İstanbul Üniversitesi'nde Osmanlı'ya olan hınç, kitap katliamına dönüşmüş. Binlerce ciltlik nadir eser, Kemal Alemdaroğlu ve ekibinin Osmanlı düşmanlığı yüzünden çöpe atıldığı ortaya çıktı. Tarihçi yazar Murat Bardakçı'nın ortaya çıkardığı katliamı duyanlar kulaklarına inanamadı. 28 Şubat sürecinin ünlü Profesörleri arasında yer alan Kemal Alamderolğu'nun İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'ne emanet edilen Nadir Eserler Bölümü ile Sultan Abdülhamit Han özel kütüphanesini 'Yer yok' gerekçesiyle önce çürümeye, ardından da çöpe terk ettiği belirlendi. Yıllarca kasten kapalı tutulan kütüphaneye öğrenci ve araştırmacıların girişine izin vermeyen 28 Şubat'ın ünlü isimleri arasında profesör ünvanı taşıyan iki isim daha bulunuyor. Kemal Gürüz ve Meral Alpay.

KİTAP KATİLLERİ KADRO KURMUŞTU
28 Şubat Dönemi'nin İstanbul Üniversitesi'ne üs kuran Gürüz, Alpay ve Alemdaroğlu, o tarihlerde kendi kadrosunu kurmuştu. Kadrosuna o tarihlerde MİT içerisinde yakınları bulunan çok sayıda karanlık ismi üniversiteye yerleştiren Kemal Alemdaroğlu, kampüs içerisinde sadece başörtülülere değil, ülkücü gençlere de adeta kin kusmuştu. Üniversite ile ilgisiz vakıflarda görev alan çok sayıda kişiye usülsüz akademik ünvanların dağıtıldığı dönemde yaşanan kitap katliamı kararına imza atanların bu kişiler olduğu bildiriliyor..

ABDÜLHANİT 33 YIL BOYUNCA TOPLAMIŞTI
İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nin 'Nadir Eserler Bölümü', Sultan Abdulhamid Han'ın özel kütüphanesidir ve hükümdarın 33 senelik iktidarı sırasında binbir zahmetle toplayıp Yıldız Sarayı'na getirttiği her biri birbirinden kıymetli kitapları barındırır. Yıldız Sarayı'nın 31 Mart ayaklanmasından sonra defalarca uğradığı yağmalardan kurtulabilmiş tek bölüm olan kütüphane, Cumhuriyet'in ilanından sonra kararname ile İstanbul Üniversitesi'ne verilmiştir, uzun seneler ciddi bir ilim merkezi olan kütüphane, Pof. Kemal Alemdaroğlu'nun döneminde talana uğradı.
ÖNCE UZUN BİR TADİLAT SONRA ÇÖP
Murat Bardakçı'nın yaptığı araştırmalara göre, kütüphanenin Prof. Alemdaroğlu'nun yönetiminde olduğu dönemde, kitaplıklar 'yer sıkıntısı' gerekçesi ile rektörün talimatıyla kapatıldığı, kitaplar kolilere doldurulup mahzenlere atıldığı öğrenildi. 1999 depremiyle hasar gören 'Nadir Eserler Bölümü' binasının hasar görmesi üzerine uzun bir dönem tadilata girdiğini söyleyen Bardakçı, aynı dönem, üzerinde üniversitenin damgasını taşıyan kitapların dükkanlarda, mezatlarda ve sergilerde görülmeye başlandığını bazı kolilerin ise kamyonlarla çöpe gönderildiğini kaydetti.
Araştırmalar, binanın daha sonra tekrar hizmete açıldığını, Alemdaroğlu'nun seminer kitaplıklarındaki eserleri yeniden eski yerlerine taşındığını ancak binlerce cildin kayıp olduğunu gösterdi. Bu binlerce kitabın âkıbetini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan Taksim'deki Atatürk Kitaplığı'nın müdürü Ramazan Minder, bundan birkaç ay önce ortaya çıkardı. Bazı kitap kolleksiyonerleri, çöpe atılan koliler dolusu kitapları bulmuş, satın almış ve kendi kütüphanelerine koymuşlardı. Sultan Abdülhamid'e ait olan eserlerin toparlanabildiği kadarının yeniden bir kütüphaneye gitmesi için gerekli finansmanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş sağladı ve Atatürk Kitaplığı'nın müdürü Ramazan Minder 4 bin 500 kadar eseri geçtiğimiz aylarda satın alarak başında bulunduğu Atatürk Kitaplığı'na yerleştirdi.
Moğolların 1258'de Bağdatı işgali srasında gerçekleştirdiği 'kitap katliamı'ndan daha beter olduğunu söyleyen Bardakçı, Alman İmparatoru İkinci Wilhelm'in üzerine kendi anteti ile Hohenzollern Hanedanı'nın armasını bastırdığı ve Abdülhamid'e hediye ettiği kitapların da çöpe gittiğini araştırmalarına ekledi.
KİTAPLAR KÜLLİYE'DE KORUNMALI
Kitapların 'Cumhurbaşkanlığı İstanbul Külliyesi' haline gelecek olan Yıldız Sarayı'na nakledilmelerini öneren Bardakçı “Türkiye'nin vaktiyle en mükemmel ve en zengin kitaplıklarından olan İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Bölümü'ndeki emsalsiz eserleri çöplüğe lâyık gören üçlüden; yani her biri 'Profesör' unvanını taşıyan Kemal Alemdaroğlu'ndan, Kemal Gürüz'den ve Meral Alpay'dan işledikleri cürmün hesabının sorulması gerekir!'

KİTAP KATİLLERİ KADRO KURMUŞTU
28 Şubat Dönemi'nin İstanbul Üniversitesi'ne üs kuran Gürüz, Alpay ve Alemdaroğlu, o tarihlerde kendi kadrosunu kurmuştu. Kadrosuna o tarihlerde MİT içerisinde yakınları bulunan çok sayıda karanlık ismi üniversiteye yerleştiren Kemal Alemdaroğlu, kampüs içerisinde sadece başörtülülere değil, ülkücü gençlere de adeta kin kusmuştu. Üniversite ile ilgisiz vakıflarda görev alan çok sayıda kişiye usülsüz akademik ünvanların dağıtıldığı dönemde yaşanan kitap katliamı kararına imza atanların bu kişiler olduğu bildiriliyor..

ABDÜLHANİT 33 YIL BOYUNCA TOPLAMIŞTI
İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nin 'Nadir Eserler Bölümü', Sultan Abdulhamid Han'ın özel kütüphanesidir ve hükümdarın 33 senelik iktidarı sırasında binbir zahmetle toplayıp Yıldız Sarayı'na getirttiği her biri birbirinden kıymetli kitapları barındırır. Yıldız Sarayı'nın 31 Mart ayaklanmasından sonra defalarca uğradığı yağmalardan kurtulabilmiş tek bölüm olan kütüphane, Cumhuriyet'in ilanından sonra kararname ile İstanbul Üniversitesi'ne verilmiştir, uzun seneler ciddi bir ilim merkezi olan kütüphane, Pof. Kemal Alemdaroğlu'nun döneminde talana uğradı.
ÖNCE UZUN BİR TADİLAT SONRA ÇÖP
Murat Bardakçı'nın yaptığı araştırmalara göre, kütüphanenin Prof. Alemdaroğlu'nun yönetiminde olduğu dönemde, kitaplıklar 'yer sıkıntısı' gerekçesi ile rektörün talimatıyla kapatıldığı, kitaplar kolilere doldurulup mahzenlere atıldığı öğrenildi. 1999 depremiyle hasar gören 'Nadir Eserler Bölümü' binasının hasar görmesi üzerine uzun bir dönem tadilata girdiğini söyleyen Bardakçı, aynı dönem, üzerinde üniversitenin damgasını taşıyan kitapların dükkanlarda, mezatlarda ve sergilerde görülmeye başlandığını bazı kolilerin ise kamyonlarla çöpe gönderildiğini kaydetti.
Araştırmalar, binanın daha sonra tekrar hizmete açıldığını, Alemdaroğlu'nun seminer kitaplıklarındaki eserleri yeniden eski yerlerine taşındığını ancak binlerce cildin kayıp olduğunu gösterdi. Bu binlerce kitabın âkıbetini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan Taksim'deki Atatürk Kitaplığı'nın müdürü Ramazan Minder, bundan birkaç ay önce ortaya çıkardı. Bazı kitap kolleksiyonerleri, çöpe atılan koliler dolusu kitapları bulmuş, satın almış ve kendi kütüphanelerine koymuşlardı. Sultan Abdülhamid'e ait olan eserlerin toparlanabildiği kadarının yeniden bir kütüphaneye gitmesi için gerekli finansmanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş sağladı ve Atatürk Kitaplığı'nın müdürü Ramazan Minder 4 bin 500 kadar eseri geçtiğimiz aylarda satın alarak başında bulunduğu Atatürk Kitaplığı'na yerleştirdi.
Moğolların 1258'de Bağdatı işgali srasında gerçekleştirdiği 'kitap katliamı'ndan daha beter olduğunu söyleyen Bardakçı, Alman İmparatoru İkinci Wilhelm'in üzerine kendi anteti ile Hohenzollern Hanedanı'nın armasını bastırdığı ve Abdülhamid'e hediye ettiği kitapların da çöpe gittiğini araştırmalarına ekledi.
KİTAPLAR KÜLLİYE'DE KORUNMALI
Kitapların 'Cumhurbaşkanlığı İstanbul Külliyesi' haline gelecek olan Yıldız Sarayı'na nakledilmelerini öneren Bardakçı “Türkiye'nin vaktiyle en mükemmel ve en zengin kitaplıklarından olan İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Bölümü'ndeki emsalsiz eserleri çöplüğe lâyık gören üçlüden; yani her biri 'Profesör' unvanını taşıyan Kemal Alemdaroğlu'ndan, Kemal Gürüz'den ve Meral Alpay'dan işledikleri cürmün hesabının sorulması gerekir!'