Bu yıl Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarını 25.nci yılını kutluyoruz. Türkiye’deki soydaş derneklerin bir kısmını temsil eden Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Türk Cumhuriyetleri'nin bağımsızlık yıldönümleri vesilesiyle “Bağımsızlığının 25 nci Yılında Kazakistan” konulu bir açık oturum düzenledi.

    Kazakistan Devleti Başkonsolosu’nun ve soydaş STK'ların temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen bu toplantıda; aradan geçen 25 yıl gibi bir zamana rağmen, tabiri caizse birlik ve beraberlik adına elle tutulur, gözle görülür ciddi bir ilerleme kaydedilmediğini gördük.

    Ancak bir türlü yüzümüzü dönemediğimiz Türk Devletlerinin de bu 25 yıl içinde her alanda ciddi ilerlemeler kaydettiğini; mesela Kazakistan’ın ekonomik veriler bakımından dünyadaki ilk 50 devlet içine girdiğini, Türkmenistan ve Azerbaycan’ın ciddi ilerlemeler kaydettiğini gördük. Türkiye olarak Özal sonrası adeta ilişkileri dondurduğumuz Türk Cumhuriyetleri’nde birlik ve beraberlik adına sürekli adımların atıldığını gördük.

    Bağımsızlığının 25 nci yılını kutlayan Kazakistan’ın Devlet Başkanı Nursultan Nazarbay’ın kardeş ve akraba topluluklar arasında birlik ve beraberliği pekiştirmeyi, işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen “Avrasya Ekonomik Birliği” ve “Orta Asya Türk Devletleri Birliği” gibi oluşumları sürekli gündeme taşıyarak, Türk Birliği için elini taşın altına koyduğunu gözlemledik. Ancak Özal dışında “Ankara”nın “Türk Kengeşi”, Türk Konseyi”, “Türksoy” benzeri protokole dayalı oluşumların dışında ciddi bir adım atmadığı görülüyor.

    Türk Devlet ve Topluluklarını incelediğinizde ortak bir dile, ortak bir kültüre, ortak bir dine, ortak inançlara, ortak tarihe, ortak ideallere sahip olduğumuzu görüyoruz. Bu kadar çok ortaklık emarelerini AB’nde dahi göremezsiniz. Un var, şeker var ne acıdır ki bu bizi birliğe götürecek helvayı yapan yok, yapmak için adım atanı da destekleyen yok. Nihayet yıllar sonra bizim onlarca yıldır söyleyegeldiğimiz “Türk Devlet ve Toplulukları” arasında kültürel ve ekonomik anlamda birlik oluşturulması” söyleminin ülkemizde konuşulmaya başlanıyor olmasından son derece mutluyuz.


    “Ankara” artık yüzünü kardeşlerine dönmeli, kardeşleriyle kucaklaşmalı, omuz omuza vererek, sorunlara ortak çözümler üretilmeli; özellikle hammaddenin çıkarılması, nakliyesi, pazarlanması, ortak sanayii tesislerinin kurulması noktasında ortak projeler üretilmelidir.


    Dünya enerji kaynaklarının % 75’ni elinde bulunduran “Türk-İslam Ülkeleri Ekonomik Birliği”nin kurulması için Türk dünyasının aksakalı Kazak lider Nursultan Nazarbay’ın başkanlığında diğer liderlerle birlikte bu konunun gündeme taşınmasının zamanı gelmedi mi sizce?


    Nazarbay’ın dediği gibi; "önümüzde iki seçenek var; şimdiye kadar olduğu gibi dünya ekonomisi için ebedi hammadde kaynağı olarak kalıp, bir imparatorluğun gelmesini mi bekleyelim, yoksa orta asya bölgesinde önemli bir birliğin ilk adımını mı atalım? Ben bütün komşularımıza, ikinci seçeneği öneriyorum. atalarımızın birlik idealine de, sıradan bölge insanının arzu ve çıkarına da uygun olan bu... ...ortak ekonomik çıkarlarımız, ortak kültürel tarihi temelimiz, dinimiz, çevresel problemlerimiz var, AB bile kuruluşunda bu kadar ortak nokta hayal etmemiştir."

    Evet, Un var, şeker var, helvayı bilen ustalar da var... O zaman ne bekliyoruz?




 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.