Kırgızistan'da neler oluyor

İsmail Cengiz 
 
 
Kırgızistan’da 4 Ekim Pazar günü yapılan 120 sandalyeli parlamento seçimleri, 16 partinin katılımı ile gerçekleştirilmiş; yapılan oylama sonucunda 4 parti seçim barajını geçerek milletvekili çıkarma hakkını elde etmiştir. Seçime katılım oranı % 55 olmuş, yaklaşık 1.960.000 oy kullanılmıştır. Seçim barajını geçen 4 partiden 3’ü iktidar yanlısı olup (Kırgızistan Partisi, Mekenim Kırgızistan Partisi ve Birlik Partisi), sadece 1 muhalefet partisi (Bütün Kırgızistan Partisi) yüzde  7 barajını geçebilmiştir. Bunun üzerine seçim sonuçlarını tanımayacaklarını açıklayan 12 muhalefet partisi; iktidar mensuplarının para dağıtarak insanların oylarını satın aldıklarını, tehdit ve şantajla oyların iktidar partisine yönelmesini teşvik ettiklerini öne sürerek seçim sonuçlarına itiraz ettiler ve seçimin yenilenmesini talep için Pazartesi akşamı Alatov meydanında toplandılar.
 
Seçimin ertesi günü akşama kadar, seçimin yenileneceğine dair açıklama yapması için Cumhurbaşkanına süre verdiler. Cumhurbaşkanı açıklama yapmayınca fırsattan yararlanmak isteyen göstericilerin bir kısmı yönetimi ele geçirdiklerini ilan etmek için Parlamento ve Bişkek Hakimliği’nden içeri girdiler. Polisin biber gazı ile müdahalenin dışında sert bir şekilde karşılık vermediği görüldü. Bu süreçte kısa bir süre internet bağlantıları kesildi. Mevcut Cumhurbaşkanının ve onu destekleyen Matraymof gibi önemli şahısların nerede olduğuna dair Salı günü sabahına kadar herhangi bir bilgi alınamadı.
 
Yolsuzluk suçlamasıyla tutuklu bulunan önceki Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev tutuklu olduğu Ulusal Güvenlik Binası’na giren göstericiler tarafından serbest bırakıldı. Mevcut yöneticilerin bir kısmının yolsuzluklarını ortaya çıkaran siyasi tutuklulardan eski milletvekili Sadir ÇAPAROV da göstericilerin talebi üzerine hapishaneden çıkarılarak serbest bırakıldı. Muhalefet partilerinden Vatan Partisi’nin taraftarlarınca Cumhurbaşkanlığına aday olması için önünün açılması istenen Çaparov’un destekçileri ile eski Cumhurbaşkanı Atambayev’in destekçileri ile yenilikçi gençler; eski milletvekillerinin bir araya gelerek “Geçici Hükümet” kurmalarını ve seçimlerin adil şekilde yenilenmesi talebini tüm siyasilere yüksek sesle ilettiler.
 
Göstericilerin son derece duyarlı, sağduyulu olduğunu söyleyebilirim. Parlamento binasına girmelerine rağmen (-fırsattan yararlanmak isteyen kötü niyetli provakatörlerin birkaç yanlışına rağmen) hiçbir şekilde etrafa zarar vermediler, yakıp yıkmadılar. Önceki seçimlerde olduğu gibi talan ve yağma görülmüyor. Kırgızistan İçişleri Bakanlığı, gösterilerde yaşanan kısa süreli çatışmalarda bir kişinin öldüğünü yaklaşık 600 kişinin yaralandığını, 150 kişinin hastaneye kaldırıldığını açıkladı.
 
Öte yandan iktidardaki mevcut Cumhurbaşkanı Sooronbay’ın taraftarının yoğun olduğu ülkenin güneyindeki kentinde de cumhurbaşkanı lehine destek gösterileri yapılmış olsa da, ülkede şimdilik her şey kontrol altında, her şey normale dönmüş gibi görünüyor. İnsanlar devrimlerin, darbelerin sıkıntılara neden olacağının farkında. Kırgız halkının özellikle Kırgız gençlerinin; “5 yıl geriye gidelim ancak; bizi 20 yıl ileriye götürecek yöneticileri seçilmesi” gerektiğinin bilincinde olduklarını söyleyebilirim.
 
Gösterilerin büyümeden sona ermesinin en önemli nedenlerinden biri, gösterilere katılan kesimin okumuş, aklı başında, kültürlü ve ülkesini seven, ülkesinin geleceğini düşünen gençlerden oluşmasıdır.
 
Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın 5 Ekim Pazartesi günü polislere ateş etme emrini vermemiş olması, 6 Ekim Salı günü yaptığı sağduyulu açıklaması ve eski Cumhurbaşkanı Atambayev ile milletveili Çaparov’un serbest bırakılmaları göz yumması gösterilerin büyümesinin önüne geçmiştir. Kırgız Cumhurbaşkanı’nın; “Devlette ve toplumda istikrar, milletvekili mazbatasından daha üstündür” sözünün olayların yatışmasında etkili olduğunu belirtebiliriz. Cumhurbaşkanının “seçim sonuçlarını bahane ederek bazı siyasi güçlerin iktidarı ele geçirme niyetinde olduklarını, Kırgız halkının bunlara ve provakasyonlara itibar etmemesi gerektiğini” de açıklamasında vurgulamıştır.
 
Nitekim bu açıklamadan hemen sonra toplanan Merkez Seçim Kurulu yaptığı açıklamada, seçim sonuçlarının geçersiz olduğunu bildirmiştir. Seçim kurulu, Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov'a yakın partilerin, "kitlesel oy satın alma kampanyaları" ile büyük bir galibiyet aldığını tespit ettiğini açıklamıştır. Aslında; Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Seçim Gözlem Misyonu Başkanı Thomas Boserup seçimin genel olarak sorunsuz geçtiğini fakat oy karşılığı para dağıtma iddiasının "ciddi endişe" yarattığını söylemişti.
 
Bunların dışında göstericiler tarafından serbest bıraktırılan eski Cumhurbaşkanı Atambayev’in açıklamasına göre diğer muhalif liderler, milletvekileri ve aksakallarla yapılan istişare toplantıları sonucunda seçimlerin yenilenmesi konusunda ortak bir karar aldıklarını ve geçici bir hükümet kurmak üzere anlaştıklarını açıklaması, gösterilerin kanlı çatışmaya dönüşmeden ortalığın yatışmasında etkin olduğunu söyleyebiliriz.
 
Halkın seçimlere itiraz etmesinin sebepleri arasında gösterilen; oyların para ile satın alınması, tehdit ve şantajla memurlara ve yakınlarına ait oyların iktidar yanlısı partilere yönlendirilmesi ve 500 bin seçmenin planlı şekilde iktidar yanlısı partilere faydalı olacak şekilde başka bölgelere kaydırılması gibi nedenlerin dışında seçimlerden birinci çıkan Cumhurbaşkanının kontrolündeki Birlik Partisi’nin ardından iktidar yanlısı “Mekenim Kırgızistan Partisi”nin % 24 (500 bin) oy ile ikinci parti olarak çıkması halkın tepkisine neden olmuştur.
 
Çünkü Kırgız halkı, bu partinin yöneticilerinin mafya benzeri hareketlerinden son derece rahatsızdı. Daha önce Gümrük Müdürlüğü yaptığı dönemlerde parti başkanı Asilbek Matraymov ve kardeşinin ciddi yolsuzluklara karıştıkları, tehdit ve şantajlarla iş adamlarından rüşvet aldıkları, hatta bazı faili meçhul cinayet ve suikast eylemleri ile bağlantılı olabilecekleri yönünde yönünde iddialar olduğu kamuoyunda yüksek sesle konuşulmaktaydı. Ayrıca Matraymov ve kardeşi Rahim Matraymov’un eski Cumhurbaşkanı Almasbek Atambayev’in tutuklanma sürecinde rol oynamaları da halk tarafından unutulmadığı görülmektedir. Nitekim bu iki şahsın hala ortada görünmemesi, halkın tepkisinden çekindiklerini ortaya koymaktadır.
 
​Halkın tepki gösterdiği bir diğer husus; seçimlerde birinci parti olarak çıkan Birimdik (Birlik) Partisi’nin aleni şekilde Rus yanlısı söylemleri olmuştur. Gerçekten de “Geleceğimiz Avrasya”, “Avrasya İçin Birlik” sloganlarıyla seçimlere katılan Birlik Partisi Moskova yanlısı söylemleriyle dikkati çekmiştir. Hatta partinin Merkez İdare Kurulu Başkanı’nın bir toplantıda sarf ettiği “Yeter artık, evimize dönme zamanı gelmiştir, Moskova ile birleşmeliyiz” sözlerini içeren ses kaydı Kırgızistan kamuoyunda tepkilere neden olmuştur.
 
Kırgız halkı; mevcut Cumhurbaşkanı Sooronbay’ın partisi olarak bilinen, Marat Amankulov’un başkanı olduğu Birlik Partisi’nin Rus yanlısı söylemlerine rağmen, seçimden birinci parti olarak çıkmasının mümkün olmadığını; tıpkı Mekenim Kırgızistan Partisi gibi tehdit ve şantajla yaklaşık 300 bin memur ve ailesinin parti için oy kullanmaya mecbur bırakıldığı yüksek sesle ifade edilmektedir. Söylenenlere göre memurlara, polislere, öğretmenlere verilen talimatta, “eğer bulunduğunuz yerdeki sandıklarda şu kadar oy çıkmazsa” bunun bedelini ödersiniz” diye tehdit etmişlerdir.
 
Seçimlerin iptal edildiğinin açıklanmasının ardından protesto gösterilerine son verilmiş olmasına rağmen muhaliflerin tepkisi son bulmamıştır. Muhalif partiler kendi aralarında anlaşarak, güçlü oldukları yerlerde yerel yönetimlerin idaresini ele geçirmişlerdir. Maliye ve İçişleri Bakanlıkları, Sayıştay, Yargıtay gibi kurumlar da paylaşılmıştır.
 
Şu anda tarafların ülkede “Geçici Hükümet”in kurulması için çaba sarf ettikleri görülüyor. Nitekim 6 Ekim Salı günü öğleden sonra önce Parlamento Başkanı (Mıktıbek Abduldayev) seçilmiş ardından da yeni Başbakan (Sadir Çaparov) seçimi yapılmıştır. Mevcut Cumhurbaşkanı ise görevini sürdürmektedir. Cumhurbaşkanı Sooronbay göstericilere karşı polis ve askerlere ateş açma emrini vermediğini, eğer seçimlerde herhangi bir usulsüzlük varsa incelenmesi için Seçim Kurulu’na talimat verdiğini dolayısıyla tarafsız bir Cumhurbaşkanı olarak görevini sürdürdüğünü kamuoyuna deklere etmiştir. Ancak sahnede eski siyasetçilerl görmek istemediğini yüksek sesle dillendiren Kırgız halkı ve muhalefet liderlerinin Cumhurbaşkanı’nın istifa etmesini beklediklerini de söyleyebiliriz. Cumhurbaşkanlığından boşalan koltuğun seçimlere kadar boş bırakılması, yeni görevlendirilen Parlamento Başkanı’nın da aynı zamanda “Cumhurbaşkanı Vekili” olarak görevini sürdürmesi düşünülmektedir.


Geçici Hükümet’in ülkeyi yeniden seçime götürmesi hedeflenmekle birlikte, “Parlamenter Sistem” ile “Başkanlık Sistemi” arasında halkın tercih yapması için seçim öncesi referanduma gidilme ihtimalinin de olduğu düşünülmektedir.
 
Kırgızistan’da şu aşamada taşların yerine oturması Moskova’nın ve Çin’in alacağı tavırlara bağlı olduğunu vurgulamakta fayda var. Burada en önemli noktalardan biri; 2010 yılında ve daha önceki yıllarda yaşandığı üzere Soros (Amerika ve KGB (Rusya)’nin seçimleri etkileyecek şekilde rol almamış olmasıdır. Bağımsızlığın ilanından bu yana geçen 28 yıl içerisinde yaşananlardan ders alarak deneyim kazandığına inandığım Kırgız halkının artık daha sağduyulu, daha hoşgörülü olduğunu belirtmekte fayda var.
 
Eğer en kısa zamanda seçim yenilenmez ve muhalifler asgari müştereklerde birleşmez ise ülkede kaos ortamının devam edeceğini düşünüyorum. Meydanı boş bulan provokatörlerin halkın arasına girerek olumsuz ve ayrımcı propaganda yaptıkları bilinmektedir.
 
Bu noktada ifade edilmesi gereken en önemli tehlike; ülkenin Güney ve Kuzey olarak iki parçaya bölünme ihtimalinin sürekli dillendiriliyor olmasıdır. Yakın geçmişte halkı kışkırtarak onlarca kişinin ölümüne, yüzlerce insanın yaralanmasına neden olanlar, Rusya (KGB) ve Amerika (Soros) hesabına çalışan kişilerdi.
 
4 Ekim’deki seçimler ve sonrasında dış güçlerin rolünün olmadığını rahatlıkla söylemek mümkün olsa da, tarafların anlaşamaması durumunda dış güçlerin tekrar ortalığı karıştırmak için girişimde bulunma ihtimali var. Ülkenin iki parçaya bölünmesini önlemenin tek yolu, Erdoğan önderliğinde Türkiye’nin Kazak ve Özbek liderleri ile birlikte acil olarak Türk Kengeşi’ni toplayarak etkin şekilde konuya el atmasıdır. Türkiye bölgesinde lider güç, küresel aktör olmak istiyorsa, kendi bahçesi ile yakından ilgilenmek, kardeşlerinin sorunlarına çözüm üretmek durumundadır…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.