Geçtiğimiz hafta bütün dünya Birleşmiş Milletler genel Lurul toplantısı ile meşguldü.
Aslında bu toplantıda dünya medyasına FİLİSTİN 'in devlet olarak tanınması ile gündeme oturdu.
İyi de bu toplantıda neler olmadı , kimler yeterince ortada görünmedi , kimler kimleri dinlemedi , kısaca olmayanlar nelerd
Ve bunlar ne anlama gelmektedir sormak ve irdelemek gerek sanıyorum.
SOMALİ
Örneğin çok önemli oladuğunu sandığımız ve milyonlarca Somalilinin açlıktan kırılşıyor olması Dünya devletlerini çok ilgelendirir bir mesele olmadı . Sayın Errdoğan'nın Somali gezisi ve bu konuya çektiği dikkatler maalesef hacada kaldı.
TÜRKİYE-İSRAİL ilişkileri:
Sayın Türkiye Başbakanı ABD Başkanı Sayın Obama ile görüşürken yanında Eski Dış İşleri Bakanı Sayın Ali Babacan vardı. Bugünkü Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu sahnede yoktu. Olmaması mı gerekirdi:? Halbuki kendisi ABD'de idi , halen de orada bildiğim kadarı ile. Kimseler demeşler vermedi ve ortalıkta fazla görünmedi bu önemli toplantı süresince. Acaba yeni sorunlar yaratmasın diye hani ''sen biraz kenarda dur'' mu dendi kendisine?
Türkiye'nin İsrail'deki eski büyükelçişi Sayın Namık Tan halihazırda Washington büyükelçisidir ve gözlerim kendisini Obama toplantısında aradı, ama göremedi, sebep veyorumum yok, umarım siyasi çerçevede Bir sorun yoktur.
Obama'ya yapılan İsrail'i şikayet etme retoriği sanırım pek fazla etkilemedi ABD başkanını . Sonunda İsrail ile ''diyalog kapısını açık tutun'' diye de Türkiye Başbakanına söylendi .
Savaş çığlıkları ,gerek İsrail'in gerekse Cyprus'un , hatta Suriye'nin tehdit edilmesi ne Obama'nın ağzında ne de dünya basınında bu BM toplantısı çerçevesinde pek yer almadı. BM bu konu ile çoook fazla ilgilenmedi. Hatta Sayın Erdoğan'ın BM ve bütün dünya devletlerini ilgisizlikle suçlamasına ,İsrail'e hukuk üstünde olmadığını öğretmek gerektiğine kimselerden ne bir tepki ne de bir destek gelmedi.
Sayın Erdoğan konuşması esnasında hiç Hamas sözü etmedi.
İsrail'in bu denli kışkırtılmasına ve oyun arkadaşının bütün sınıf'a hatta okul Aile birliği'nin tamamnıa şikayet edilmesine rağmen İsrail ile, ne bir tepki ne bir tartışma ortamı oluşturamadı. Türkiye sözü Sayın İsrail Başbakanı Binyamin Natanyahu'nun konuşmasında tek bir kelime ile ve de sadece :
'' Ben Türkiye'ye ve diğer herkese Barış elimi uzatıyorum'' diyerek hatırlattı.
FİLİSTİN
Sayın Erdoğan Filistin için hatta özellikle Gazze için kendini yırttı ve Ülke Menfaatlerini bile arka plan'a iterek Filistin'in bir devlet olarak tanınması Gerektiğini savundu ve bu uğurda gerekirse İsrail ile çatışmayı bile göz'e aldı.
Ancak Filistin halkının tek yasal temsilcisinin El-Fetih olduğunu konuşmasında vurgulayan Sayın Mahmud Abbas (Abu Mazen) hem Sayın Erdoğan konuşması esnasında alkışlamadı çünkü salonu terk etmişti, hem'de konuşması esnasında bir kez bile Türkiye laf'ı etmediği gibi Sayın Erdoğan'ın çabaları için de teşekkür falan da etmedi.
- Sayın Abu Mazen El-Fetih'in Filistin halkının tek temsilcisi olduğunu vurgularken Ne Hamas 'tan nede Gazze'den tek bir söz bile etmedi. Oldukça manidardır. Dermisiniz ki Sayın Erdoğan'a gönül koydu , çünkü Sayın Erdoğan Gazze yönetiimine ve Hamas'a yakın duruyor ve Filistin dendiğinde sanki sadece Gazze ve Hamas varmış gibi konuşuyor. Hani olmaz olmaz demeyin , beklerdim ki Sayın Erdoğan'ın bu çabaları Filisitin Halkının tek temsilcisi olduğunu söyleyen Mahmud Abbas tarafından takdir edilsin.
Mahmud Abbas neler söylemedi . İsrail'i bir Yahudi devleti olarak tanıyacağını söylemedi.
Filistin devletinin tarihinin nerede başladığını da açıklamadı.
İsrail'in sahiplenmek istediği toprakları Ürdün'den kendi ülkesini ve vatandaşlarını korurken savaşarak aldığını da söylemedi.
Barışmak için yapılan çağırılara ve en önemli çağırı olan Natanyahu'nun bu binadayız gel şimdi buluşalım bu işi DOĞRİ (doğrudan) görüşelim çağrısına cevap vermedi.
- İsrail neler söylemedi :
- Yerleşim bölgelerinde inşaatleri durduracağını söylemedi.
- Filistinliler ile yan yan'a yaşamak istemediğini de söylemedi.
- Biz Barışmak istemiyoruz veya Filistin Devleti kurumasın da demedi.
Sonuç olarak belki olmamış ve söylenmemiş bir çok söz ve tavır daha vardır ,ama uzaktan tespit edebildiklerim bunlar. Barış nerede derseniz , çok yakınımızda olmasına rağmen sanki gittikçe uzaklaşıyor gibi.
Dikkat ederseniz Arap dünyası Filsitin'i İsrail'i zayıflatmak hatta yok etmek üzere ÜRETTİ. Yani Filistin tarih'te olmamış bir ülke hatta öyle bir toplum millet mevcut değildi. 67 savaşı sonrası Batı Şeria ve Gazze'de kalan Ürdünlü ve Mısırlı vatandaşlara Ürdün ve Mısır'a giriş izni verilmedi ve bu insanlara Kendi ülkeleri tarafından ülkelerinde yaşama ve ülkelerine dönüş izni verilmedi. Bir kısmının mülteci kamplarında helak olması özellikle planlandı ve Filistin rezaleti Arap para babaları tarafından İsrail yok edilmek için resmen üretildi. Kara Eylül 'de Kral Hüseyin'in Ürdün'e girmek isteyen kendi vatandaşlarından 5000 kadarını yaylım ateşine tutarak katlettiğini hem kendilerine Filsitinli diyenlerle hem de Flistinlilerin dramından sadece İsrail'i sorumlu tutmak isteyenlerin unuttuğu aşikardır.
Sayın Erdoğan Türkiyesinin de İsrail'in yok edilmesini isteyenler ile aynı kervan'a dahil olması kadar üzücü ve bir Türk olarak onur kırıcı başka bir tutum düşünemiyorum. Sayın Erdoğan her konuşmasında İsrail'in ne kadar zalim olduğundan dem vurmakta ve Hamas Gazzesinin ne denli mazlum ve günahsız olduğu tablosu çizerken Gazze'den İsrail'e gelen bombaları ve ölen İsraillileri küçümser edasını insancıl saymak ne kadar doğrudur düşünmek gerekir. Aklı başında her Türk evladının ülkesinin kimin tarafından temsil edildiğini ve ülke PKK terörü ile ateşler altında iken yavru vatan KKTC'yi tanımayı aklından ucundan geçirmeyi düşünmemiş bir Filistin için nasıl yırtındığını, ancak buna karşın KKTC'nin herhangi bir devlet tarafından tanınması için kimseye müracaat bile etmediğini hatırlamasını anlamasını istiyorum.(Pardon Annan planı ile KKTC'nin CYPRUS'a katılmasını istemişti, Allah'tan Rumlar istememişti)
Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti AKP hükümeti İsrail'in yok edilmesini isteyenlerin safında yer almış ve bu uğurda Türkiye menfaatlerini ihmal etmiştir.
BM'de neler olmadı?
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.