Neden Antep dersen, adam gibi neler yaptığımı bi orada biliyorum. Neyin nerede nasıl olacağını kesin bi şekilde size buradan başlayarak anlatıcağıma inandım, ben Antepliyim bir de bu var tabii..

Antep’ e yolu düşecek olanların okumasını istediğim bir yazı olacak sanırım. Hadi bakalım başlıyorum.

Bu sefer çok kararlı bir şekilde kilo almayı hedeflemiştim valla ne olursa olsun kaçınmadan yiyecektim. (Zayıf bir insan değilimdir.) Neyse; ben aldım Sinan’ıda kuzenim olur kendileri, bindim uçağa gittik Antep’e.

                                    Kuzucular’ Batma Kaymak

  Vardığımda saat 07.15 di. Hemen kuzenimle Kuzucular’a gidip Batma Kaymak aldık. Şimdi diyeceksiniz ki nedir la bu batma kaymak! hemen söylüyorum, Batma Kaymak Antep’e özgü bir olaydır. Sıvı kaymak diyebilir buna, akışkan bir kaymak. Özel bir ekmeği de var. usulu anlatayım ben size; batma kaymak kuzucular’dan alınır, daha sonra hemen yanındaki fırından ekmeği yaptırılır. Hemen eve gidilir kaymağı güzel bir şekilde bir yere koyarsın boşaltırsın kendıni bir kaba, bakır kaplara boşaltıyoruz biz. Sonra o ekmeği alırsın, bir arka bir ön batırırsın kaymağın içine ooooh, sonra süzdürür ve tabağa koyarsın. Tabi, bu kadarla kalmadı. Ne sandınız! üzerine pudra şekeri dökülür ve biraz onu çekmesini beklersiniz. İşte bir baş yapıt. Tadından yenmez :) Valla ben bekleme bölümünü pek yapamıyorum ama.. Orasıda size kalmış.


Üçler Kebap Salonu

 

Sabah güzel bir şölen olmuştu benim için taa ki, Sevinç Teyzem beni arayıp akşam bir program yapmamamı birlikte "Üçler" de yemek yenileceğini söyleyene kadar. Üçler Kebap Salonu ünlü bir yerdir, simit kebabını yemeden geçmeyin derim size. Hele bir de nar ekşili lahmacunu vardır ki dillere destan. Akşam olduğunda kendimi kebaplar ile donatılmış bir masada buldumi adeta bir şölen gibiydi. Masada o kadar güzel yemeği gördüğüm de vallahi heyecandan ne yapacağımı bilemedim! Hemen simit kebabından başlangıcı yaptım, onu Balcan kebabı takip etti (patlıcan kebabı) ve o paha biçemeyceğim lahmacunla da şölenime son noktamı koydum. Antep’ e gidenlere kesinlikle öneriyorum..








                                     2 Nisan, 2. günüm.

  O kadar güzel gelmişti ki Antep’in havası.. Sabah kalktım yengemle beraber güzel bir kahvaltı hazırladık, kahvaltıda antep peyniri bostandan yeni koparılmış nane.. Taze domates, Antep’e özel çizik zeytin bol pul biber sosuyla. Böyle efsane bir kahvaltıdan sonra bugünümü daha çok Antep deki gidilip görülmesi gereken yerlere harcadım. Ben net bir şekilde her gittiğimde Antep’e buralara kesin bir kere uğrarım, hiç de sıkılmam.

                                      ZİNCİRLİ BEDESTEN

  Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan Zincirli Bedesten, halk arasında "Kara Basamak Bedesteni" olarak bilinir bir ara et hali olarak da kullanılırmış. Şimdi restore edildi, mükemmel ve turistleri çeken bir elmas gibi parlamakta. İçindeki kuyumculara kesinlikle göz atın, büyük sürahileri es geçmeyin derim.

                                       BAKIRCILAR ÇARŞISI

  Burası Osmanlı döneminde önemli bir ticaret merkeziymiş. Ben oradaki bakırcı ustaları ile ciddi bir sohbete kapıldım, daha sonra kebap şiş imalathanesine gittim hemen oradaki. O çarşının renkleri çok hoşuma gidiyor, çok renkli insanlar var.. Bir de çok içtenler biliyo musunuz? Antep insanını nerede görsem ayırt ederim dedirtiyor size. Bakırcılar çarşısında, paşa mangalını kesinlikle görmenizi öneririm, bizim evde bir tane var. Üzerindeki o işlemeler çok hoşuma gider. Ben esnaflar ile konuştukça orada yapılan sağlıklaştırmanın çok işe yaradığını ve işlerinin açıldığını anladım. Çarşı kültürü ve bakır arıyorsanız burayı kesinlikle gidin.
                                         
ALMACI PAZARI

  Kuruluşu 1070 yılına dayanıyormuş. Buraya nasıl mı gidersiniz? Hemen Bakırcılar çarşısının çıkışından çıkınca karşınıza çıkacaktır. Bu pazar tarihi bir pazardır. Daha çok Mutfağa dönük bir yapısı var. Bu pazara aç girerseniz tok çıkarsınız.. neden mi! Esnaf’ın müşteriyi ağırlamasından tabii ki :) Bu pazarda genelde ev yapımı ürünler satılmakta, çoğu şey el yapımıdır yani. Satılan şeylerden örnek verirsek; Yöreye özgü tatlılar, kuru sebzeler (dolma için güzel olur),biber salçası, nar pekmezi, sumak ekşisi (çok severim), tatlı sucuk, binbir çeşit baharat, Antep fıstığı, pestil, üzüm pekmezini söyleyebilirim. Üzüm pekmezi çok güzeldi açıkcası İstanbul’ a götürmek için 2 kavanoz aldım.

 ANTEP KALESİ

  Tarihinden bahsetmek yerine herkesin bildiğini varsayıyorum. Her burayı ziyaret edişimde tüylerim diken diken olur. Oradaki heykelleri bakınca değil, onların hikayelerini okuduktan sonra bakınca çok farklı hissediyorsunuz. Memleketin ne zorluklarla bağımsızlığını kazandığını bir kere daha anlıyorsunuz. Şuan içine edilen memleketimizin zamanında ne zorluklarla alındığını görüyosunuz. Orayı müze gibi yapmışlar hala oranın tarhini bilmiyorsanız buraya gittiğinizde giriş ücreti(1tl) verdikten sonra öğrenme şansınız var, hatta tarihi yaşama şansınız bile var..

TÜTÜN HANI

  Oradan Tütün Han’a geçtik yengemle bir mola verelim diye.Burada Mağara Kafe’yi ziyaret etmeniz gerek. İçerisi gerçekten çok otantik. Farklılığını gerçek bir mağara olmasından alıyor. Bu kafenin üst bölümünde gerçek tandırlar var.Ben tandırda oturdum ve Melengiç kahvemi içtim. 1 kavanoz melengiç kahvesi de ordan satın aldım, tadı gayet güzeldi.

Akşamında ise, Yengem bize yoğurlu patates yaptı buda Antep’e özgü bir yemektir. Daha sonra Ananemin doğum günü için ben pasta ve macaron yaptım. Hamaratlığım tutmuştu, neyseki pasta yapma konusunda üstüme yok :) misafirlere rezil olmadan güzel bir doğum günü geçirdik. :))
                                        
3 Nisan, 3.gün

Sabah kalktığımda havanın birden ısındığını fark ettim ve yanımda sadece kışlık vardı, dedim ben en ucuz birşeyler nereden alabilirim? Oranın eski çarşısına gittim. Gerçekten de herşey çok ucuz ve çok güzeldi. 10 milyona aldığım gömleği bütün bir yaz giyerim diye düşünüyorum :)Bu günün önemi belirten şey ise akşam Birecik’e gidişim olacak. Şanlıurfa’ya yakın olan Birecik. Oranın insanları Anteplileri daha çok severmiş. Antep Kilis gibi düşündürdü beni bunu duyunca.


                                  
KIYI RESTORANT/ BİRECİK

  Burası o efsanevi Fırat nehrinin hemen kenarında bir yer. Gerçekten de akşam olan manzarasıyla kesinlikle görülmeye değer bir yer. Burada 5 saate yakın kaldık, sohbet rakı ve kebap.. Hepsi birleşince güzel ve keyifli bir gece demek oluyor.
Eğer yolunuz düşerse, buranın, Haşhaş Kebabı, Patlıcan Kebabı meşhur. Valla bende 10 puan verdim, harbiden güzel. Hatırlayınca bile canım çekti! ayrıca meze olarak seçeceğiniz, Acılı domates ezmesi, semizotu cacığı ve domates kurusu kesinlikle tadılmaya layık. Rakıya keyifle eşlik edebileceğiniz bir manzara ve yemek. Gerisini düşünmeyi size bırakıyorum :)

4 Nisan, 4. gün

Bugün Hayvanat bahçesine gidiyorum. Orta Doğunun en büyük hayvanat bahçesine.
                     
GAZİ ANTEP HAYVANAT BAHÇESİ


   Ben hayatımda birçok hayvanat bahçesi gezmişimdir ama böylesini gerçekten pek görmedim..Herşey çok düzenli ve titiz. Tabi geçen sene aslan kendi bakıcısını falan yemiş, bunlar dışında bir sıkıntı yok. Özenle yapılan bir bahçe burası. Zürafası biraz korkaktı valla, aslanlar da baya mayışmıştı sıcaktan bende soluğu develerin yanında aldım. Kays adlı deveyle baya iyi kanka olduk, 20 dakikaya yakın koyu bir sohbet geçti aramızda.


   Develerin dil şişrme özelliğini biliyor musunuz? Bana her zaman çok farklı gelmiştir. Kuzenime de her zaman mide bulandırıcı gelmişti, neyse. Kays la muabbetimizden sonra bir de Fil olan Gabi ile çok iyi anlaştık, elimdeki elmayı pek bir sevdi. Filler günde 200 kg sebze meyve yiyorlarmış, ne kadar fazla değil mi! Bu arada hayvanat bahçesine giderken göreceğiniz orman yapay bir orman, 60 yıllık olan. Lafı dolandırmayayım, hayvanat bahçesini görün, denilenler kadar var.

Öğlen, annemin kuzeni olan Hilal ablalara davetliydim. Yemekler mükemmeldi..
                                     
  HİLAL ABLA

  Buradaki ortam çok farklıydı, kültür farklılıkları ve anlayış farklılıkları çok fazla ön planda idi. Gelen misafirler ile konuştuğumda " a-aa hemen evlen, bir çocugun olsun yuvanı kur." terimi beni ne derece geri bir toplumda yaşadığımı hatırlattı. Neyse; yemekte, cevizli köfte, Börek çorbası, zeytinyağlı dolma ve bülbül yuvası vardı. Börek çorbası Yuvalama’nın hamurla yapılan biçimine benzer, mantıyı andırır biraz ve tadı süperdir. Bül Bül yuvası ise burma kadayıf tadına sahip çok güzel bir tatlıdır.

  Akşam, yorgun bir şekilde eve geldim. Ama saat 1 olmuştu ve hala uyku tutmamıştı yengemle ikimizi. Ben o gün olan 5 işçinin ölüm haberine çok takılmıştım. Gölde boğulan ve kurtarılmayı bekleyen 5 işçi.. baktık uykumuz gelecek gibi değil yengemle saat 1 buçuğa doğru kalktık katmer yaptık. Yufkayı açtık kaymağu sürdük.. antep fıstığını ekledik, şekerini koyduk ve katlayıp yağladık. Sabah ki kahvaltı için katmerler hazır!


                                            
   5.gün

Bugünü tümden tarihi müzelere ayırdım. Gazi Antep’in tarihini anlamak isterseniz, 5. gün ilginizi çekicek :)
                                
Etnografya Müzesi

  Dayım, Ananemle ermeni sokaklarının arasında kalan bu eski Antep evini görmenizi isterim. Bir konağı satın alıp müzeye çevirmişler. Ananemlerin teyzesinin eviymiş eskiden burası, o anlattı ben dinledim. Api’lerin eviyken satın alınıp müzeye çevrilmiş, güzel olmuş. Bir Antep evi nasıl olur? Mahzenine kadar var! Mahzen eski Antep evlerinde buz dolabı gibi kullanılırmış (:


                     
Meryem Ana Klisesi// Kurtuluş Camii

  1892 yılında kilise olarak yaptırılmıştır. Önceleri kilise ve hapishane olarak kullanılan bu yapı, sonra camiye dönüştürüldü. Bu tarih hazinesi eski ihtişamından hiçbir şey kaybetmemiş. Gaziantep’in en büyük camilerindendir. Savaş zamanında onun yakınındaki Eyüboğlu Camii’ de hastane olarakta kullanılmıştır. İçerisi çok güzeldi, güzel kareler çıktı. Oranın yakınındaki Nohut dürümcüsünü es geçmeyin derim.
                            
  Kadayıf Yapımı (Mutfak)

  Yürürken ara sokaktan gelen kafayıf kokusu beni oraya çekti. Bi girdim ki kocaman bir mutfak hamur yapma mkinaları ve sac da kadayıf yapımı.. Çok güzel fotograflar çıktı, hepsini paylaşıcam. :)

Daha sonra mağaza ya dönerken dayım benim acıkmış olabileceğimi fark etti.. Çünkü sürekli acıkan biriyim! Neyse..
                           
Metin Usta’nın Ciğeri

  Ciğer seven bir insan değilim. Gerçekten, ciğer kebabını koy önüme yoook yiyemem.Burası çok farklıdır ama, Antepdeki en güzek yumuşak ciğerdir bu. Hafif olduğu için seviyorum sanırım. 2 Porsyon ciğeri burda yedikten sonra gezmeye devam ettim :)
                                 6. Gün

  Bugünü alışverişe ayırdım, SANKO Park alışveriş için en ideal yer, ihtiyacınız olursa eğer.
                               BAYAZHAN

  Akşam kuzenimle İstanbul geceleri kadar olmasada Pub tarzında neresi olabilir diye düşürken kendimiz burada bulduk. Çok güzel bir yer. Eski bir han’ı günümüz modern kültürüne göre düzenlemişler. İstanbulda ki North Shield’in dekorasyonuyla çok benzer. Burada akşam şarabımızı içtik yemeğimizi yedik. İstanbul’u özlerseniz ilk adres burası.
                                  7. Gün

  Sabah kalktığımız gibi, kahvaltı için yola çıktık!
                         

 Ünal Et Lokantası


  Burası Sanayinin içinde bir yer. Ama Anteplilerin vazgeçemediği " BEYRAN" en güzel burdadır. Biz oraya gittik, beyranımızı yedik. Kelle Paçaya çok benzer. Kuzunun en güzel yerlerinden yapılır..Yumuşak ve güzel bir ettir. Acılı ve tabanı yağlı. Beyranımızı içtik üstüne buranın Katmeride çok meşhurdur, yufka el açmasıdır, incecik bir katmer düşünün içi bol kaymak ve fıstıklı ooooh canım çekti valla!

Katmer ve Beyran için uğrayın.

Akşam Sinanla "batma kaymak" almaya gittik Kuzuculardan. İstanbul’a sağsalim götürmeyi hedefliyorduk :) Batma kaymak bulunmayan bir şey çünkü İstanbul’da. 12 kişi için 3kg kaymak aldık, 20 tanede özel ekmeğinden.

Akşam, dayımlar Nar Pekmezli lahmacun yaptırmışlardı bir güzel onu yedik..
Birecik HaşHaş kebabı, Balcan Kebabı. Fırat Kenarı

Hayvanat Bahçesinde bahsettiğim deve, Kays




Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.