Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde artan terör olayları ve sınır
ötesine yapılan operasyonla ilgili açıklamalar yaptı. "Kürt kardeşimi
PKK'lılardan mukayese edilemeyecek kadar seviyorum." diyen Erdoğan, TBMM'yi
boykot ederek yemin etmeyen BDP'lileri de isim vermeden eleştirdi. Erdoğan,
"Terörle mücadele konusunda tarihin tekerrür etmesine izin vermeyeceğiz." diye
konuştu. Başbakan, Somali'ye Ramazan ayı sonuna kadar yaklaşık 250 milyon dolar
değerinde yardım edilmesini umduğunu söyledi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı
WOW Otel'de iftar yemeği düzenledi. Programda konuşan Başbakan Erdoğan, bölücü
terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlara değindi.
Başbakan Erdoğan, "Bu
devran böyle gitmeyecek. Adaletten demokrasiden ve hukuktan geri adım atmadan
mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm vatandaşların huzur ve güveni için bu yola
girdik. Yapılması gerekeni yapacağız. Her türlü ayrımcılığa karşı mücadele
edeceğiz. İnkârı, asimilasyon politikasını biz bitirdik. Kardeşlik siyasetimiz
ibra edildi. Bunun içindir ki 3 genel, 2 yerel seçim ve 2 referandum kazanıldı."
ifadelerini kullandı.
"Aklımızı, vicdanımızı, ruhumuzu koltuğa ve makama feda
etmedik." diyen Başbakan Erdoğan, "Hiçbir zaman meşruiyet yolundan ayrılmadık.
Meşruiyetin TBMM olduğunu herkes biliyor. Sayısız haksızlığa maruz kaldık; ama
meşruiyet dairesinden ayrılmayı aklımızdan geçirmedik." diye konuştu.
Terör
gruplarının birbirlerini nasıl desteklediğinin bir bir ortaya çıktığını anlatan
Erdoğan, "Suyun başı tutulunca, sular temiz akmaya başladı. Barış ve huzurun
ülkemize neler kazandırdığını her insan hissetti. Türkiye hiç konuşulmadığı
kadar konuşuluyor. Demokratik kanallar açıldı. Açılıyor. Tüm oyunlar, tezgâhlar
boşa çıktı.
Türkiye demokrasi ile birlikte büyüdü. Dünyanın en saygın
ülkeleri arasına girdik. Artık Türkiye yeni bir Türkiye oldu. Türkiye ne zaman
kalkınsa, demokrasiye pusu koyanlar oldu. Demokrasinin genişlemesi terör
örgütlerinin alanını daraltıyordu. AK Parti hükümeti tüm insanları kucaklamaya
devam etti. Devam edecek. Türkiye'de hiçbir vatandaşın kalbinin kırık olmasına
izin vermeyeceğiz. Şartlar ne olursa olsun hiçbir sorunu halının altına
süpürmeyeceğiz. Hiçbir vatandaşımızın şiddet ve terör tarafından rehin
alınmasına müsaade etmeyeceğiz." şeklinde konuştu.
"OPERASYONLARIN HALKI
TACİZ EDECEĞİNİ SÖYLEYENLER YANILIYOR"
Kuzey Irak'taki PKK kamplarına yönelik
hava harekâtı nedeniyle yürütülen kara propagandayı izlediğini kaydeden Erdoğan,
"Terör örgütüyle aynı dili kullananlar, operasyonların masum halkı taciz
edeceğini söylüyorlar. Terör ile masum vatandaşı sadece siz birbirinden
ayıramazsınız. Biz değil vatandaşın malının zarar görmesini, tırnağına zarar
gelsin istemeyiz. Faili meçhuller geride kaldı. Bizim dönemimizde faili meçhul
cinayetler yok. Bizler tüm kuruluşlarla bu işin peşine koşmak suretiyle 9 yıldır
mücadele veriyoruz. Eksiklerimiz olabilir. 'Yüzde 100 netice alırız' demiyorum.
Ölümle tehdit edildiği için kepenklerini kapatmak zorunda kalan vatandaşlar bizi
iyi anlıyor." ifadelerini kullandı.
"PARTİLERE 'ANAYASAYI BERABER
YAPALIM' DİYECEĞİZ"
30 yıldır yürürlükte olan anayasayı değiştirmeye
çalışacaklarını vurgulayan Erdoğan, bunun için ana muhalefet partilerinden ve
diğer partilerden randevu talep edeceklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan,
şöyle devam etti:
"Bizi kabul ederler. Ya da etmezler. Bu partilere anayasa
teklifiyle gitmeyeceğiz. 'Yeni anayasayı birlikte hazırlayalım' diyeceğiz. Bizim
partimizin 336 vekili var. Daha fazla üyeye sahip olma teklifiyle gitmeyeceğiz.
Bir araya gelelim çalışmayı yürütelim. Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzümü
yemek olacağız. Demokrasiye pusu kuranlara gelince onlar hak ettiklerini
bulacaktır. Kimse cinayet işleyenle, kan dökenle, polise, askere ensesinden
silah sıkanla, silah doğrultanla, masum vatandaşları karıştıramaz. Hiçbir masum
vatandaşın bu korkuya kapılmasına izin vermeyiz. Huzura kast edenler, vatandaş
ile devletin arasına giremez."
"MEŞRU YOLLARLA TERÖR ÖRGÜTÜNE İZİN
VERMEYECEĞİZ"
"Devlet, adalete ve hukuka tabidir." ifadelerini kullanan
Erdoğan, "Devletin adaletinin hissedilmediği zaman hangi bedeller ödendi?
Unutmadık. Milletim bunu unutmadı. Bedelden kasıt maddi bedel değil. Biz sönen
hiç kimseyi, bir vatandaşın kanını milyar dolara değişmeyiz. Herkes bilsin ki
Türkiye, terörle çekilmek istenen girdaba düşmeyecek. Terörle mücadelede sadece
güvenlik boyutlu değildir. Bunun diplomatik, iletişim, sosyolojik, psikolojik
boyutu olacaktır. Tüm sorun alanlarını kapatmaya devam edeceğiz. Bu memleketin
tüm evlatları bundan emin olsunlar. Geleceğe güven içerisinde baksınlar. Biz,
meşruiyet hakkını işgal etmeden terör örgütüne izin vermeyeceğiz." diye
konuştu.
"ESKİ GÜNLERİN GERİ GELMESİNİ BEKLEYENLER BOŞA BEKLER"
Hiç
kimsenin devlet operasyonları durdursun deme hakkına sahip olmadığını vurgulayan
Erdoğan, "Huzurun ve güvenliğin sağlanması için operasyon yapılması gerekiyorsa,
devletin görevidir, yapılır. En tabii ki, devletin operasyondan bir çıkarı yok.
Devletin can ve mal güvenliğini tesis etmesi lazım. Bunları yapmak için ne
gerekiyorsa, yapacağız. Cinayet tasarımcılarla mücadelede devlet asla geri adım
atmayacak. Terörle mücadele konusunda tarihin tekerrür etmesine izin
vermeyeceğiz. Eski günleri geri gelmesini bekleyenler boşa bekler. Biz
demokrasiden, adaletten feragat etmeden kardeşliği geliştirmeye çalışacağız."
dedi.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KUTSALA SAYGISI YOK"
Ramazan ayının ilk gününde
artan terör saldırıları karşısında "Ramazan diye sabrediyoruz, artık bıçak
kemiğe dayandı." şeklindeki açıklaması hakkında konuşan Erdoğan, "Recep, Şaban
ve Ramazan ayında cahiliye döneminde bile kabileler silah kullanmazdı. Mübarek
Ramazan ayında sözde teravih namazı kılan terör örgütü uzantıları, sivil asker
demeden insan öldürüyor. Vatandaşa kurşun sıkıyor. Arktık biz Ramazan'ın
bitmesini bekleyemeyiz. Ne yapılması gerekiyorsa sonuna kadar yapılacaktır. Bu
sivil halka yönelik değil, terör örgütünün Kandil'den tutun, içerideki
olanaklarına kadardır." diye konuştu.
"VATANDAŞI HARACA BAĞLAYANLARI
İNİNDEN ÇIKARACAĞIZ"
Hakkari'deki Kürt vatandaşı PKK'ya haraç vermekten
kurtarmanın görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Vatandaşlarımıza bu belgeleri
imzalatanları bulup, ininden çıkarmak bizim görevimiz değil mi? Bunun yolu
neyse, bu adımı atarak bunu meydana çıkarmak durumundayız. Aksi takdirde bunun
hesabını ne vatandaşa ne tarihe verebiliriz. Eski kanlı oyunlarını oynamak
isteyenler umduklarına nail olamayacaklar Allahın izniyle doğudan batıya daha
fazla kenetleneceğiz." dedi.
"KÜRT'Ü TÜRK KADAR, LAZ KADAR, ÇERKEZ KADAR
SEVİYORUM"
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Kürt kardeşlerimi PKK'lılarla
mukayese edilemeyecek kadar seviyorum. Türk, Boşnak, Laz kardeşimi sevdiğim
kadar seviyorum. Çünkü yaratılanı Yaratan'dan ötürü seviyorum. Onların böyle bir
derdi yok. Bir insanın ölümüne neden olmak tüm âlemin ölümüne neden olmak
gibidir. Bir insana iyilik yapmak tüm âlemin doğumu gibidir. Bu terör örgütünün
lügatinde yok. Gayrı meşru ile aranıza mesafe koymazsanız, oy aldığınız
vatandaşa ihanet edersiniz. Meşruiyet zeminin TBMM olduğunu söylememe bilmem
gerek var mı? Siyaset yapılacak tek bir yer var. Orası da
TBMM'dir."
"MECLİSE GELECEKLER"
Ergenekon tutuklularının TBMM'ye
girememesi durumunda Meclis'i boykot edeceklerini söyleyen daha sonra ise bu
kararından vazgeçen ana muhalefet partisinden bahseden Erdoğan, "Birileri de
'Arkadaşlarımız gelene kadar Meclis'e gelmeyeceğiz' dediler. Bir hafta içinde
geldiler. Bunlar da gelecek. Başka bir seçenek yok. Meşruiyet zemininden
ayrılanlara sadece 'Siz bilirsiniz.' deriz." ifadelerini
kullandı.
"TERÖRLE MÜCADELE ETMEMİZ LİBYA'DA BULUNMAMIZA MANİ
DEĞİL"
Terörle mücadeleyle birlikte, Libya'da, Tunus'ta, Açe'de
bulunacaklarını anlatan Erdoğan, "Büyük devlet olmak bunu gerektirir. Biz
Osmanlı'nın mirasçılarıyız. Böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. Allah dirlik ve
dirayetimizi daim etsin." dedi.
Geçtiğimiz günlerde Somali'ye yaptığı
ziyaretten bahseden Erdoğan, İslam ülkelerinde olan çelişkilerin daha fazla
canını sıktığını belirtti.
Türkiye'nin Somali'ye yardım için seferber
olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Orada gördüğümüz acı anlatılamayacak kadar büyük.
O ülkede bir kampa gittik. Kampın içinde ölümle boğuşan yavru vardı. Doktor
iğneyi vuramıyor. Deri ile kemik yapışmış vaziyette. Yavru sadece feryat ediyor.
İşte onlardan en küçüğü hastaneye sevk edilirken, arkamızdan haber geldi. Çocuk
vefat etmiş. Bu sadece o andaki örnekti." dedi.
ERDOĞAN, BUSH İLE DARFUR
HAKKINDA YAPTIĞI KONUŞMADAN BAHSETTİ
ABD'nin eski Devlet Başkanı George W.
Bush ile yaptığı bir görüşmeden de bahseden Erdoğan, "Daha önce Darfur'a
gitmiştim. O kamp da aynen benzer kamptı. O kamp bu kamptan daha iyiydi. Bir
jiletle 3 sünnet yapıldığını gördüm. Hijyen söz konusu değildi. Ertesi günlerde
ABD ziyaretim vardı. Bush ile görüşmemde ABD Başkanı 'Darfur'a gitmişsin tebrik
ederim' dedi. Ben de 'ABD yardım etmemiş' dedim. Bunun üzerine Bush, Darfur'a
800 milyon dolar gönderdiğini söyledi. Darfur Valisi'ne sorduğumda ise, 'Hiçbir
yardım gelmedi' yanıtını verdi. İşini kontrol etmeyen patronlar gibi. Gönderdin
de, kime gönderdin? Nereye harcandın? Böyle bir şey yok. Giden paralar zırhlı
arabalara harcanıyor. Buraya Türk'ün eli farklı uzanacak. Bir numaralı sorun
güvenlik. İç barış için bir çalışma başlatacağız. Seyyar Hastane kuruyoruz ama
kalıcı hastane de kuruyoruz." diye konuştu.
Konuşmasının sonunda İHH, Kimse
Yok Mu?, TİKA, Can Suyu, Kızılay gibi sivil toplum ve yardım kuruluşlarına
teşekkür eden Erdoğan, bu ülkede kalıcı eserler bırakacaklarını
vurguladı.
Programa; Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye
Erdoğan'ın yanı sıra Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, AK Parti Yerel
Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, Avrupa Birliği Bakanı
Egemen Bağış, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, milletvekili Nimet
Çubukçu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Star Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Star Gazetesi Yazarı Fehmi Koru, Habertürk
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Habertürk Televizyonu Genel Yayın
Yönetmeni Yiğit Bulut, Karikatürist Salih Memecan, Show Haber Genel Yayın
Yönetmeni Ali Kırca, Gazeteci Reha Muhtar, eski Galatasaray Başkanı Adnan Polat,
iş adamı Ali Ağaoğlu, sanatçı Metin Şentürk, dini cemaat ve azınlık
temsilcileri, Türk-Musevi cemaatinden İshak Haleva,Türk Ermenileri Patriği
Mesrop Mutafyan ve çok sayıda davetli katıldı.
21 Ağustos 2011 Pazar 22:17