Melâhat ÜRKMEZ
                            Gazeteci-Araştırmacı Yazar

Valilik ve Kültür Turizm Müdürlüğü’nün önemli adımı…
Geçtiğimiz hafta bir toplantı düzenleyen Konya Valisi Muammer Erol ve Kültür Turizm Müdürü Mustafa Çıpan, bugüne kadar yapılsa da yeterince ivme kazanamayan, önemle üzerinde durulması gereken bir toplantıya imza attılar. -Kültür, Turizm ve Tanıtım Sektörü Toplantısı- Pek çok eksikliğin giderilmesi, bilinmeyenlerin su yüzüne çıkarılması yönünde kapı aralandı. Bu hizmetlerinden dolayı Konya adına hatta evrensel düşünecek olursak dünya kültürü adına kendilerine teşekkür edilmeli. Dileğimiz, toplantıda dile getirdiğimiz eksik ve gecikmelerin havada kalmayarak gerekenlerin yapılmasıdır.
Kendi adıma konuşacak olursam; turizm ve ticari getirisi benim açımdan ikinci planda kalıyor. İlk sırada; bugüne kadar çarçur edilmiş, (hâlâ talan edilmeye devam edilen) yurt dışına kaçırılmış, çok önemli kültür hazinelerimizin elimizde kalanlarının doğa olayları ve insan eliyle yok edilmeye devam edilmemesi, yeterli önlem alınıp korunaması gelmektedir. Mevcut kültür varlıklarımızı define arayıcılarından, insan elinden, yağmurdan, kardan yeteri kadar koruma altına alıp, restorasyonu yapılmadan, “Turizm sektöründe daha daha nasıl gelişme kaydedebiliriz?” diye çareler aramak, evin çatısını kapatmadan içindeki eşyalardan uzun yıllar getiri beklemek gibi olur.
Toplantıda da dile getirdiğim; Hadim Bolat Yaylası’ndaki Temaşalık Tepesi mevkiinde yer alan ve Büyük çapta kaçak kazılara maruz kalmış olan Astra antik kentidir. Bugüne kadar ne yazık ki iki yabancı araştırmacının 7 yazıt bulup birkaçının okunmasından başka hiçbir bilimsel araştırma yapılmamıştır. Nasıl yapılsın ki? Ulaşımın 6 kilometresi stabilize, 4 kilometresi yürüyerek keçi yolundan yapılıyor(!)  Roma döneminden kalma bu antik kente bir yol yapılıp, gerekli kazı ve düzenlemeler yapıldıktan sonra turizme açılamaz mı? Hem tarih korunmuş hem de o önemle üzerinde durulan turizm getirisi sağlanmış olur.
Dile getirdiğim bir diğer konu; Mecâmi’ul Hakâik adlı esriyle Mecelle’yi etkileyen, Mecelle’nin 38 maddesi bu eserinden alınan, günümüz hukuk kitaplarında bile hâlâ maddesi geçen Hadimî Hazretlerinin 40’ın üzerinde eseri olmasına rağmen sadece birisi günümüz Türkçesine çevrilmiş. Zamanında büyük bir medresesi olan ve dünyanın pek çok yerinden gelen talebeleri yetiştiren bir mutasavvıfın kitapları tez zamanda çevirisi yapılıp, Kültür Müdürlüğünce yayınlanmalı, diye düşünüyorum. Diğer taraftan Osmanlı sultanlarını bile etkileyen, İstanbul’da kal, tekliflerini geri çeviren bu fıkıhçı, tefsirci, hadisçi, felsefeci, mutasavvıfın türbesinin etrafı her taraftan sürekli ziyaretçisi olmasına rağmen bakımsız bir durumda. Park, konaklama, lokanta ihtiyaçları yetersiz.
Sadece Hadim değil, Konya çevresinde pek çok kültür değerlerimiz atıl durumda. Üniversite, Valilik, Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi kısaca ilgili kurum ve kuruluşlar elele vererek gün yüzüne çıkmamış tarihi eserlerimizi değerlendirmek için ellerini taşın altına koyarlarsa, hem çarçur edilmekten kurtarır hem de turizme kazandırırlar ümidindeyiz.
Hz.Mevlâna’nın tanıtıma ihtiyacı yok; dünyaca biliniyor, tanınıyor, akın akın turistleri çekiyor zaten. Hz.Mevlâna’yı daha iyi tanıtmak için, “daha başka neler yapabiliriz?” kısır döngüsü içinde dönüp durmak yerine toplantıda her arkadaşın ayrı ayrı dile getirdiği diğer değerlerimizi ortaya çıkarmak, kültürümüze ve turizme kazandırmak için vakit geçirmeden çalışmalara başlamak gerekir.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.