Bu fakire boş yere kızmayın.
Bu fakir bir işaret levhası; bir şeyleri işaret ediyor.
İşaret ettiği yerde ne var ona bakın.
Kuran ve Sünnet…
Bu fakirin adeta çırpınarak işaret ettiği yerde bu ikisi var.
Ve tabii bir de Mustafa Kemal Atatürk…
Kurtuluş bunlarda.
Aksi halde başımıza gelecek musibetlerden biz sorumlu olacağız; Kuran değil.
“Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın!” (Yûnus, 99)
Kuran doğru söylüyor.
İnsanları zorla mümin yapmak kimsenin haddine değil.
Sen tebliğ edersin, gerisi tebellüğ edene kalmış.
Ne diyor Kâfirûn 6:
“Sizin dininiz size, benim dinim bana.”
*** *** ***
Bu sistem çürümüş!
Her tarafından irin kokuları yükseliyor.
Son günlerde Türkiye gündeminde baş sıraya oturan rüşvet, yolsuzluk ve milli güçlere kurulan kumpas meselesinde tavır koymanı bekliyor Kuran.
Tüm bu olan biteni boş gözlerle izlemek Kuran’a göre suç!
Çünkü Kuran’ın tek düşmanı zulüm ve bağlılarından zulme karşı savaşmalarını istiyor. (Nisa, 75)
Düşünün:
Türkiye’nin milli güçleri bir kumpas sonucu hapislerde tutuluyor; kahraman subaylar, halkın fedaileri, tüm vatanseverler…
Türkiye’de milyonlarca kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor, milyonlarca kişi açlık sınırında ve bir bu kadarı da resmen aç!
Bir de “aç” bile denemeyecek muazzam bir kitle var:
İşsizler…
Ülkemizde milli gelirin 15.000 dolar olduğu söyleniyor; eğer bu doğruysa, Türkiye’de bir tek kişinin dahi yoksul olmaması gerek.
Tek yapılması gereken, bu tutarı mümkün olduğu kadar eşit biçimde dağıtmak. (Nahl, 71)
Ama kamunun hakkı bir biçimde gasp ediliyor ve halka/kamuya gitmesi gereken pay bunların lanet ceplerine gidiyor.
Düşün Müslüman:
Türkiye’de 120 bin civarında cami var ve Allah’a şükürler olsun ki bu camilerde namazlar kılınıyor.
Ama Kuran’ı şöyle bir okuyan biri bile hemen fark edecektir ki, bu iş sadece namazla bitmiyor; adaletin, hakkın sağlanması için senin katkın da gerekiyor.
Kuran ve Sünnet bunu istiyor senden.
*** *** ***
Son günlerde kamuoyunu meşgul eden rüşvet ve yolsuzluk meselesinde, ölesiye kavga eden iki tarafa da mecbur değilsin.
Arslanlı Yol’da yürüyen 1 milyon kişiyi düşün.
Dini kendi emelleri için kullanan bu cenahların alternatifi var.
Milli bir hükümet…
Amerika’dan bağımsız, AB’den icazet beklemeyen bir siyaset mümkün.
Ama bu rejimde değil.
İşte Atatürk burada devreye giriyor.
Milli mücadele esnasında yedi düvel emperyaliste/gâvura karşı kazanılan ve emperyalizme karşı ilk zafere ulaşan muazzam başarının ardından gelen bağımsız ve kamusal politikalar, bu ülkeyi bir anda uçurmuş; mahvolmuş bir imparatorluktan modern, ayakları üzerinde durabilen, bağımsız bir devlet yaratmıştı.
Bu güç bugün de mevcut.
Yapılması gereken tek şey, Amerika’ya teslimiyetten vazgeçen bir politika ve kamusal bir ekonomi…
Sen namaz kılan adamsın; bunun gereğini yerine getirmeli, meydanı dincilere teslim etmemelisin.
Sahip olduğun kudret, o şanlı mirasında yatmaktadır.
Tüm bu olup bitenden gereken dersleri çıkarmazsan, memleketimizin altı üstüne gelecek; bunu göremiyor musun!
Kuran, Sünnet ve Atatürk bize gereken gücü fazlasıyla sağlıyor.
Ama tüm bunlardan sonra yine de zulümde ısrar edeceksen, Kâfirûn 6 arkadaş.
Kâfirûn 6…
Allah’a emanet olun…
