2009 Yılında Davos’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya gündeminin ilk sırasına yerleşen Gazze çıkışını hepiniz hatırlarsınız. Dünya da pek çok habere konu oldu. Hatta taraflı tarafsız birçok gazete ve televizyon Erdoğan’dan dünya lideri olarak bahsetti. O zaman ülkemizin önde gelen köşe yazarları bu olayı nasıl değerlendirmiş isterseniz sadece başlıklar halinde bir bakalım ve hatırlamaya çalışalım.

          Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru (Sahici, kendiliğinden ve insancıl), Ali Bayramoğlu (Bir başbakan, bir lider, bir duruş), Ayşe Böhürler (Davos böyle rajon görmedi), Kürşat Bumin (Sühuletle) Taha Kıvanç (Davos'ta komplo) ve Hakan Albayrak (Başbakan Erdoğan'a Açık Mektup), Özlem Albayrak(Bir realpolitik örneği olarak; Peres'e azar),

 

          Star gazetesinden Mehmet Altan (Gazete tomarını karıştırırken), Mahir Kaynak (Düello), Mustafa ERDOĞAN (Davos kimin krizi?),

          Milliyet Gazetesi Yazarlarından Taha Akyol (Erdoğan iyi mi yaptı?) , Haşmet Babaoğlu (Davos'a bakmak: Samimiyet testi!), Çetin Altan (Sonra... Sonradan sonra soğan doğra) , Melih Aşık (Gazze savaşı!), Fikret Bila (Başbakan haklıydı), Can Dündar (Hem vicdan hem izan lazım), Hasan Pulur(Davos'ta siz olsanız ne yapardınız?) , Derya Sazak (Davos Tepkisi), Osman Ulagay (Davos'ta şokun şoku)

          Sabah Gazetesi Yazarlarından Mehmet Barlas (Doğru olan böyle bir açık oturumun yapılmamasıydı), Meliha Okur (Dikleşmesin, dik dursun!), Mahmut Övür (Davos sarsıntısı yerel seçimleri etkiler mi?), Erdal Şafak (O da bir şey mi?),

          Bugün Gazetesi Yazarlarından Erhan Başyurt (Erdoğan haklı olmasaydı), Ahmet Taşgetiren (Bebek katili, terörist kim? Gazze'de?), Nuh Gönültaş (İsrail Türkiye ‘siz yapamaz!), Hakan Aygün (Gözyaşlarımı zaptedemedim),

         Hürriyet Gazetesi Yazarları Oktay EKŞİ (Yine o üslup), Tufan TÜRENÇ (İnce ve tehlikeli çizgi), Mehmet Y. YILMAZ (Davos Fatih’inin Davos'ta ne işi vardı?),

Yalçın DOĞAN (En büyük kabadayı bizim kabadayı), Enis BERBEROĞLU (Seçimi kazandı, ya iktidarı?), Yalçın BAYER (At pazarlığından Davos tavrına),Hadi ULUENGİN (Hissiyatlar sokağı),

         Posta Gazetesi Yazarlarından Rahmetli Mehmet Ali BİRAND (Türkiye, Erdoğan ile gurur duyuyor, ancak), Rauf TAMER (Tatmin olanlar olmayanlar),

        Referans Gazetesi Yazarı Cengiz ÇANDAR (Tayyip Erdoğan, Ortadoğu'nun 'kimsesizlerinin kimi' artık),

        Vatan Gazetesi yazarlarından Reha Muhtar (Moderatör denilen Ignatius müsveddesine), Necati Doğru (Madara moderatör! Küstüm Tayyip!),

         Radikal Gazetesi Yazarları İsmet Berkan (Excuse me... One minute), Namık Kemal Zeybek (Başbakan'ı kutluyorum), Hakkı Devrim (Daha Davos'a gelmem!), ve Türker Alkan (Kahraman bir diplomatın maceraları) başlıklı yazıları ile gündeme ışık tuttular.

         O gün yazılanlar ile bugün yapılanları düşünüyorum ve bir araya getirmeye çalışıyorum. O günlerde de yine bir seçim vardı. Başbakan Erdoğan’ın o çıkışı ister istemez bu genel seçimleri ve arkasından gelen diğer seçimleri de hiç kuşkusuz etkiledi. Fakat bugün geldiğimiz noktada İsrail’in Filistinli Müslümanlara saldırısını bugün yine görüyoruz. Anlayacağınız Başbakan Erdoğan’ın 2009 yılında Davos’ta yaptığı sert çıkış İsrailler tarafından pek bir şeye yaramamış ve ders alınmamış.

          İsterseniz burada rahmetli Mehmet Ali Birand’ın 2009’da bu yaşanan olayları nasıl kaleme almış bir bakalım. Sayın Birand aynen şöyle diyor. “Türkiye, Erdoğan ile gurur duyuyor, ancak. Beğenin beğenmeyin, Başbakan Erdoğan Davos çıkışıyla Türk kamuoyunda ve İslam dünyasında karizmasını parlattı. Kısa vadede kazançlı çıktı. Popularitesi inanılmaz şekilde arttı. Ancak, orta ve uzun vadede, kavgacı yaklaşımını sürdürürse, bu avantaj giderek erezyona uğrar ve ince ayar yapılmazsa, faturayı Erdoğan'ın önüne koyarlar. Erdoğan'ın Davos çıkışı alınacak derslerle dolu.

Türk kamuoyu, Başbakanı cesaretinden, İsrail-ABD ortaklığına kafa tutmasından, üzerine toz kondurmamasından dolayı alkışlıyor. AKP'ye düşman gözüyle bakanlar dahi, Erdoğan'a hak veriyorlar. Özetle, Türkiye'nin önemli bir kesimi, Erdoğan ile gurur duyuyor. Ancak bu alkışlar hiçbir zaman uzun sürmez. Önemli olan, bundan sonra Türkiye'nin atacağı adımlardır.”

         İşte Usta gazeteci Mehmet Ali Birand’ın Posta gazetesinde kaleme aldığı bu yazı her şeyi ama her şeyi bana göre dört dörtlük anlatıyor. Ama yine de bende sadece bir iki kelime eklemek isterim. Evet değerli okurlarım Ne oldu bu dünya liderine hani Orta Doğu’nun eş başkanıydı kendisi?  

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.