İSTANBUL (CİHAN)- Terör örgütü KCK'ya yönelik 28'i tutuklu toplam 50 sanıklı davanın 5'inci duruşması başladı. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, dava sanıklarından bazıları hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemelerinde 'Terör örgütüne yardım etmek' suçlamasıyla açılmış 15 ayrı davanın da bu dava ile birleştirildiğini açıkladı. Birleştirme konusunda görüşleri sorulan sanıkların büyük çoğunluğunun, tutanaklara Kürtçe konuştukları ve anlaşılmadığı kaydedildi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve büyük çoğunluğunu Asrın Hukuk Bürosu avukatları ile çalışanlarının oluşturduğu 28'i tutuklu toplam 50 sanıklı davanın 5'inci duruşması Silivri Cezaevi giriş kapısı yanındaki büyük duruşma salonunda başladı. Aralarında Doğan Erbaş'ın da bulunduğu 27 tutuklu avukat sanık ile tutuklu sanık gazeteci Cengiz Kapmaz ve 13 tutuksuz sanık duruşmada hazır bulundu.
Sanık avukatları temsilen 100'ün üzerinde avukatın katıldığı duruşmaya, büyük çoğunluğu Fransa'dan olmak üzere İngiliz, Alman ve Hollanda'lı toplam 27 avukat da gözlemci olarak geldi. Ayrıca İstanbul Barosu'ndan da Baro Başkan Ümit Kocasakal ile eski Baro Başkanlardan, Basın Konseyi üyesi avukat Turgut Kazan'ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 30 avukat da duruşmada gözlemci olarak yer aldı.
Ayrıca Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Pervin Buldan ile Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk da duruşmaya izleyici olarak katıldı.
Kimlik tespitlerinden sonra Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, duruşmada savunmaları alınmayan bazı sanıkların savunmalarının alınacağını, dava sanıklarından bazıları hakkında ayrıca açılmış davaların bu dava dosyası ile birleştirildiğini ve bu konuda sanıklara görüşlerini soracaklarını, ardından da tahliye taleplerini alarak bugün saat 17.00'de duruşmayı bitireceklerini söyledi.
Sanık savunmalarına başlandığı sırada, tüm sanıkların avukatlarından Mehmet Emin Aktar, daha önceki celsede ana dilde savunma hakkını isteyen sanıklar için duruşmada Kürtçe tercüman bulunması şeklinde talepte bulunduklarını belirterek aynı talebini tekrarladı. Avukat Aktar, ana dilde savunma hakkına ilişkin parlamentoda onay bekleyen bir yasa olduğunu belirterek, Bu güne kadar birçok sanıktan savunmalarını yapmalarını istediniz. Kürtçe konuştukları ve anlaşılamadığını belirterek tutanakları bu şekilde yazdınız. Bu durum usule aykırıdır. Ayrıca parlamentoda beklemeyen yasanın onaylanmasından sonra bu süreç tekrar baştan ele alınacaktır. Bu da zaman kaybına neden olduduğu anlamına gelecektir. Bu nedenle savunmalar konusunda yasanın onay sürecinin beklenmesini de talep ediyoruz. dedi.
Ancak savcılık makamının da görüşünü alan Mahkeme Başkanı Ekinci, bu konuda önceki celselerde farklı taleplerde bulunulduğunu, bu taleplerle ilgili karar verildiğini anlatıp, tekrar karar verilmesine gerek olmadığını belirterek Aktar'ın bu talebinin de reddine karar verdiklerini açıkladı. Ardından da sanıklardan savunmalarını yapmayanlardan tek tek savunmalarını yapmaları istendi. Sanık avukatlardan Mizgin Irgat, Fırat Aydın Kaya savunmalarını Kürtçe yapmaya başlayınca başkan Ekinci, tutanaklara sanıkların Kürtçe dilde konuştukları ve anlaşılamadığını yazdırdı. Ayrıca bu sanıklar soruşturma aşamasında savcılıkta ve mahkemede verdikleri ifadeler ile dava dosyasında bulunan delillere karşı diyecekleri sorulduğunda da Kürtçe konuşmak istedi. Bu durum da tutanaklara 'Kürtçe dilinde konuştukları ve anlaşılamadığı' şeklinde yazdırıldı.
Tutuksuz sanık avukat Nezahat Paşa Bayraktar savunması sorulduğunda Türkçe konuşmayı tercih etti ama diğer sanık arkadaşlarının ana dilde (Kürtçe) savunma haklarının verilmesine kadar kendisinin de savunma yapmayacağını ve hiçbir konuda beyanda bulunmayacağını söyledi.
Duruşma başladıktan sonra salona giren tutuksuz sanıklardan Avukat Ümit Sisligün, savunmasını Türkçe olarak yaptı. Üzerine atılı terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmediğini belirten Sisligün, İddialar gerçeği yansıtmamaktadır. dedi. Hakkında dava açılmasına neden olan, bazı müvekkillerinin avukatlığını yürütmesine ilişkin faaliyetlerinin de suç olarak değerlendirildiğini belirten Sisligün, Abdullah Öcalan'ın, benim TKP/ML üyesi olan müvekkilim Hakkı Alphan ve benim üzerimden haber gönderdiği şeklinde iddialar bulunmaktadır. Oysa böyle bir suçlamayı kabul etmiyorum. dedi.
Sanıklar avukatlarından Mehmet Emin Aktar'ın sorusu üzerine sanık avukat Sisligün, teröristbaşı Abdullah Öcalan ile İmralı'da görüşme sürecinin nasıl gerçekleştiğini anlattı. Bursa Cumhuriyet Savcılığı'ndan Asrın Hukuk Bürosu adına faks yoluyla izin aldıklarını belirten Sisligün, daha önce Mudanya'da bir avukat grubunun saldırıya uğraması nedeni ile güvenlik nedeniyle görüşmelere hep birlikte aynı araç ile gidildiğini söyledi. Yaklaşık 2,5 saatlik yol gittikten sonra görüşme öncesi ince aramadan geçirildiklerini belirten Sisligün, Kağıt ve kalem bulundurmamıza bile izin vermiyorlar. Sadece konuşabiliyoruz. Bu nedenle haber taşımamız da mümkün değildir. ifadesini kullandı.
Tutuksuz sanıklardan avukat Ayşe Batumlukaya da tutuklu sanık arakadaşlarının 407 gündür özgürlüklerinin kısıtlandığını belirterek bu sanıklara ana dilde savunma haklarının verilmesine kadar savunma yapmayacağını ve beyanda bulunmayacağını söyledi.
Daha sonra da Mahkeme Başkana Mehmet Ekinci, bu davada yargılanan bazı sanıklar hakkında ayrıca terör örgütüne yardım etmek suçlamasıyla açılan 15 ayrı davanın da bu dava ile birleştirildiğini açıkladı. Aynı sanıklar hakkında olduğu için sanık sayısını değiştirmeyen, ancak 15 ayrı iddianamenin daha dava dosyasına girmesine neden olan birleştirme kararları ile ilgili olarak başkan Ekinci, sanıklardan görüşlerini sordu. Sanıkların yine tamamına yakını görüşlerini Kürtçe söylemeye başladılar. Başkan Ekinci ise konuşmalarını yarıda keserek yine Kürtçe dilde konuştukları görüldü. Anlaşılamadı. ifadesini tutanaklara yazdırdı. CİHAN