Daha güzele ulaşmak isteyenlere...
Sık sık hatırlatıyoruz ama bir kere daha belirtmekte fayda var. Bırakın garip üslupları, tanımadığınız kişileri itham etmeyi, herşeye olumsuz yaklaşmayı ve güzel söz söylemeyi deneyin.
Eleştirmek tabi ki gerekli ama bunu güzellikle yapabilirsiniz, belki de hiç denemediğiniz bir üslup olabilir ama eleştirirken, doğru bildiğinizi anlatırken karşı tarafın iyiliğini düşündüğünüzü hissettirin. Eksik yönleri ortaya koyun ama zorlama yapmayın, seçimi o kişinin kendisine bırakın. Garip kelimelerle, hakaretamiz ifadelerle değil net şekilde konuşun. Vicdanınızı kullanın.
İman edenler, Allah'ın "ma'rufu emret, münkerden sakındır" (Lokman Suresi, 17) emri gereği, iyiliği emredip kötülükten menederler yani birbirlerine doğru bildiklerini aktarır, yanlış gördükleri konularda da uyarırlar. Bunu bir ibadet olarak yaparlar, tıpkı 5 vakit namaz veya oruç gibi.
Bu ibadetteki önemli bir hatırlatma da, “Rabbimizin yoluna çağırırken, güzel ahlakı anlatırken” insanlara imanı sevdirebilmek için sözün en güzelini seçmek gerektiğidir.
İman edenler, “güzel sözlerle” öğüt vermekle sorumludurlar. Daha güzel ifade etmek varken düz konuşmamak, nezaketli olmakla yükümlüdürler. Karşılarındaki kişiyi rencide etmeyecek, en güzel şekilde gönlünü alacak, hatta gerektiğinde yüceltecek, Müslümanlara karşı kalplerinde sevgi uyandıracak bir üslupla, sevecenlikle, şefkatle din ahlakını anlatmalıdırlar.
Kuran’da güzel söz ile din ahlakını anlatmak gerektiği Nahl Suresinde bildirilmiştir:
Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir. (Nahl Suresi, 125)
Allah’ın Kuran’daki bu emri kalplerde sevgi oluşması için son derece önemlidir. İman edenlere karşı kalbinde sevgi hatta hayranlık oluşan bir insanın, onları bu derece güzel ahlaklı kılan dine karşı da içinde doğal olarak bir merak ve sevgi oluşur. Dolayısıyla güzel söz, insanların kalbini İslam'a ısındıran önemli bir vesiledir.
Dünyadan kötülüğün yok olmasını, Kuran ahlakının yeryüzünde yaygınlaşmasını arzu edenler Allah’ın tebliğde önemli bir yol olarak gösterdiği güzel söze mutlaka uymalıdırlar ki etki oluşsun.
Tabi ki kendisine öğüt verilen kişinin de güzel söze hemen uyması en azından itiraz etmeden dinlemesi gerekir. Kimi insanlar bırakın hatırlatmayı küçük bir hatırlatma bile ciddi tepki göstermekte hatta saldırgan bir üslup takınabilmektedirler ki bu kişilerin durumunu Allah Kuran ‘da şöyle bildirmiştir:
... Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)
Görünürde gözleri gören, kulakları işiten bu insanlar aslında Kuran'a göre bir anlamda kör ve sağırdırlar. Özellikle Allah "Yalnız gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir." (Hac Suresi, 46) ayetiyle bu insanların kalplerindeki manevi körlükten bahseder. Bu, aslında din ahlakını reddeden insanlara Allah'tan verilmiş çok büyük bir beladır. Büyüklenmelerine, inkarlarına karşılık olarak Allah bu kimselerin akıllarını ve anlayışlarını tamamen ellerinden almıştır. Bu yüzden kendilerine anlatılanları dinlemelerine rağmen bir türlü akıl erdiremezler.
İşte inananlar olarak bizlerin bu duruma düşmekten, böyle bir karşılık görmekten şiddetle sakınmamız gerekir. Her duyduğumuz sözde, her şahit olduğumuz olayda, her insanın karakterindeki olumlu ya da olumsuz özelliklerde düşünmemiz için var edilen detaylar vardır ve bunlar bizi doğruya ya da yanlışa yöneltir.
Güzel söz kullanın ve en önemlisi de güzel sözle Kuran’a çağıran ve güzel ahlaka sizi yönelten bir hatırlatma olduğunda bunu hemen dinleyin ve uygulayın, değişikliğe kendiniz de şaşıracaksınız.
