Su medeniyeti denilince akıllara ilk Türk milleti gelir. "Su akar Türk bakar"dan bile yola çıksak yine de akla ilk biz geliriz. Sebil kültürünü, hayır, hayrat kültürünü dünyanın bir başka ülkesinde bulmak zordur.
Yoldan geçenler kana kana su içsin diye anadolunun kuş uçmaz kervan geçmez vadilerinde asırlık çeşmeler hala akıyordur eminim.
Mesela kendisini görme bahtiyarlığına ulaştığım gençliğimin bilim insanı Prof.Dr. Erol Güngör, Konya halkının kalbine öylesine taht kurdu ki, onun adına yapılan iki çeşmenin yakın zamana kadar aktığını biliyorum. Bolu dağında, Bursa'nın köy yollarında, Akşehir, Mersin-Mut yollarında, Kahramanmaraş'ta Sivas'ta Karadeniz'in sarp dağlarında, Trakya'nın düzlüklerinde binlerce hayır için yapılmış çeşme gözümün önünden film karesi gibi aktı geçti bir an.
Anadolu'nun küçük şehirlerinde son dönemde esnafın dükkanlarının önüne yazın sıcak günlerinde koyduğu plastik sebiller bir ara pet şisesi ile su satanların kıyasıya kavga ettiğini tartışığını da duymuştum. Adamlar "Bu sebiller yüzünden kazanamıyoruz, kaldırın bunları yoksa sizi belediyeye şikayet ederiz" diye bastırdığını duyunca "Yok artık" demiştim.
O sebiller kalksa bile bu ülke insanının yolcuyla paylaşacak bir lokması, bir bardak suyu hep var diye biliyordum.
Yanılmışım.
Dün Türkiye'ye 23 Nisan törenlerine katılmak için Kazakistan'dan kalkıp gelen yetim Kazak çocuklar Atatürk Hava Limanı'nda perişan olmuş.
Hem de susuzluktan...
Bir bardak su, yanlarında getirdikleri makarnayı yumuşatacak bir bardak su bulmak için tam iki saat büfelerden yardım istemiş.
Dünyanın en modern hava alanı ya Atatürk Airport.
Dünyaya açılan kapımız ya, fakat yetimin açılan eline bir bardak su veremediğimiz ünlü airport.
Milyon dolarlık duty freelerin birbirini yediği o hava limanı başınıza yıkılsın emi?
Üç-Beş yetime bir bardak su veremeyecek kadar bütçesine titizlenenlerin, geçtiğimiz yıl depolarında çıkan kaçak kirli eşyalar ortaya saçılınca sahipleri suçu çalışanlarının üstüne atmıştı.
Hatırlıyorum da o milyon dolarlık kaçak malları satan tüccar arkadaşlar kapınızın önünde dünyanın değişik ülkelerinden gelenlere ikram edecek bir bardak su koyamayacak kadar aç mısınız?
TAV mış, THY imiş Allstar mış, hava civa
Mermahet ya hu! Merhamet.
