POLİS TACİZCİLERİ

Prof. Dr. Ali Osman Özcan

    Küçük çocuklara büyüyünce ne olmak istediklerini sorsak, alacağımız cevap genellikle polis, öğretmen, doktor, pilot, asker vb. türde insanlarla ilişkili meslekler olacaktır. Niçin polis olmak istediği sorulduğunda ise, çocuklar kötü kişileri yakalamak için diye cevap vereceklerdir. Onların gözünde kötü kişi hırsız, katil, yalancı, kavgacı kişidir. Çocukların bu tanımları, genellikle kötülük ifade eden sıfatlara dayanarak yaptıkları görülebilir. Çocukların kötü kişileri tanımlayıcı sıfatları fazla değildir. Ancak bu sıfatlar, iyi niyetli olmanın dışında olan sıfatlar olup başkalarına zarar verici davranışlarda bulunanları ifade eden sıfatlardır.

    Yazılı ve görsel basında taciz sözcüğüne, genellikle cinsel içerikli bir anlam verilerek kullanılmaktadır. Taciz sözcüğü; başkasının canını sıkma, tedirgin etme, acze düşürme, rahatsız etme, sıkıntı verme, ruhen bunaltma, rahatını kaçırma, sabrını taşırma, sinirlerini bozma vb. anlamları içerir. Yani sözcüğün sadece cinsel içerikli sözcük olarak kullanılması doğru bir tutum değildir. Toplumda serkeşler, serseriler, maceracılar, tinerciler, katiller, sadistler vb. her tür de yasaları, toplumsal kuralları çiğneyecek pek çok insan vardır. Bu insanların bilinçleri başkalarına nefret tutumuyla yoğrulmuştur. Yüreklerindeki şiddet duygusu, onları yönlendirir. Pek çoğu genç yaşta olup bilinçleri nefretle yoğrulmuş olan bu kişiler, legal veya illegal örgütlerin saldırgan, öfkeli, cani ve paralı askerleri olarak kabul edilebilirler. Bunlar sanki içinde yetiştikleri topluma küsmüş, o topluma saldırmaya hazır kişilerdir. Bunların aralarında cehalet içinde amaçsız bir yaşam kavgası sürdürenler olduğu gibi, yetenekli yüzsüzler de bunlara her an katılmaya hazırdır.

    Şöhretperest, ikbalperest, makamperest peşinde olanlarla ünlü olmak için yazılı ve görsel medyayı kullanmak isteyenlerin de olacağı kesindir. Örneğin bunlardan birini polis yakaladığında ve ona bir söz söylediğinde, ünlü olmak isteyen polise saldırıp onun sabrını taşıracak davranışlar sergilemeye hazırdır. Çünkü yazılı ve görsel basın oradadır. Ne kadar çok dayak yer, polise karşı koyarsa yazılı ve görsel basında o kadar yer bulacak; kendini topluma dayak yemiş, masum, mazlum ve mağdur biri olarak sunabilecektir. Maç esnasında ve maç sonrasında, grev esnasında, illegal örgütlenmelerin eylemleri esnasında bu genç asiler polisi taciz etme görevini üstlenmekten gurur duyarlar. Böyle bir görev, onların amaçsız yaşamlarına amaç katıcı bir nitelik kazandırır. Polisi taciz etmeyi, onu aciz göstermeyi hedefleyen bu tür davranışlarda polisi şiddet kullanmaya ve kullandırtmaya mecbur bırakıp şiddet gören, darp edilen, oransız güç kullanılmış biri olarak kendini topluma sunma olgusu ortaya çıkmış olmaktadır. Polisle ve güvenlik güçleriyle karşı karşıya gelindiğinde amaç, polisi haksız kılacak şekilde davranış ve tutumlarda bulunmaktır.

    Yazılı ve görsel medya bu türden davranış ve tutumları tek yanlı olarak sunma eğiliminde olduğundan polisi taciz edenler, daima kendilerini mağdur, masum, mazlum ve haksızlığa uğramış biri olarak sunmaya çalıştıkları gözlenebilir. Polisi taşlayarak, polisin koyduğu engelleri aşarak, polisle gırtlak gırtlağa gelmeye çalışarak polisi taciz edenler kendilerinin hiçbir şey yapmadığını, her şeyi polisin yaptığını ileri sürerek zihinleri bulandırıcı davranış ve tutumlarda bulunabilmektedirler. Hatta bazıları sade vatandaş olarak yapamayacakları davranışları milletvekilliği dokunulmazlığı veya üst düzey yetkili zırhına ve havasına bürünerek polisi ve özel güvenlik görevlilerini düşman ilan edebilme gücünü kendilerinde bulabilmektedirler.

Bilinçleri polise ve diğer güvenlik görevlilerine nefretle dolmuş olan bu kişiler, sıkıştıklarında yine polisten yardım ve destek isteyebileceklerinden emindirler. Ama amaçları üzüm yemek değil, bağcı dövmek olunca her türlü taciz davranış ve tutumlarını sergilemek de kendilerini özerk ve özgür bireyler olarak yorumlayabilmektedirler. Burada önemli olan polis ve diğer güvenlik görevlilerini kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilmektir. Bunu yapamadıkları ve yapamayacaklarını anladıklarında her türlü yasa dışı davranışlara tevessül edebilecekleri de göz ardı edilmemelidir.
Yazılı ve görsel medyada yer bulabilmek için her türlü davranışı yapmaya hazır bir kitlenin ne yapacağını önceden kestirmek çok zordur. Ancak sadece polisin ve diğer güvenlik görevlilerinin taciz, şiddet vb. kötü olaylarda bulunduğunu ileri sürmek olaya tek yanlı bakmaktır. Kitlesel eylemlerde bilinçleri nefretle dolu olanları ortamı gererek ileri sürmek, dava adına onlara kahramanlık, yiğitlik vaadinde bulunmak, kendi çıkarları için başkalarını kullanmak insanlıkla bağdaşmaz. Asıl tacize uğrayan, şiddete maruz kalan, giydiği elbise nedeniyle daima saldırıya açık bulunan polis ve diğer güvenlik görevlilerinin halini de anlamak ve onlara karşı vicdanlı davranarak gerekli koruyucu yasaları devreye koymak bir insanlık ve vatandaşlık borcudur.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.