Türkiye'de otomobil sayısı hızla arttıkça canımızı yakan haberlerin sayısı da artıyor.  Türkiye'nin otomobille imtihanı yeni değil. İstanbul'a  Zat ül Hareke adıyla 1895'te giren ilk otomobilden günümüze Türkiye'nin yollarını dolduran milyonlarca araçla ilgili tutulan evraklar, defter kayıtları hala saklanıyor mu bilmeyiz ama, yaşanılan onca kazadan geriye on binlerce cenaze haberi, yaralı veya sakat kalan yüzbinlerce kişiye dair istatistikler TUİK'te uzmanların, araştırmacıların yol gösteren analizleri için meraklılarını bekliyor.

Motorlu araçlarla ilgili yapılan ilk istatistik çalışması 1966 yılında yayınlandı. TUİK verilerine göre Türkiye genelinde 231 bin 977 motorlu araç içerisinde 91 bin 469 otomobil o tarihte henüz oldukça lüks sayılan özel araç statüsü içindeki yeriyle mütevazı bir tabloyu oluşturuyordu. Otomobilin getirdiği ayrıcalık, sorunlarını tartışmaya, yol ve trafik kültürünü ise öğrenmeye gerek yoktu.
Günümüzde bu rakam motorlu araçlarda 21 milyonu, otomobilde ise 11 milyonu çoktan geçti. Bırakın büyük şehirleri Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde trafik açısından en sakin iller arasında yer alan Şanlıurfa'da bile zincirleme kazalar meydana geliyor, hatta 30 aracın karıştığı kazalar basında yerini alıyor.

Malesef kazalarda gördüğümüz araçların büyük bölümü 20 yaştan daha büyük, hurdaya çıkması gereken, kullanan vatandaşların hayatına mal olacak kadar güvensiz otomobillerden oluşuyor.
İlk kez 2010 yılından sonra yollarda kullanılan 20 yaş ve üstü araçların hurdaya çıkarılması için çıkarılan destek paketi çerçevesinde trafikten men edilmesi gereken en az 200 bin araç  toplanmış, sahiplerine 5'er bin TL hurda desteği verilmiş, hatta eski vergi borçları ve trafik cezaları affedilerek yollarda trafik güvenliği hedeflenmişti.

Fakat TUİK verilerini incelediğimiz zaman durumun vehametini hala koruduğunu görüyoruz.
Türk İstatistik Kurumu'na göre halen trafikte kullanılan araç bilgisini aşağıdaki tablodan görebilirsiniz.

ÜRETİM YILI TOPLAM ARAÇ   OTOMOBİL
1983      1 438 780      413 416 (Bu rakamın içinde 83 yılı öncesine ait otomobillerin de bulunmasından kaynaklanıyor)
1984      140 403      50 337
1985      143 843      62 292
1986      153 238      81 473
1987      186 639      104 572
1988      198 795      121 711
1989      171 174      110 633
1990      299 981      200 534
1991      290 370      188 439
1992      397 509      277 862
1993      553 365      385 884
1994      457 938      335 319
1995      298 075      204 051
1996      385 827      231 160
1997      511 740      281 608

Yollarda her türlü yasal güvenceden, denetimden yoksun 3 milyon civarında aracın dolaştığı bir ülkede trafik güvenliğinden bahsedilebilir mi?

Sinyal lambalarının, emniyet kemerlerinin, hava yastığının bulunmadığı 1984 model bir otomobilin içinde, sadece kendi hayatını değil, yolda başkalarının da hayatını tehlikeye atanlara gösterilen hoşgörü, milyonlarca insanın hayatını hiçe saymaktır.

Sektörün yeniden hareketlenmesi için, yollarda çoğu zaman terör havası estirirken gördüğümüz eski araçların toplanması için, cazip düzenlemeler yapılmalı.

Böyle bir düzenlemenin sektöre hareket getireceğini söylemeye gerek bile yok. Sadece üretim değil ikinci el satışları da, 20 yaş ve üstü araçların trafikten çekilmesiyle parlak bir döneme gireceğinden şüpheniz olmasın....

Hurda araç teşvikiyle 2010, 2012 ve 2014 yıllarında görülen canlılığın iyi bir örnek teşkil ettiğini hatırlatmakta fayda var...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.