“Amerika’nın gerizekalılaştırılmış orta sınıfı, iflas ettiğimizin henüz farkında değil. Amerikan ekonomisinin düze çıkabilmesi için 200 trilyon dolara ihtiyacımız var. Bu, dünya GSMH’sının (gayrisafi milli hasıla) 3 katı demektir. Bu matematiğin bir çözümü yok. Askeri ve ekonomik olarak her an çökebiliriz. Artık sadece çöküş tarihi tahmin edilebilir. 2011, 2012, en geç 2020” (New York Times’ın eski editörü Chris Hedges/Aktaran: Noyan Umruk/Aydınlık 13.10.2011)

    Ayrıntılara bakar mısınız:

    Açlık sınırının altındakilere verilen “yiyecek pulu”yla yaşayan amerikalı sayısı 40 milyon 800 bin.

    2001-2010 yılları arasında 11 milyon kişi işini kaybetmiş.

    Hazine rakamlarına göre ulusal borç 13.6 trilyon dolara ulaşmış.

    2010 yılında ödenen borç faizi 700 milyar dolar. Bunun 2020’de 2 trilyon dolara çıkması bekleniyor.

    Üst düzey yöneticilerin maaşları 1973 yılından beri 300 kat artmış.

    Zenginler daha zenginleşirken, fakirler daha da fakirleşmiş.

    xxx    xxx     xxx

    Hani Rabbin meleklere şöyle demişti: “Ben çamurdan bir insan yaratacağım.”

    “Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin.”

    Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde etmişti.

    İblis etmemişti. O, kibre sapmış ve inkârcılardan olmuştu.

    Allah dedi: “Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?

    İblis dedi: “Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattım, onu çamurdan yarattın.”

    Buyurdu: “Hadi çık oradan. Sen kovulmuş birisin.”

    “Din gününe kadar lanetim üzerinedir.” (Sâd, 71-78)

    xxx    xxx    xxx

    Kibirden ve dünya halklarına zulümden sabıkalı seri katil, Allah katından kovulan İblis’in akıbetine uğramaktan kurtulamayacaktır.

    Büyük Şeytan seri katil, dünya halklarına karşı büyüklenmekte, onları küçük görmekte; aynen İblis’in yaptığı gibi, kendi dışındakilere saygı göstermeyi reddetmektedir.

    Ona göre o ateşten yaratılmıştır, diğer halklar çamurdan!

    Hiroşima’da aynı anda ölen 140.000 kişi, Vietnam’da napalmla katledilen çoluk çocuk, son olarak Irak’ta öldürülen 1 milyondan fazla Müslüman, seri katilin gözünde ancak bir çamur kadar değerlidir; bu nedenle yok edilmelerinde herhangi bir mahsur, hatta herhangi bir ahlâki neden yoktur.

    Bugünlerde seri katilin ajandasında yer alan iki ülke Suriye ve İran’dır ve bu iki ülke halkları da onun gözünde çamur kadar değerli olduğu için yok edilmelerinde herhangi bir mahsur bulunmamaktadır. (Seri katil, bu iki ülkenin doğal kaynaklarına muhtaç, hatta muhkûmdur; BOP’un hayata geçmesi için bu iki ülkenin aynen Irak gibi teslim alınması gerekmektedir.)

    xxx    xxx    xxx

    Soru, seri katili hangi gücün yıkabileceği sorusudur.

    Amerika’da, seri katil imparatorluğunu yıkabilecek bir sınıf henüz yoktur. Dünya halklarının gaspedilen alınterlerinin ve yer altı/yerüstü kaynaklarının bir bölümü içeriye aktarılmakta, bu zalim devletin işçi sınıfı dünya halklarına nispeten daha iyi koşullarda yaşamaktadır; bu nedenle seri katili içeriden yıkabilecek bir sınıf henüz oluşmamıştır.

    O halde bu son zalim imparatorluğu kim yıkacaktır?

    Bu sorunun cevabı antiemperyalizmde yatmaktadır.

    Dünya halklarının antiemperyalist tutumu, seri katilin yıkılıp dağılması için tek yoldur. Emperyalizm geriletildikçe içeri aktarılan kaynak da gerileyecek ve kapitalizmin mezar kazıcıları orada da harekete geçmeye zorlanacaktır.

    Bugünlerde yer yer ortaya çıkan “amerikan baharı”nın, amerikan yoksul kesimlerinin kapitalizmi yeneceği izlenimini uyandırmamalıdır; yukarıda da belirtildiği gibi, antiemperyalist mücadele ile bu imparatorluğun kaynakları kesilmeli, dolayısıyla vurgunun bir bölümü içeri aktarılarak işlevsiz hale getirilen yoksul kesimlerin, dünya halklarının çektiği sıkıntıyı kendi bünyelerinde daha açıkça hissetmeleri sağlanmalıdır.

    Seri katil imparatorluğu çökmek üzeredir ve bu çöküşü gerçekleştirecek yegane şey, antiemperyalist mücadeledir.

    xxx    xwxx    xxx

    Unutulmaması gereken şey, zamanımızda antiemperyalist mücadelenin olmazsa olmazının vatan savunması olduğudur.

    Vatanseverler, hangi görüş ve meşrepte olursa olsun vatanseverler bu gerçeği idrak ettikleri gün, hem ülkemizin yaraları sarılacak, hem de seri katilin yıkılışına büyük katkıda bulunulacaktır. (Silivri ve Hasdal zindanları, PKK meselesi, Kıbrıs meselesi ve benzerleri hep bu kapsamda mütalaa edilmelidir.)

    Sorun, vatanseverlerin bu gerçeği ne zaman görebileceği ile ilgili bir sorundur.

    Yıkılmakta olan seri katil, son bir çırpınışla Suriye ve İran üzerine saldırtmak için Türkiye’yi gözüne kestirmiştir; çünkü kendisi bu ülkeleri dize getirecek imkândan yoksundur.

    Seri katilin işbirlikçilerine verilmesi gereken mesaj, Türk halkının kardeş Suriye’ye ve İran’a, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında saldırtılmasının bu denli kolay olmayacağıdır. BOP, seri katilin Dışişleri Bakanı’nın da açıkça söylediği gibi, Müslüman ülkelerin sınırlarının yeniden çizileceği bir projedir ve bu projede böylesine gönüllü biçimde yer almak, Türkiye gibi emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşından alnının akıyla çıkan bağımsız ve onurlu Türk Devleti’ne yakışmamaktadır.

    Emperyalizmin kuyruğuna takılarak bu kabil sonu belirsiz maceralara atılmak, Müslüman Türk halkının asla rıza göstermemesi gereken bir hainliktir!.

    Türk halkı, Suriye’nin ve İran’ın seri katile karşı kararlı duruşundan gereken dersleri çıkarmak ve bu kardeş ülkelerle dostluğunu geliştirerek antiemperyalist çizgide yer almak zorundadır.

    Seri katil yıkılmaktadır; kendisiyle birlikte, işbirlikçilerini de yanında götüreceği inkâr edilemez bir gerçektir.

    Dünya halkları, kapitalizmin zulmünden kurtulmak için antiemperyalist çizgide bir an önce buluşmalı; bu anlamda, ilk hareket olarak seri katile karşı vatanlarını savunmalıdırlar. Bu anlamda; gerek Suriye’nin ve gerekse sıradaki İran’ın yapmakta olduğu şey vatan savunmasından başka nedir ki?!.

    Vatan savunmasına zorlanan Müslüman halklara saldırmak, Türk halkının asla takınmaması gereken zalimce bir tutumdur!

    xxx    xxx   xxx

    Bugünkü şiarımız “Ne abd, ne AB; tam bağımsız Türkiye!” olmalıdır. Hangi görüşte olursa olsun, tüm Türk halkı, tüm vatanseverler bu şiar etrafında birleşmeli, seri katile ve yerli işbirlikçilerine karşı tavır koymalıdır.

    Sorunlarımızdan kurtulmanın başka yolu yoktur.

    Allah’ın yarattığı bütün kullar, dolayısıyla bütün milletler ve özellikle mazlum milletler saygıya layıktır; bu saygıyı göstermeyen ve kibir içinde yücelenlerden olduğunu sanan İblisler, kadim kovuluşun bir benzerini Arz’da da yaşamak üzeredirler.

    Yaratılmışlara düşen görev, Allah’ın kendilerine biçtiği saygıdeğer oluş keyfiyetini seri katil türündeki İblislere dayatmaktır.

    Saygı görmenin, kadim saygıya ulaşmanın yolu, emperyalizme karşı namus mücadelesinden geçmektedir.

    Yaratıcı, namuslu kullarıyla beraberdir.

    İblis, kovulmaya mahkûmdur.

    Allah’ın laneti, din gününe kadar İblis’in üzerindedir…

   

   

   


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.