkışlardan bir tanesi. Kemal beyin Rusça attığı tweet dünyada da çok tartışıldı. ABD, Rusya ve Çin arasındaki gerilimin, özellikle Ukrayna savaşından sonra Rusya ile gerilimin böyle yükseklere tırmandığı bir süreçte eminim batı başkentlerinde bu tweet çok da sevindirmiştir. Ellerini de ‘biz yeni hükümetle iyi anlaşacağız’ diye ovuşturmuşlardır. ABD’nin ve AB’nin aşağı yukarı diğer ülkelerden temel talebi de Rusya’nın siyaset sahnesinden, ekonomik olarak dünya ticaretinden dışlanmasıydı. Bunların mümkünü olmuyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dış ilişkilerinde izlediği politikaya değinen Güger, “Bugün Rusya Federasyonu’nun Türkiye’de devam eden çok büyük projeleri var. Üzerinde bloke olan Rus gazının Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanması vs. yarın bunların olmadığını düşünürsek ekonomide çok ciddi bir kalemin ortadan kalkması gerekir. Bu dengeler çok hassastır. Biz bu topraklarda yaklaşık 3 asırdır denge politikası adını verdiğimiz bir politika izleniyor ve Türkiye Cumhuriyeti bu politikayı devam ettirdi” açıklamasında bulundu.
Seçim sonuçlarını manipüle etmeye yönelik yürütülen benzer çalışmalara değinen Güger, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce Rusların ABD seçimlerine müdale ettiği söyleniyordu, hatta büyük davalar görüldü ama bir şey elde edilemedi. Geçtiğimiz günlerde ABD’de bir gazeteci İsrail’in ABD seçimlerine bizzat müdahale ettiği ile ilgili önemli belgeler sundu. Buradaki çalışmaları şöyle bir sisteme dayanıyordu: Facebook’tan yaklaşık 40 milyon insanın verileri toplanıyor. Bu veriler süzülüyor, onlara göre çalışmalar yapılıyor. Hatta Facebook da bu skandalın bir parçası olduğu için açıklamalar yapıldı ama artık olan olmuştu. Mesela Arşimet Şirketi’nin enterasan bir sloganı vardı: ‘Gerçeği müşterilerimizin arzusuna göre değiştiriyoruz.’ Şimdi bunlar çok tehlikeli.
İşin bir başka boyutu: FETÖ ile ilişkili olmuş, daha önce bu davalardan yargılanmamak için darbe sürecinde yurtdışına kaçmış hesapların, çok basit tekniklerle, porno filmlere kafa montajlayarak bu şekilde kamuoyunun algısını yönlendirmeye çalıştıklarını gördük. Son süreçte Muharrem İnce üzerinde yoğunlaşmıştı.”
Rusya için Türkiye seçimlerinin önemine değinen Güger, “Rusya Federasyonu’nun Rus iş adamlarının, Rus kamu teşebbüslerinin Türkiye’de devam eden çok fazla projesi var. Biz jeopolitik olarak baktığımız zaman Türk boğazları, Rusya’nın önemli oksijen borularından biri. Rusya’nın belirli ölçülerde Türkiye’ye çok büyük mecburiyeti var. Türkiye, Rusya için kesinlikle kaybedilmemesi gereken ilişkilerin belli bir çizgide tutulması gereken yegane ülkedir. Bugün AKP iktidarı Rusya’nın karşı karşıya kaldığı, batı tarafından başlatılan yaptırımlara katılmadı. Buna karşın Rusya Ukrayna krizinde arabuluculuk rolü üstlendi, tahıl koridoru meselesi var. Dolayısıyla Rusya Federasyonu için Türkiye ve Türkiye seçimleri önemlidir” dedi.
Güger, Rusya’nın seçim sürecinde hangi adayı destekleyeceğine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Rusya, AKP’nin ve Erdoğan’ın yönetime devam etmesini ister. Çünkü aşağı yukarı 30 yıldır kurulmuş, çok köklü ilişkiler var aralarında. O da kendi ülkesinde bir parti-devlettir, Türkiye’de de AKP parti-devlet olmaya hevesli bir partidir. Henüz yapamamıştır ama muhtemelen bu seçimleri kazanması halinde bu organizasyonu da tamamlayacaktır. Dolayısıyla Rusya bu noktada AKP’nin, mümkünse Erdoğan’ın Türkiye’nin lideri olmasını ister.'
Biz bugün hükümetin değiştiğini düşünelim, yeni gelen hükümetin bazı konularda farklı yaklaşımları olacaktır. Ancak diplomatik kanallar şüphesiz ki açık tutulacaktır. Şüphesiz Türkiye, Millet İttifakı’nda NATO ittifakına daha yakın, ilişkileri tamir etme çabası ortaya çıkacaktır. Muhalefet, AB ile bozulan ilişkileri, NATO ile girilen ilişkileri tamir etme ihtiyacı hissediyor.”
