Sanırım Kabala öğretisinden bir alıntı olsa gerek.
“Aldatılmak isteyen aldatılır!”
Bir toplum basireti paramparça edilip Allah ile kandırılmanın kahredici gazabı altında kalmışsa ve aldatılmak için neredeyse marazi biçimde davranıyorsa, hiç kuşkusuz o toplum başka biçimlerde de aldatılacaktır.
Bu toplum veya bu toplumun bir kesimi, tüm olan bitene rağmen, siyasileri gördüğünde hâlâ “Türkiye sizinle gurur duyuyor!” diye bağırıyorsa, Allah o toplumun iki yakasını bir araya getirmez.
Türkiye büyük bir alt üst oluşla karşı karşıyadır.
Ya basiret galip gelecek, Türkiye’nin ufku açılıp bahtı gülecektir; ya da bu hayret edilecek basiretsizlik galip gelecek ve büyük alt üst oluş bütün haşmetiyle ortaya çıkacaktır.
Bu Kuransal bir gerçektir.
Tarihin her döneminde böyle olmuştur.
Bugün de böyle olacaktır.
*** *** ***
Şu anlamlı tespite bakın:
Cami sayısı arttıkça, bir başka anlatımla Türkiye’de dincilik yükselişe geçtikçe, toplumda fakir fukara sayısı da artmakta, ülkemiz korkunç bir karabasanın pençesinde kıvranmaya başlamaktadır.
Nasıl olmaktadır bu?
Neden bir taraftan dindarlaştıkça, diğer taraftan özellikle yolsuzluk ve rüşvet artmaktadır.
Bu da Kuransal bir tespittir.
Din, halkı afyonlaştırıcı bir hüviyet kazandığında, Kabala’nın o sözü devreye girmekte ve afyonun tesiri altındaki toplum kandırılmak için mümbit bir zemin yaratmaktadır.
Yukarıda söylendiği gibi, bu aldanış/aldatış sonunda büyük bir alt üst oluşu gerekli kılacak ve emin olun bu alt üst oluştan çıkacak olan şey devrim olacaktır.
Çünkü Türkiye’yi özellikle son on yılda sarıp sarmalayan karşı devrim miadını doldurmuş, Cumhuriyetin tüm kazanımlarını yerle bir ederek amacına ulaşmıştır.
Bundan sonra gelecek olan şey diyalektiğin bir gereği olarak devrimdir.
Türkiye devrim şartlarına girmiştir.
*** *** ***
Küfre sapanlar, yani gerçeğin üstünü örtenler yolun sunana gelmişlerdir. Onlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Yukarıdaki sözler, Fatır Suresinin 7. Ayetine aittir.
İlginç olan, bu ayetin “Allah ile kandırma” ayetinden hemen sonra gelmesidir.
Türkiye, Allah ile yeterince kandırılmış olup, artık yolun sonuna gelinmiştir.
Bundan neticesinde kitlelerin kamu hakkından mahrum bırakılmasıdır ki, bu da Mâûn Suresinde deşifre edilmiş, toplumu kamu hakkından mahrum edenlerin “dini yalan saydıkları” tespitinde bulunulmuştur.
Bundan kaçınmak mümkün değildir.
Türk halkı, özellikle mütedeyyin kesim, Allah ile kandırıldığını, Mâûn Suresi mücrimleri tarafından haklarının gasp edildiğini artık anlamak zorundadır.
Ya bunu bir an önce anlayacaktır, ya da bunun sonuçlarıyla baş başa kalacaktır.
*** *** ***
Türkiye, son on yılda akla sığmayacak gelişmelere şahit olmuştur.
Şerefli Komutanlar ve vatanseverler zindanlara tıkılmış, Amerika’nın buyrukları doğrultusunda Müslüman ülkelere saldırılmış, bütün komşularımızla kavgalı bir hale gelinmiş; halk fukaralığa ve işsizliğe teslim edilmiştir.
Belki daha vahim olanı, Türkiye’de, Anavatanında “Türk” olmak utanılacak bir şey gibi algılanmaya; “Türküm” demek faşistlikle eşdeğer tutulacak bir konuma gelinmiştir.
Türk Bayrağı suç unsuru sayılır hale gelinmiştir.
Bu, yolun sonudur.
Kandırılmak isteyen toplum yeteri kadar kandırılmış ve yolun sonuna gelinmiştir.
Bu fakir inşallah yanılıyordur, ama büyük alt üst oluş artık kapımıza gelmiş dayanmış, Türk’ün Vatanını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.
Herkes şunu iyi bilmelidir.
Son günlerde ortaya çıkan ve özellikle kutlu Haziran direnişinde kendini gösteren şey, Türk’ün artık kandırılmaya tahammülü olmadığıdır.
Bir kez daha vurgulamakta fayda vardır.
Bu derin alt üst oluştan doğacak olan şey devrimdir.
Bu kaçınılmazdır.
“Ne mutlu Türküm” diyenler galip gelecek, çok yakın bir tarihte Atatürk Cumhuriyeti baştan inşa edilecektir.
Aldatılmak isteyenler bu gerçeği ne kadar erken görürlerse, bu, kendileri lehine bir gelişme olacaktır; aksi takdirde devrimin altında kalmaya mahkûm olacaklardır.
Bir kez daha ve büyük bir gururla söylenilmesi gereken şey, Atatürk’ün mirasının en kısa zamanda tekrar sahiplenileceği ve Vatanımızın bir an önce düzlüğü çıkacağıdır.
Büyük alt üst oluş devrime gebedir!
Bu kaçınılmaz bir gerçektir.
Allah’a emanet olun…
