Esnaf için yeniden yapılanma şart

                                           

            Ülke genelinde çeşitli meslek dalında 3 bin 100’e yakın mesleki oda bulunuyor. Bu Odalara 1 milyon 500 bin civarında esnaf ve sanatkâr kayıtlı. 5362 sayılı Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları yasası çıkmadan önce ülke genelinde 4 milyon 500 bin esnaf ve sanatkâr bulunuyordu. Bu noktada aklınıza gelen bu kadar esnaf ve zanaatkâr ne oldu olacaktır? Tabi ki buhar olup uçmadı. Bunun suçlusu hiç kimse kusura bakmasın ama masa başında oturup siyasileri yönlendiren bürokratlardır. Bakın ESPİS diye bir sistem oluşturuldu. Bu sistemle herkes kendi meslek odasına kayıt yaptıracakmış. Tamam, ama nasıl olacak? Örneğin Ankara’nın Polatlı, Haymana, Şereflikoçhisar, Erzurum’un Hınıs, İspir, İstanbul’un Anadolu yakasından Avrupa yakasına veya Avrupa yakasından Anadolu yakasında ikamet eden ve orada mesleği ile ilgili mesleki oda bulunmayan kişi iş yeri açmak kilometrelerce ilçeden ile mi giderecek? Bu karar tamamen esnaf ve sanatkâr odalarını bitirmek ve insanları Ticaret Odaları ile Ticaret ve Sanayi Odalarına yönlendirmektir. Bu yasa acilen yürürlükten kaldırmalı ve yeni düzenlemeye gitmeli. Herkes kendi bulunduğu şehirde kendi meslek grubuna yakın mesleki odaya kaydını yaptırarak faaliyetlerini yerine getirebilmelidir. Bu uygulama zaman kaybedilmeden kaldırılmalıdır. Yoksa sayıları her geçen gün azalan esnaf ve sanatkârlar zaman içerisinde iyice yok olacaklar. Bakın Anayasa’da eşitlik ilkesi var diyoruz. Hatta Anayasa’nın 173’üncü maddesi esnaf ve sanatkârlarımızı korur ve koruyucu tedbirleri alır diyor. Ama gelin görün ki korumak bir tarafa adeta elbirliği ile esnaf yok edilmeye çalışılıyor.  

            Yazımın girişinde esnaf ve zanaatkâr sayısının 4 milyon 500 binden 1 milyon 500 bine düştüğünü yazdım. Tabi bunun tek sebebi yeni ESPİS sistemi değil. Asıl sebep ülke genelinde uyulması gereken kurallara uyulmamasıdır. Defalarca yazdım yine belirtmekte fayda var. Acaba berber, kuaför, taksici, minibüsçü, kamyoncu, otobüsçü, tornacı, tamirci hatta simitçi sizce zanaatkâr mı, yoksa tüccar mıdır? Bugün ülke genelinde 1 milyon 500 bini aşkın sanayici ve tüccar var. Peki, ülkemizde bu kadar sanayici ve tüccar var ise neden işsizlik oranı yüzde 10’lar seviyesine çıktı. İşte sıkıntı bu noktada başlıyor.

            Mesleğe başlarken odalara kayıt belli bir kurala bağlanmalı. Odanın birisinden ustalık belgesini zorunlu iken, bir diğerinden istememek adaletsizliktir. Bazı meslekler vardır ki ustalık gerektirir. Örneğin berberlik, kuaförlük, fırıncılık, kamyon, otobüs ve dolmuş işletmeciliği, radyo, televizyon, ayakkabı tamirciliği, lokantacılık, terzilik ve otel işletmeciliği gibi yüzlerce meslek mutlaka bir belgeye dayalı olarak yapılmalı. Yani bu işlerde usta olmayan kişi kafasına göre istediği gibi iş yeri açamamalı. Ama gelin görün ki bugün ticaret odalarına kayıt yaptıran herkes istediği gibi her hangi bir belge götürmeden kaydını yaptırıp işyerini açıyor. Bir taraftan Avrupa Birliğine girmek için mesleki odalara kayıtta ustalık belgesini zorunlu olsun diyoruz. Diğer taraftan Ticaret Odalarında serbest bırakıyoruz. En önemlisi tüccar ile esnaf ve zanaatkârın ayrımını dahi yapmıyoruz. Önüne gelen gidip ticaret odalarına kayıtlarını yaptırıyorlar. İşte durum böyle olunca esnaf odalarına kayıt olması gereken kişiler ticaret odalarına kayıt olunca meslek odaları yavaş yavaş kapanmanın eşiğine geliyorlar.

 Bugün ‘koltukta dönmekten başka ne iş yapıyorsunuz’ denilen yüzlerce odada görev yapan başkan ve yönetim kurulu üyeleri bırakın maaş ve huzur hakkı almayı odalarında çalıştırmak zorunda oldukları genel sekreterlerin maaşlarını dahi ceplerinden ödüyorlar. Yani mesleki odalar bürokratların bilinçsiz yönetim anlayışları sayesinde bitme noktasına geldi. Benim söylemek istediğim ülkeyi idare eden siyasiler lütfen çalıştıkları bürokratlarını çok iyi seçmeli ve esnaf örgütleri ile koordineli çalışarak hizmet etme yoluna gitmeliler.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.