Çok yaşayın ve hep varolun Sayın Başbakanım!..
Engin cömertliğinizle biz fakirin ve bizim gibi sekiz milyon küsur emeklinin aylıklarına iktidarınız döneminde yaptığınız yüksek zamlarla servetlerimize servet kattınız ya, yürekten bir duayı hak ettiniz.
Rızkı veren abbim'ize el açıp ne diyelim sizing için, ne dileyelim. Mesela: "Allah da sizin, evlatlarınızın, bütün sevdiklerinizin servetlerini ve milletvekillerimizin maaşlarını verdiğiniz zammın misli kadar arttırsın!" desek makbule geçer mi acep.
İnanın: bu yılın ilk altı ayı için münasip gördüğünüz artış, ilaç gibi geldi hepimize. Aslında miktar-ı zam pek mühim değil; emeklilileri düşünmeniz bile yeter bizlere!.. Burun kırın edenler elbette olacaktır, boşverin, kafanıza takmayın; her devirde ve her yerde böyle mızıkçılar çıkacaktır elbette.
Kış günü  zamlı maaş alacak olmanın dayanılmaz keyfini,  tarifsiz ve emsalsiz sevincini sekiz küsur milyon insana ve yakınlarına tattırmanızın karşılığı parayla pulla ölçülür şey değil!.. Bizlere ömrümüzde görmediğimiz hatta hayal dahi edemediğimiz muhteşem uğurlama ve karşılama törenleri yaşatacak olmanız, kadir-kıymet bilenler için inanın dünyalara değer.
Emin olun; verdiğiniz bu gazdan sonra cümlemiz banka kapılarında kışın soğuğundan donarak ya da yazın kavurucu sıcağında havasızlıktan boğularak ölsek bile, gam yemeyiz.
İcabında siz demeden biz sekiz milyon küsur emekli, alayımız birden analarımızı, avratlarımızı hatta çoluk çucuk neyimiz varsa hepsini alıp gideriz bu dünyadan.
Yeter ki Yüce Rabbim ömürlerimizden aldığı ayları ve yılları ömrünüze katsın. Tüm global krizler yeter ki teğet geçsin güzel ülkemizi!..
Yeter kione minute”ler, "velevki"ler eksilmesin dudaklarınızdan.
Yeter ki “montaj” kasetlerle canınızı sıkmasın okyanus ötesindekiler.
Yeter ki rüşvet söylentileriyle karizmanız çizilmesin!..
Bu fakirin ve diğer emekli kardeşlerinizin zamlı maaşlarını alacakları günün sabahında evlerinden uğurlanışlarını görmenizi isterdik.. Sabahın saat 8’inde evinden çıkarken akşama zamlı maaşıyla dönecek diye nasıl yolcu edildiklerini ah bir görebilseydiniz. Iz fakir, bir güler yüz, bir alay-yü vala ile apartman kapısının önüne kadar öyle bir selametlendik ki, darısı cemi cümle emeklilerin ve hasseten de sizin başınıza. Öylesine güzel ve öylesine gösterişli oldu ki zamlı maaşımı almak üzere dualarla uğurlanmak. Nasıl anlatsak ve neresinden başlasak, bilemiyorum..
Eşimin arkam sıra kovalar dolusu su dökmesini mi döksem kağıda?. Yedi kişilik ailemin her ferdinin yedişer ayet-el kürsi okuyup üflemelerini mi yazsam... Sağlıkla git sağlıkla gel temenilerini mi anlatsam, karar veremiyorum bir türlü.
Zafer sarhoşluğu gibi bir haldi o an yaşadıklarım. Bir tek davullu-zurnalı halay çekmedikleri kaldı hane halkının. İnanın, 15 aylık torunum bile ayak uydurdu bu coşkuya. Dedesini alkışlayacak diye şaplak üstüne şaplak indirdi önüne gelene. Hele aynı apartmanı paylaştığımız komşu kadınların yeri-göğü inleten zılgıtları ve erkeklerin “yah!.. yah!.. yah!..” diye haykırışları var ya, gerçekten de görülmeye değerdi.
Uzun lafın kısası; kamuoyunun engin teveccühünün verdiği aşkla bir minibüse atladığım gibi tuttum malum bankanın yolunu.
Şoförümüz Müslüm Baba hayranı, dudaklarında arabesk bir  şarkının karamsar sözleri... Yolcular derseniz, her biri ayrı bir alemde, ayrı bir rüyada. Kimi mesajlaşıyor cepten, kimi yanındakiyle koyu bir sohbette, kimi uyuyor hepten.. Minibüsle yolculuk ettiklerine göre hepsi kriz yorgunu.  Hamdolsun bir tek tuzu kuru yok aramızda. Geçim umutlarını emekli aylığına bağlayan da yok, hamdolsun.    
Bendenizin aklı maaşına yapılan zamda. Zamsız aylığı nerelere dağıtacağımı belleğine üç ayda ancak öğrenen insanın bu halini eminim siz de normal karşılarsınız. Kafamızı kurcalayan Başbakanımızın yaptığı zammın yüzde kaç olduğu ve bunun kaç liraya tekabül ettiğini değildi elbet.
Bu parayı nasıl harcarımın derdindeyik. Boşa koyarsak, dolar mı? Doluya boşaltsak taşar mı? Yatırım mı yapsak bu zamla? Umre veya hacca mı gitsek bir aylık farkla diye, düşüne düşene bankanın önünde bulduk kendimizi.
Bundan sonrası, tahmin edeceğiniz gibi teferruat. Birkaç saat bekledikten sonra, memurun önüme uzattığı makbuzu imzalayıp, hesap cüzdanımızın arasına koyduğu zamlı maaşımızı aldık çok şükür.
Memur asabi mizaç biriydi; “Yerde bulsan bile say” dedi kaşlarını çatarak. O böyle buyurunca, fakire üşenmeden saymak düştü doğal olarak. Tamı tamına bin 555 liraydı. Bir yanlışlık olmasın diyecektim ki, gözüm hesap cüzdanındaki rakamlara ilişti. Bir önceki ay bin 494 lira olan aylığım, yaklaşık 55 lira artmıştı.
“55 lira ne ki” deyip dudak bükmemeli insan. Adam olana çok bile. Hesabını bilirsen; 55 lira ve küsurat 9 kuruşları biriktirerek bir yıl sonra kendine olmasa bile torununa bir gemicik alabilir miyim?” diye düşündüm elimde olmadan. Evirdim, çevirdim, topladım, çıkardım, böldüm ve çarptım; lakin bir neticeye ulaşamadım ama “lırım herhalde” diyerek çıktım işin içinden.
Kış günü: Mart’ın yakıcı ayazında, "Gemilerde talim var, bahriyeli yarim var / Gitti yarim gelmedi.Ne talihsiz serim var. / Haniya da beniRecebim Recebim / Sarı lira vereceğim / Gelmezsen.. Karakola gideceğim" türküsünü mırıldanarak gemiciğini çamaşır leğenindeki sularda yüzdürebilirse torunum, değmeyin keyfine” diye düşündüm eve dönerken.
Sizinle aynı yıllarda ve aynı fakültede ekonomi tahsil etmiş yarım iktisatçı olarak hesap ettim, kitap ettim; ne maaşıma yapılan zammın oranını bulabildim ne de bu zamın hangi yarama merhem olacağını.
Daha once de birkaç kez yazmıştım!..
“Emeklinin hali içler acısı, permeperişan; büyük çoğunluğu dilenmez dilenciye dönmüş; lütfen bir çare Sayın Başbakan’ım” demiştim birkaç kez. Ya sesimi duyuramamış ya da duyduğunuz feryadı siz tınmamıştınız.
Duymayacağınızı, duysanız bile duymazdan geleceğinizi; emeklinin hal-I pür melalinin bildiğimiz gibi, eski hamam eski tas  misali devam edeceğini bile bile bir daha soracağım izninizle.
Söyler misiniz Sevgili Başbakan’ım; Söyler misiniz lütfen; bu fakir ve SGK’ya avuç açan 8 milyon küsur emekli ne yapmalı bu durumda?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.