DAĞ SUYUNDA SÖNEN SEVİŞME :)


Hava limanındayım….
Sabah erken saatler…hatta en erken saatler densin :) ( Kurtlar kuşlar uyuyor bacııııım der gibi çalışanlar )
Gözlerimi ovuşturmak istemiyorum çünkü kurumak üzere olan bir rümel var kirpiklerimde…. Kahve içmek en iyisi dedim. Ohhh mis gibi amerikano…iPhone Hürriyeti açtım tabi yanına. Kek niyetine :) Üstü çıplak bir adam fotosu var. Dikkat çekici tabi.
Kimi yazmışlar dedim ve malum iPhone ya..parmağımla yukarı doğru ittim ekranı. Dövüşçü müymüş neymiş…hızlıca geçtim tabi…çünkü sevmem ben şiddet middet :(

A aa … o da ne diyor gözlerim birden….Sizi hiç jigololukla suçlayan olmadı mı? sorusu. İşte orada parmağım durdu birden. Geri aldım kaçan yazıyı. Yok canım. Aşıktık biz, ne jigolosu! Ben gayet iyi para kazanıyordum. Böyle düşünmek, fesatlık ve kıskançlık.  Çünkü benim yerimde olmak isteyen bir sürü erkek vardı. Ama ben takılmam, bozulmam, umurumda bile olmaz.
Vayy…etkilendim.
Bu konu çünkü şu sıralar hassas konum. Hemen başa aldım yazıyı….kimmiş bu amcam dedim. Emin Boztepe…Dünyaca ünlü dövüş sanatları ve Wing Tsun ustası. Tam 13 yıl büyük aşk yaşamış Jacqueline Bisset ile. Ve ilişkisi başladığında o 18 Jacqueline de 33 müş.
Eee malum genç sevgili hani :)))

Önceleri biraz tuhaf geliyordu ama açıkçası alıştım artık. Tuhaf bulmuyorum. Ne var yani diyorum…Çünkü içinde huzur var, paylaşım var, güzel bi birliktelik var, vaktin hiç bitmesini istemediğin paylaşım var, inanılmaz doyuran sevişmeler var, doğa da yürümeler var…eee sporcu olduğu için egzersize motive eden bi durum var :) ilgi alaka sıcak dokunuşlar var….tertemiz olan öpüşmeler var, iletişim var en güzeli bence, saatler süren sohbetler, sorunu sorun haline getirmeyen dile getirmeler var…yenilenme var bi de her daim…hücreler, beden, kalp, herşey…gençleşme…güzelleşme, sıkılaşma :))  ( ha haa bu yalan dermişim ) kimseye zararımız olmayan ama bizi çok mutlu eden buluşmalar var….daha ne olsun

Etraf ne kadar mutsuz ilişkilerle dolu…ne kadar samimiyetsiz ve mış lı oluşlar….
Yalandan gülmeler, görünmeler, dokunmalar, sarılmalar, ifade edememeler :( ama kendi başına kalınca için içini yemeler…
Aslında en doğrusu bu….ifade edememe….konuşamama…dinlememe…dinleyememe….
En büyük sorun iletişim….
Onsekiz yaşımın sonlarıydı bunu öğrendiğimde. Kızımın babasından kalan tek nafaka :))) evet evet şimdi keşfettim bunu yazmayı. Çünkü ben boşanırken herhangi bir nafaka istememiştim. Hoş oda vermek istememişti zaten :) ama bende bunu hiç bir zaman kullanmadım…( bunu yapmış olmamı hep sevdim ) Yaşamım için zaten en güzel nafakayı verdi. İletişim kurmak…. :)
Duygularımı ifade edebilmeyi, bir sorun olduğunda onu daha da sorun haline getirmeden paylaşmayı, kendi kendime kurup sahneleştirdiğim duygularımın yanlış olup olmadığını sormayı ondan öğrenmiştim.
Onun için de zaten varlıklıydım. Çünkü bunu tüm yaşamımda kullanabilecektim. :))) Ne güzel ki kullandığımı da sanıyorum :)))Kullanamadığım yerler olduysa da inanılsın ki istemeden, göremeden, düşünemedeğen olduğu yerlerdir :(

Neyse….döndüm :)))
Benim kalecim….
İnanılmaz beni bu konuda mutlu ediyor. Herşeyi konuşabiliyoruz…paylaşabiliyoruz…ortaya çıkarabiliyoruz…çözebiliyoruz…çünkü neyse ne olanı birbirimize ifade edebiliyoruz. Yanlış anlaşılan bi şiii varsa da çözüp, yazı tahtasını siler gibi silip hafızadan atıp zihnimizi temizleyebiliyoruz.
Onun için çok duru bi ilişki, çok temiz bi paylaşım var ortada.  Onun için sevişmelerimiz de su gibi akıp gidiyor…. ( hoş bazen güldür güldür de akabiliyor :))) ohhh içim yine bi hoş oldu )
Bak su gibi mu gibi dedim fantazimiz geldi aklıma…. :)) yaramaz kız olucam hazır mısınız ?
Üzgünüm kalecim paylaşıcam….eee madem ki birbirimizin yaşamındayız baştan kabul ettin sen bu açık saçık deliyi…olduğu gibi olan, hiç kendi sırlarını tutamayan, her şeyini hafifçe orta da yaşayan bu çılgını kabul ettin bi kere :))))
Hani hepimiz eski türk filmleri ya da şimdi yazacağım sahneleri olan yabancı filmler seyretmişizdir illa ki!
Köylü kız ve sevgilisi tarla da bağ da su akan orman kıyılarında gizliden buluşur ve dayanamaz sevişirler….ne yapıcaklar ki zaten sevgili demek sevgi içinde olmak demek…yanan ateş demek….yanyana gelince sönmek demek :))

Kadın bi yaşa gelince daha da mı kuduruyor acaba, ya da partneri mi tetikliyor, ya da gerçekten neyse bu ölemi olunuyor….diyemedim işte anlayın azıcık…Ya da bu futbolcu  bedeni de mi tetikliyor beni ne…?

Malum gazete sahibimiz yazma öleee diyor herşeyini sere serpe…. Sen buraya uyarlı değilsin diyor…Geçen bi yazımda da hela fantazimi yazmıştım baktım o bölüm yok :)) yahu dedim sayın yazarım ben kadın başıma yazdım onu aslanlar gibi….Hayır Lalecim birinin seni koruması gerek dedi. Eminim ki senin yazdığın bi çok şeyi yapanlar dolu içimizde ama kimse dile getirmediği gibi namus abidesi kesilirler bi de….  :(

Neyse şu köylü güzeli fantazime döneyim….ben yazıcam bakalım ne kadarı sansüre uğrayacak :)))

Anacım ben o eski filmlerde ki aşıkların buluşma sahnelerine bayılmışımdır. Doğanın içinde, gölün kıyısında, su yamacında….Ohhh yumşak yumşak buluşmalar, oynaşmalar, ağaç aralarında koşmacalar, tutmacalar, düşmeceler veeeee   nı nı nı nıııııııı sevişmeler şöle ateşli ateşli….doğa da sanki onlardan başka kimse yokmuşçasına….( Bak yemin ediyorum :) yazarken bile kalp atışım hızlandı )
Ehhh…yürüyüş yaptığımız bir parkur vardı dağ tırmanırken….aa aaa bi de ne görelim….dağların içinden gelen tertemiz akan su….o filmlerde ki sahneler şerit gibi geçiyor gözümün önünden :)) bit tilkinin tavşan görmesi. bir hırsızın dolar görmesi gibi bing bing atıyor gözlerim :) canım dedim şu suyun geldiği yeri keşfedelim mi…olur dedi. Yalaaaannn :) ne keşfi, sanki o kırmızı başlıklı kız ben de onu yicem masalı :))) daldık orman alana tabi…elimi tutuyor her adımımızda bu arada…çünkü baya bi engebeli parkur…eee kolay değil sonu mutluluk olucak nasıl olsa diyorum içimden :))))) edepsiz papatya seni :))) (ben yani )
Neyse baya bi içerilere girdik….inanılmaz sote bir nokta gözümde onaylandı. O su sesi….kuş sesi…sıcacık güneş…deli gibi atan iki kalp ve özgürlük buluştu. Bu yağ var, şeker var, un var, eee karalım da helva neden olmasın gibiydi. Suyun başı ve çıkan ses müzik oldu dadikalara…çok güzeldi…kalbimiz çok güzeldi…tenimiz zaten uyumlu, terimiz yanı başımızda ki su gibi akıyordu üzerimizden…ejderha gibi kükremesini istedim doğa da…kükredi de kükretti de :))) ııhhh…. :))

Müsadenizle yazamıcam artık mola :)))))

Ama biz bu güzelliği önce iletişimimize borçluyuz sanırsam…huzur önce sobetlerde
huzur önce birbirini dinlemekte…
huzur önce anlamak ve anlaşılmakta….

Gerisi fantazi :))))

Etraf ota moka gülen sırıtan insanlarla doldu :) Her bir on kişiden altısı neredeyse zanaxlı…Ben gerçekten anlayamıyorum….bu kadar sevgi dolu donanımı olan evreni, bedeni tanıyamayışımızı anlayamıyorum. Hayatı hem kendimize, hem de çevremize kabus etmeye olan gayretimizi anlayamyorum. Bence yolun başı gerçekten dinlemek ve hoşgörülü olmaktan geçiyor…

Kaç kişi özgürce doğa da sevişti merak ediyorum…

Okuyan gözlerinize,
Heyecanlanıp hızlı hızlı atan kalbinize,
Edepsiz papatyayı böle kabul eden hoşgörünüze sağlık :))))

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.