Yanılmıyorsam 45 günü buldu ayrılığımız.
Bazan nerede duracağını bilmiyorsun üstadım” diyen hatırlı dostların tabiriyle, ortalık sakinleşip duruluncaya kadar dinlendik biraz.
Aynı hatırı sayılı dostların: “Siyaset yazman Allah’n emir mi sanki. İyya yazmam gerek diyorsan, bir müddet havadan-sudan birşeyler karala” mealindeki tavsiyelerini dikkate alarak biraz bundan, biraz şundan ve biraz ondan; ortaya karışık birşeyler yazarak yeniden merhaba diyelim bugün itibariyle ve “besmele” ile başlayalım karalamaya.  
Doğru ya da yanlış; günahı anlatanların boynuna; güya Demirel'e ülkenin durumu hakkında ne düşündüğü sormuşlar.
Süleyman Bey ne diyeceğini ve ne edeceğini bilememiş. Hani yukarı tükürse hükumet, aşağıya tükürse cemaat..Sussa bir türlü, konuşsa bir türlü… Cevap vermese; ‘bir bilen’ karizması çizilecek, bülbül gibi şakısa, ne yapıp edip şöyle veya böyle bir yerlere ya da birilerine dokunduracaklar.
Çaresiz; bir iki yutkunmuş, ık demiş, gık demiş; öksürüp gırtlağını temizlemiş, bir yudum su içerek oyalanmış bir sure; hani olur ya başka bir soru gelir de konuyu değiştiririm umuduyla. Ama olmamış; başlamış boncuk boncuk ter dökmeye. Kaçacak yol kalmayınca, soruyu yönelten gazeteciye çevirmiş bakışlarını
- "Bak sana bunu bir fıkrayla anlatayım da günün neşesi olsun" diyerek girmiş söze.
Tarihimizin Osmanlı çağlarında verdiği aykırı hükümlerle ünlenen ve Karakuşi adıyla bilinen bir kadı varmış. Günlerden bir gün, Kadı Efendi, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Durup bakmış. Tezgahın üzerinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek gel gel ediyor her haliyle. Kadı hazretleri fırıncıya dönmüş:
- 'Ben bunu aldım' demiş.
Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.
Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:
'Hani bizim ördek?' Fırıncı eyim yavrular gibi boynunu büküp:
- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde tabi..  Derken bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş...
Ördeğin sahibi,
'-Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikáyetini söylemiş.
Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
'Ne yaptın bu adamın ördeğini?'
Fırıncı
'Uçtu Kadı hazretleri, tanat çırpıp pır diye uçtu, gitti” demiş.
Kadı, kara kaplı kitabı açmış, sayfaları çevirmiş ve:
'Ördeğin karşısında Tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden beraatına karar vermiş.
Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. Onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:
'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...
Davacı:
'Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?' diye sorunca Karakuşi Kadı
'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen vazgeçmiş, Fırıncı bu davadan da beraat etmiş. Çocuğunu düşüren kadının kocasına da:
‘'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.' Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş.
Kadı dönmüş Yahudi'ye:
'Senin şikáyetin nedir bre?' Yahudi bir süre düsündükten sonra ellerini açmış,
- 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa Sen, e mi !'
Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek, kıssadan hisse:
‘Ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikáyet edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın mı?
Yazsan ne olacak, yazmasan ne olacak!.. Yaklaşık 45 gündür dinlenmem, işbu sebepledir. Arzederim!..

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.