Prof. Dr. Ali Osman Özcan

aozcan@skyturk.net



    İnsan hayatını yönlendiren ahlaktır. Ahlâk, erdemli eylemlerle ilişkili olarak karşımıza çıkar. Hayatı yönlendiren dini ve ahlaki duyarlılıklar yapıcı meraklarla desteklendiğinde kişi sevilen biri olur. Kişi, âhlakıyla yaşam sorunlarını hem okur hem yorumlar.

    Ahlâkın hayatı yönlendirmesiyle ilgili olarak kaplumbağa örneği verilebilir. Çocukken ekin tarlasında bir kaplumbağa bulmuştum. Kaplumbağayı kucağıma alıp babaanneme getirdiğimde onun sözleri hâlâ aklımda canlılığını korumaktadır. Bana “Bırak o kaplumbağayı! Onu zaten Tanrı cezalandırmış. Şimdi de sen cezalandırma” demişti. Arkasından babaannem şöyle bir açıklama yapmıştı:

    Kaplumbağa da bir zamanlar insanmış. O zamanlarda herkes herkesle gayet iyi geçinirmiş. İnsanlar birbirlerinden ödünç alıp verirlermiş. Kaplumbağa da insan olarak komşusundan bir şirik (sekiz kiloluk ağırlık ölçüsü) buğday almış. Vakti geldiğinde ödünç aldığı buğdayı verirken şiniği tam doldurmamış. Aldığı ölçüden daha azını komşusuna vermeye gitmiş. Komşusu buğdayı almış. Kaplumbağanın bu davranışı Tanrı’yı çok kızdırmış. Kendi adaletinin istismar edildiğini gören Tanrı öfkelenerek şiniği kaplumbağanın başına geçirmiş. Kaplumbağanın üstündeki kabuk o şiniğin parçalarıymış.  

    İşte, o günden beri kaplumbağa başındaki şinikle gezmek zorunda kalmış. Bunu duyar duymaz elimdeki kaplumbağayı yere bırakarak ona acımaya başladım. Fakat kaplumbağanın davranışı da hiç hoşuma gitmemişti. Rahmetli babaannemin anlattığı bu efsane ahlaki davranışımda adaleti ön planda tutmama vesile olmuştur.

    Günümüzde adına bilgi toplumu, iletişim toplumu, sanayi ötesi toplum vs. ne denirse densin ahlaki alanda bir yozlaşma ve çürümenin olduğu apaçık ortadadır. Ahlaki erdemler ayaklar altına alınmak için varmış gibi tutum ve davranışlar sergilenmektedir. Her insan kendi isteklerine başkalarının boyun eğmesini isterken kendi özerkliği ve özgürlüğüne başkalarından saygı bekler hâle gelmiştir. Böyle bir durumda hayatı yöneten ahlak alanı ikinci plana atılmaktadır. İyi hayatı yaşama yolu olan ahlak, yaşam zorluklarında da en çok ihtiyaç duyulan bir alandır.

    Hayatla savaştığını sananların ahlaka bakışları da özür gerekçesi olarak görülemez. İnsanın istekleri, arzuları ile insan ve insanlık hakları birbirine karıştırılmamalıdır. Başkalarından aldığını eksik verme zihniyetiyle yetişenler, başkalarını istismar edenler kaplumbağa ahlakıyla yaşamayı tercih edenlerdir. Kaplumbağa ahlakına sahip olanları çevremizde rahatlıkla görebiliriz. Onları anlatmaya gerek yoktur. Onlar “Rabbena, hep bana!” mantığıyla yaşamayı yeğleyenlerdir. Lakin ölümle burun buruna geldiklerinde özür gerekçeleri pek işe yaramaz. Acılı ölümler, iyileşmez yaralar ve hastalıklardan şikâyetleri de pek önem taşımaz. Ölümden sonraya erteledikleri işler ise onlara fayda sağlamayacaktır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.