Kastamonu | Sel felaketinde korkulan oldu can kaybı artıyor
Karadeniz Bölgesi'nde etkili olan kuvvetli sağanak yağışlardan sonra dün Kastamonu, Bartın ve Sinop'ta sel ve heyelanlar yaşandı. AFAD'dan yapılan açıklamada Kastamonu'da 25, Sinop'ta 2 vatandaşımızın hayatını kaybettiği belirtildi. AFAD bu rakamı daha sonra yaptığı açıklamada 32 olarak duyurdu. Vatandaşların kayıp başvuruları ise devam ediyor
ARAMA-KURTARMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
Bartın'ın Ulus Akörensöküler köyünde kaybolan kişiyi arama çalışmalarının AFAD, itfaiye, UMKE ve jandarma ekipleriyle sürdürüldüğü vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Sinop'un Ayancık ve Kastamonu'nun Bozkurt ilçelerinde arama ve kurtarma ekipleri tarafından çalışmalar aralıksız devam ettirilmektedir. Samsun, Amasya, Çorum, Çankırı, Karabük, Giresun, Ordu, Tokat, Bolu, Düzce ve Zonguldak valilikleri teyakkuz haline geçirilmiştir.
Çok korkunç çok! İnsanlarımız evlerinde yakalanmışlar.. Bi daha yazıyorum; bu taşkın çok anormal.. Derenin üstüne ansızın bir dere daha biniyor sanki.. İçme suyu yokmuş, elektrik yokmuş, kimseye de ulaşamıyorlar.. #Bozkurt için bir şeyler yapalım lütfen.. https://t.co/mfQGlKbonv
— Lûbe Ayar (@lubeayar) August 12, 2021
Bölgede yürütülen çalışmalarda AFAD, Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma, 112, UMKE, Karayolları Genel Müdürlüğü, DSİ, il özel idaresi, İHH ve YEDAŞ personel ve araçları görev yapmaktadır. Bartın'da 895 personel, 1 arama köpeği, 103 araç, 7 ambulans, 1 AFAD mobil koordinasyon tırı, 77 iş makinesi, 1 bot ve 4 motopomp, Kastamonu'da 2333 personel, 313 araç, 32 ambulans, 9 helikopter, 1 JİKU, 1 İHA, 1 AFAD mobil koordinasyon tırı, 1 mobil harekat merkezi, 225 iş makinesi, 15 bot ve 12 motopomp, 1 dalgıç pompa, 1 jeneratör, 15 arama-kurtarma köpeği, Sinop'ta 1532 personel ile 10 helikopter, 214 araç, 1 AFAD mobil koordinasyon tırı, 27 ambulans, 135 iş makinesi, 8 bot ve 2 motopomp, 1 mobil mutfak, 2 arama-kurtarma köpeği ile görev yapılmaktadır."

BİZİM İÇİN DUA EDİN
Senanur Kuş'un, sular yükseldiğinde henüz bina yıkılmadan önce saat 17.24'te aile bireylerinin bulunduğu 'WhatsApp' grubuna 'Dua edin bize' mesajını yazdığı ortaya çıktı

Senanur Kuş, Kerem Ali Özdoğan, Ayşe Miray Özdoğan, Şengül Kuş
'O MESAJDAN SONRA HABER ALAMADIK'
Yıkılan binanın önünde umutla bekleyen Şengül Kuş'un yengesi Münevver Gencek, görümcesi ve yeğenlerinin sele kapıldığını söyleyerek, "Görümcem Şengül Kuş ile kızı Senanur Kuş, binanın 3'üncü katında oturuyorlardı. O sırada bir üst katta oturan diğer görümcemin torunları ile aynı evdeydiler. Sel sırasında telefonla konuştuk. Aile 'WhatsApp' grubumuzdan mesajlaştık. Senanur'un bize son mesajı 'Burası çok kötü, dua edin bize' oldu. O mesajdan sonra da bir daha onlardan haber alamadık. 2 gündür burada umutlu bir haber bekliyoruz" diye konuştu.
BİZE ARABALARINIZI ÇEKİN DEDİLER CANLARINIZI KURTARIN DEMEDİLER
Selin vurduğu Bozkurt ilçesinde yaz tatili için Arzu Yücel ve 12 yaşındaki ikizler Ecrin ve İclal Yücel de babaanneleri Ayşe Remziye Yücel sel sularında kayboldu. Arzu Yücel "Bize 'arabaları yükseğe çıkarın' dediler, 'canlarınızı, evlatlarınızı kurtarın' demediler" diyerek gözyaşlarına boğuldu.
Selin vurduğu Bozkurt ilçesinde Ezine Çayı kenarındaki 8 katlı Ölçer Apartmanı yıkıldı. Yaz tatili için anneleri Arzu Yücel ile İstanbul'dan gelen 12 yaşındaki ikizler Ecrin ve İclal Yücel de babaanneleri Ayşe Remziye Yücel ve dedeleri Nadir Yücel ile birlikte binanın çökmesiyle sel sularında kayboldu.
Arzu Yücel ise çayda su seviyesinin yükselmesi nedeniyle belediyeden 'araçlarınızı çayın kenrından kaldırın' anonsu üzerine otomobilini çekmek için evden çıkınca kurtuldu. Binadan çıktıktan sonra çayın taşması üzerine bir daha eve giremeyen ve ikizlerinden ayrılan Arzu Yücel, şimdi yıkılan binanın enkazı önünde umutla bekliyor.
'HİÇBİR ŞEY YAPAMADIK'
Arzu Yücel, çaydaki su seviyesinin yükselmesi üzerine belediyenin araçları yüksek yere çekmeleri için anons yaptığını bu nedenle evden çıktığını anlatarak, "5'inci katta oturuyorduk. Yaz tatili için geldik buraya. Bize evi boşalttırmadılar. 11.30'da belediyenin arabası geldi, anons ettiler. 'Çay taşabilir' dendi. Dışarı çıktım. 12.00'de çay taştı. Akşam 17.30'a kadar dışarıda bekledim. Çocuklarıma el salladım, balkondalardı, bize bakıyordu, el sallıyorduk. 'Bina yeni, çökmez' dediler. Telefonla konuştuk, bana balkondan el salladılar; 'anne biz iyiyiz merak etmeyin, kendinize bakın' dediler. Her şeyleri gördü gözlerim. Hiçbir şeyler yapamadık biz. Bize 'arabaları yükseğe çıkarın' dediler, 'canlarınızı, evlatlarınızı kurtarın' demediler. 5 dakika içinde ben onların hepsini alırdım" diyerek gözyaşı döktü.
'ANNEM, BABAM, KIZLARIM ÇIKAMIYOR'
Kızları, annesi ve babasının selde kaybolduğunu öğrenince İstanbul'dan gelen Ramazan Yücel "Sel felaketi öncesinden burada anons yapıyorlar 'dere kenarındaki araçlarınızı buradan kaldırın' diye. Eşim aracını dere kenarından kaldırıp arka sokağa park ettikten sonra derede ciddi anlamda su birikintisi geliyor ve eşim binaya giremiyor. Karşı binanın merdivenlerinden sadece çocuklarımı balkondan izlemekle kalıyor. Annem, babam ve çocuklarım dışarı çıkamıyor; eşim de binaya giremiyor. Bunlar bina yıkılana kadar bu şekilde binada mahsur kaldılar. Ne bir yardım ne kurtarma, kimseler yardım etmedi. Bina yıkıldıktan sonra helikopter geliyor. Havada uçuş yapıyor. Bizim binamız 3 yıllık bir bina. 'Yeni bina, yıkılmaz' dediler. Bu inşaatlara nasıl izin veriliyor? 3 yıllık bir bina nasıl bu hale geliyor? Neden 'arabanızı alın' deniyor da 'binaları boşaltın' denmiyor" ifadelerini kullandı.