Oyun oynanan kurumlarda verimlilik yüzde 50, çalışan bağlılığı yüzde 47
artıyor
Öğrenmeyi kolaylaştıran ve eğlenceli hale getiren oyunlar ile yenilikçi öğrenme programları tasarlayarak bireylerin ve kurumların gelişimine katkı sunan Öğrenme Tasarımları’nın kurucusu Tuğba Çanşalı’nın verdiği bilgilere göre, oyun problem çözme, takım çalışması ve yaratıcılık gibi geleceğin becerilerini geliştirmede etkili bir araç. Çanşalı, “Geleceğin en büyük farkı, oyunu stratejilerine entegre eden kurumlarla etmeyenler arasında olacak” diyor.
Şirketler geleceğin becerilerini çalışanlarına kazandırmak, yeni çağa ayak uydurmak için farklı çalışmalar ve yatırımlar gerçekleştiriyor. Bunlardan biri de oyun. Öğrenmenin doğuştan gelen bir ihtiyaç olduğuna inanan ve her yaştan bireyin oynayarak, keyifle öğrenme hakkını savunan Öğrenme Tasarımları’nın kurucusu Tuğba Çanşalı’nın verdiği bilgilere göre, oyun oynanan şirketlerde hem çalışan bağlılığı hem de çalışanların problem çözme, takım çalışması ve yaratıcılık gibi becerileri gelişiyor.

Araştırmalar da bunu destekliyor. Çeşitli kaynaklara göre, doğru tasarlanmış oyunlaştırma sistemleri, kurumlarda verimliliği yüzde 50’ye, çalışan bağlılığını ise yüzde 60’a kadar yükseltebiliyor. İş Yaşamında Oyunlaştırma Raporu 2025’e göre çalışanların yüzde 90’ı oyunlaştırılmış sistemlerin verimliliklerini artırdığını belirtiyor. Deloitte’un 2024 Human Capital Insights raporu, oyun tabanlı öğrenme kullanan kurumlarda çalışan bağlılığının yüzde 47, yetkinlik gelişiminin ise yüzde 36 arttığını ortaya koydu.
“Oyun, iş dünyasında anlam üretiyor”
Geleceğin en büyük farkı, oyunu stratejilerine entegre eden kurumlarla etmeyenler arasında olacak” diyen Öğrenme Tasarımları’nın kurucusu Tuğba Çanşalı, şunları söylüyor:
“Araştırmalar, oyunun artık yalnızca bir eğlence aracı değil, iş dünyasının dönüşümünde güçlü bir araç olduğunu gösteriyor. Günümüzde birçok kurum, öğrenme deneyimlerini yenilerken oyun tabanlı eğitimler ve oyunlaştırılmış e-öğrenme sistemlerinden yararlanıyor. Biz de farklı sektörlerde yürüttüğümüz deneyimsel öğrenme programlarında benzer sonuçlar görüyoruz: Çalışanlar oyun sonrası buna gerçekten ihtiyaç duyduklarını, ekip arkadaşlarını daha iyi tanıdıklarını, iş birliği ve yaratıcılıklarının arttığını söylüyorlar. Oyun gibi kolektif öğrenme ortamları, sadece bilgi aktarmakla kalmıyor; insanların iyi oluşunu, özgüvenini ve yaratıcılığını da destekliyor. Doğru tasarlandığında ise oyun, iş dünyasında yalnızca motivasyon değil, aynı zamanda anlam üretiyor.”
“Oyunu stratejilerine entegre eden kurumlar gelecekte farkı yaratacak”
Oyunun asıl etkisinin kurum kültürüne entegre edildiğinde görüldüğünü belirten Çanşalı, şöyle devam ediyor:
“Bir kurumda oyunun etkisi, onun kültüre dönüştüğü, yani kurumun DNA’sına işlendiği noktada başlar. Oyun bireyi harekete geçirirken, oyun kültürü kurumu dönüştürür. Bu nedenle artık sadece oyunlaştırmadan değil, oyun kültürünü inşa etmekten söz ediyoruz. Eğitimde oyunlaştırma, performans yönetiminde puan sistemleri, iç iletişimde kuruma özel oyunlaştırılmış etkinlikler bu dönüşümün örnekleridir. Gelecekte farkı yaratacak olan, oyunu stratejilerine entegre eden kurumlar olacaktır. Çünkü oyun kültürü, eğlencenin ötesinde, kalıcı öğrenme ve dönüşüm fırsatı sağlar. Oyun; risk almayı, denemeyi, iş birliğini ve sürekli öğrenmeyi birleştirir. Böylece hem bireysel yaratıcılığı hem de kurumların geleceğini besleyen en eski ama en çağdaş öğrenme yöntemine dönüşür.”
“Alan uzmanlarının bu süreçlerin tasarımında yer alması çok önemli”
İhtiyaçları ve kişisel motivasyonları bilen alan uzmanlarının bu süreçlerin tasarımında yer almasının önemine de dikkat çeken Çanşalı, şunları söylüyor:
“Gartner’ın tahminine göre, Forbes Global 2000 şirketlerinin yaklaşık yüzde 70’i en az bir alanda oyunlaştırma yöntemlerini kullanıyor. Bu oran, özellikle perakende ve eğitim sektörlerinde daha da yüksek. Ancak aynı rapora göre, oyunlaştırma projelerinin yaklaşık yüzde 80’i kötü tasarım veya hatalı uygulama nedeniyle başarısız oluyor. Başarılı bir oyunlaştırma süreci ise yalnızca oyun mekaniği bilgisiyle değil, aynı zamanda toplumsal dinamikleri, organizasyonel ihtiyaçları ve bireysel motivasyonları anlayan uzmanların katkısıyla mümkün oluyor. Bu nedenle sadece oyunlaştırma değil, bu gereklilikleri bilen alan uzmanlarının bu süreçlerin tasarımında yer alması çok önemli. Biz Öğrenme Tasarımları olarak, geliştirdiğimiz oyunlaştırma sistemlerinde toplulukların dinamiklerini, hedeflerini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak yaşayan, sürdürülebilir sistemler oluşturmayı önemsiyoruz.”









