Kimdir bu?
Kim dini yalan saymaktadır?
Türk Milleti, bu seçimlerde buna karar verecektir.
Normalde bu soruya verilmesi gereken cevap ateistlerdir.
Peki, öyle midir gerçekten?
Dini ateistler mi yalan saymaktadır.
Kuran ne demektedir bu hususta?

***   ***   ***

Kuran’ı şöyle bir inceleyenler dahi, Mesaj’da ateizme hiç atıfta bulunulmadığını hemen fark edebilirler.
Kuran’ın sevgili Peygamberimize (O’na selam olsun) inmeye başladığı günlerde cahiliye devri Araplarının bir dini vardı, dini yalan saymıyorlardı.
Namaz kılıyor, oruç tutuyor, hatta hacca dahi gidiyorlardı.
O halde Kuran kimi kastederek “dinin yalan sayıldığını” söylüyordu?
Maun Suresi, bu ithamla başlar:
Gördün mü o dini yalan sayanı?
Ve bu ithamdan sonra, dini yalan sayanların kimler olduğunu veciz biçimde açıklar.
Bunlar, yani dini yalan sayanlar namaz kılanlardır!
Çelişki gibi, değil mi?
Oysa hiç de öyle değil.
Günümüzde bile bunu tespit edebilmek, 1400 yıl sonra dahi bunu bizzat hayatın içinde görebilmek ne mucizedir.
Hem de, ülkemizde her üç yüz metreye bir cami yapıldığı bugünlerde…

***   ***   ***

Peki, bu tespitin 30 Mart seçimleri ile ene alakası var?
Neden bu çalışmaya böyle başladık?
Çünkü her seçimde olduğu gibi bu seçimde de birileri kitleleri Allah ile kandırarak sonuç almaya çalışıyor.
Türk Milleti işte bu nedenle 30 Mart’ta buna karar verecek.
Bugüne kadarki tespitler hep haklı çıkmıştır: Türk Milleti’nin bir sabrı vardır ve bu sabrı zorlayanlar sonunda hak ettiklerini hep bulmuşlardır; bu kez de böyle olacaktır.
Şimdi tekrar Kuran’a dönmenin tam zamanıdır…

***   ***   ***

Kuran’a göre dini yalan sayanlar yetimi itip kakanlardır.
Bunlar, yoksulun doyurulmasını özendirmezler.
Namazlarına /dualarına lanet okunur bunların; bizzat Kuran lanet okur bunlara.
Bunlar, namazlarından/dualarından gaflet içindedirler.
Riyaya sapmışlardır, gösteriş yapmaktadırlar.
Ve belki de en önemlisi, bunlar, kamu hakkının yerine ulaşmasına engel olmaktadırlar.
Kamu hakkının yerine ulaşmasın nasıl engel olunabilir?
Tam da şu anda ülkemizde olduğu gibi!
Rüşvet, dolandırıcılık, soygunculuk, zimmet, talan, yolsuzluk…
Bunlar, aslında en büyük yolsuzluğu, kapitalist ekonomiler uygulayarak yapmaktadırlar.
En basit bir hesaplama, milli gelirin 15.000 dolar olduğu ileri sürülen ülkemizde 4 kişilik bir ailenin payına düşen tutarın aylık 10.000 TL olmasından da kolayca anlaşılabilir.
Bir düşünün; ülkemizde açlık ve yoksulluk sınırının altında inleyen milyonlarca kişi başka nasıl izah edilecek?
Birileri, bu geliri gasp etmekte, geriye kalanlarsa aksırıncaya tıksırıncaya kadar yemekte, biriktirdikçe biriktirmektedir.
Birileri mal depoladıkça, Türk Milleti Allah ile kandırılmakta, bu sefaletin bir kader olduğu aldatmacası ile kandırılmaktadır.

***   ***   ***

Yukarıda okuduklarınız bu fakirin sıradan bir tespitini yansıtmamaktadır.
Bunu söyleyen bizzat Kuran’ın kendisidir.
Yoksulu doyurmayı özendirmeyen ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını vurgunlarla ve soygunlarla gasp edenler bizzat Kuran tarafından lanetlenmektedirler.
Mâun Suresi söylemektedir bunu.
Yukarıda okuduklarınız, Mâun Suresi’nin birebir mealinden ibarettir.
Koyu harflerle yazılan kısımlar, Mâun Suresinin bizzat tespit ettiği hususlardır.
Her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de kitleler Allah ile kandırılmakta, ibadetler birer gösteriş aracı yapılarak kitleler kandırılmaya çalışılmaktadır.
Türk Milleti’ne düşen görev, bu oyunu bozmaktır.
Türk Milleti, bunun yapabileceğini daha önce defalarca göstermiştir.
Bu sefer de gösterecektir inşallah.
Allah’a emanet olun…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.