İzmir'in güzellikleri sürekli olarak tartışılmakta olsa da, Muğla'nın doğal güzelliklerinin de İzmir'den daha çok ilgi görmeyi fazlasıyla hak etttiği görülüyor. Bu mekanlardan birisi de Sedir Adası'dır. Ula ilçesinin sınırlarının içerisinde yer alan Sedir Adası, Gökova Körfezi doğusunda konumlanmaktadır. Antik dönemlerde Kedrae ya da Cedrae olarak bilinen bu ada, adeta bir cennettir. Geçmişte, adanın çevresinin sedir ağaçlarıyla dolu olduğu ve bu nedenle bu ismi aldığı düşünülmektedir. Günümüzde adanın çevresi zeytin ağaçları, maki bitkileri ve çam ağaçlarıyla örtülüdür.
Ada, geçmişte Karya uygarlığının önemli şehirlerinden birinde yer alıyormuş. Ayrıca, burada Karya Kralıyla ailesinin yaz tatillerini geçirdiği iddia edilmektedir. Adanın içerisinde eski bir tiyatro, dini alanlar ve hem dini hem de sivil yapılar bulunmaktadır. Bu kalıntıların önemli bir kısmının Doğu Roma dönemine ait olduğu bilinmektedir. Adanın kıyı uzunluğu 800 metredir ve bu alan özel çevre koruma bölgesinden birini oluşturmaktadır.
Bu nedenle burada bir güvenlik personeli görev yapmaktadır. Bu kumun aynı zamanda bir hikayesi mevcuttur. Efsanelere göre Mısır Kraliçesi olan Kleopatra, Roma İmparatoru olan Antonius’u ziyaret etmeyi arzulamış. Ziyareti sonrasında Kedrai Adası'nın güzel koyuna dikkatini vermiş ve bu alanı keşfetmek istemiştir. Koyun, harika olduğunu düşünmesine rağmen bir eksikliği olduğunu anlamış ve tamamen kumdan yoksun olan adada kum bulunması gerektiğini düşünmüştür. Kleopatra, durumu sevgilisi Antonius’a aktarmış ve bu talebi reddetmeyen Roma İmparatoru, Kleopatra’nın isteği doğrultusunda Kuzey Afrika’dan gemiler ile bu adaya kum taşımıştır. Kleopatra plajı yapıldıktan sonra, sevgilisi Antonius ile her geldiği ziyaretinde burada buluşmuştur.

Ada, geçmişte Karya uygarlığının önemli şehirlerinden birinde yer alıyormuş. Ayrıca, burada Karya Kralıyla ailesinin yaz tatillerini geçirdiği iddia edilmektedir. Adanın içerisinde eski bir tiyatro, dini alanlar ve hem dini hem de sivil yapılar bulunmaktadır. Bu kalıntıların önemli bir kısmının Doğu Roma dönemine ait olduğu bilinmektedir. Adanın kıyı uzunluğu 800 metredir ve bu alan özel çevre koruma bölgesinden birini oluşturmaktadır.
"Kendisine ait bir kumu bulunmaktadır"
Adaya ait plaj, Kleopatra adıyla anılmaktadır. Özel bir kumu olan plajın kumu, şeritler çekilerek korunmaktadır. Ziyaretçilerin bu kumun üstüne oturması ve kumu alması yasaktır.
Bu nedenle burada bir güvenlik personeli görev yapmaktadır. Bu kumun aynı zamanda bir hikayesi mevcuttur. Efsanelere göre Mısır Kraliçesi olan Kleopatra, Roma İmparatoru olan Antonius’u ziyaret etmeyi arzulamış. Ziyareti sonrasında Kedrai Adası'nın güzel koyuna dikkatini vermiş ve bu alanı keşfetmek istemiştir. Koyun, harika olduğunu düşünmesine rağmen bir eksikliği olduğunu anlamış ve tamamen kumdan yoksun olan adada kum bulunması gerektiğini düşünmüştür. Kleopatra, durumu sevgilisi Antonius’a aktarmış ve bu talebi reddetmeyen Roma İmparatoru, Kleopatra’nın isteği doğrultusunda Kuzey Afrika’dan gemiler ile bu adaya kum taşımıştır. Kleopatra plajı yapıldıktan sonra, sevgilisi Antonius ile her geldiği ziyaretinde burada buluşmuştur.

Fethiye'den tur teknesine binip gitmistik biz de guzel bir yerdi