İleri Demokrasi Dersleri: (1)
GAZINI AL, SOKAĞA SAL

Önce kendimizle ilgili bir açıklama yapmak, bilmeyenler bilsin ve diymayanlar duysun diye bir itirafta bulunmak isteriz.
Yakın geçmişte biz de bu yollardan geçtik.
Uzun lafın kısası: şimdilerde ‘ti’ye alıp dalga geçtiğimiz “ileri demokrasi” komedyasında biz de küçük bir rol aldık. Bizim de bir tutam tuzumuz oldu; ‘Büyük Usta’mızın kaynattığı ‘ileri demokrasi’ tenceresinde.
Kısacası; biz de aday adayı olduk.
İlkinde; Şahinbey Belediye Başkanlığını gözümüze kestirdik; böylece birilerine paranın herşey olmadığını gösterecektik güya. 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri öncesinde ve sonrasında kullanılmak üzere 6 milyon 500 bin lira ayırmakla övünen nevzuhur politikacıların ve ‘yukarıyla bağlarım kuvvetli’ diye üfleyen nadanların Ankara’dan nasıl da kıçlarına baka baka döndüklerini gördük çok şükür. Tabi bu arada tahmin edeceğiniz gibi biz de ağzımızın payını aldık; siyasette paranın çok şey olduğunu burnumuzu sürte sürte öğrettiler bize ‘büyük usta’larımız.
Sonra;  Şanlıurfa’nın yabancı hayranı insanlarını Meclis’te temsil etmeyi geçirdik gönlümüzden. Dostlar ve akrabalar  “hıcam..dayı, amca, abi.. üstad” hitabıyla başlayan ve her kelimesi altın değerinde öyle cümleler kurup öyle gaz verdiler ki yemememiz imkansızdı.
Uzun lafın kısası: bizi tanıyanlar bilirler, bilmeyenler için tekrar edeceğiz:
Her iki aday adaylığı sürecinde de;
Rakiplerimiz gibi on binlerce lira harcamadık ve harcatmadık. Araç kiralamadık.. afiş bastırmadık ve bilboardlara çıkmadık. Balya balya banknot indirip, televizyon ekranlarında görünmedik ve  radyo mikrofonlarından düdük öttürmedik.
Gecemizi gündüzümüze katıp seçimden seçime adamdan sayılan partililerin peşinden koşturmadık, özel muamele çekmedik ve münasip yerlerini yağlayıp yalamadık. Falan bey şundan sorumlu başkan yardımcısıdır, filan efendi şehrin sözünü söyleyen kanaat önderidir ve bilmem neyin başıdır diyerek politika pazarına sezonluk tezgah açan çarşı ağalarının ellerini eteklerini öpmedik.

Sadece ve sadece partimizin belirlediği miktar parayı verdikleri banka hesabına yatırdık.
Ve nihayet, dün olduğu gibi yine bir pazar günü lacivertlere büründük, aday adayı olarak göründük. “Büyük Usta”nın kravatının Karagümrük imitasyonunu geçirip boynumuza parti temsilcilerimize gülücükler dağıtarak ellerini sıktık, yanaklarından öptük.  
Saat: 17.00’de sandıklar açıldı ama sayılmadan bir torbaya dolduruldu.
Diğer aday adaylarına sorduk, bu ne demek oluyor diye.
“Usul böyleymiş” dediler.
Genel Merkez’den gözlemci olarak gelen Şanlıurfa eski Valisi ve Tekirdağ Milletvekili Ziyaettin Akbulut dostumuza sual eyledik.  Gözlerini gözlerimize dikti, gülümsedi, tek kelime ekmedi; ama anladık ne demek istediğini. Bize soran diğe adaylara:
“İleri demokrasinin gereğiymiş” diye tercüme ettik o gülüşün anlamını.
Sonra doğal olarak fısıltı gazetesi devreye geçti.
Şahinbey Belediye Başkanlığı için başvuran 13 aday adayı arkadaşın da en yüksek oyu aldıkları haberi bütün şehire yayıldı birkaç saat içinde.
Maksat hasıl olmuştu anlaşılan.
Oy kullanan parti temsilcileri hem adam yerine konulmaktan, hem de seçim bütçesi kabarık adayların ‘ceplerine intirdikleri zarftan mutlu olmuşlardı ziyadesiyle.
Aday adayları, aday gösterilmedeklirende, ‘en yüksek oyu aldığı halde aday gösterilmediğini ileri sürerek ‘mağdur’u rahatlıkla oynayacaklardı.
Alanlar da razıydı, satanlar da razıydı.
Bir taşla iki kuş vurmak böyle bir şeydi.
İleri demokrasi dedikleri şey bu olmalıydı!..

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.