Gülseli KENARLI - Faruk KAHRAMAN / İstanbul, () BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) toplantısına katıldı. Davutoğlu burada bir konuşma yaparak, devletin görevinin iş adamlarının önünü açmak, olduğunu vurgulayarak, "ölçeğinizi küçük tutmayacaksınız. Şirketler ölçeklerini küçük tutarlarsa zihniyet olarak, Hedeflerini küçük tutarlarsa ülke siyasetçileri ne kadar büyük hedeflerden bahsederlerse bahsetsinler, o hedeflere ulaşılmaz. Biz bu dönemde bir özgüven ile aslında ölçekleri büyüterek, bir hedefler koyuyoruz. Bazıları bu hedeflerimize ulaşılmaz diyor. Şimdi 12 yıl önceye, tam da Ak Parti iktidarlarının yeni göreve başladığı Türkiye'ye dönseniz baksanız gerçekten, bu hedeflerin ulaşılamaz görüldüğü ayları hatırlarsınız. Allah aşkına kimin hatırına gelirdi Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının 4 katı büyüyeceği. Kişi başına düşen milli gelir itibariyle de. Bunları sağlayan şey zihniyet devrimi. Hedeflerimiz hiç küçültmedik" dedi.
Şirketlerin ortak aklı ile devletin ortak aklının aynı olması gerektiğini anlatan Davutoğlu, "Bugün bir devlet aklı var. İşadamları bu devlet aklını özümsediği için bugün başarı da beraberinde gelmiştir" dedi.
"İŞTE O ZAMAN KORKMAYA BAŞLAYALIM"
Hiç kimsenin zihniyet dönüşümünden feragat etmemesi gerektiğine vurgu yapan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer biz tekrar kendi içimize kapanır ve dünyayla bütünleşmek iddiası yerine, sadece kendi içi çelişkilerimizle yüzleşmek gibi bir tabloyla karşı karşıya kalırsak işte o zaman korkmaya başlayalım. DEİK bu yüzden önemli çünkü siz bizi dünyaya açıyorsunuz. Dünyayı da bizi açıyorsunuz. Ne olur hiç bir zaman hedef küçültmeyin, hiçbir zaman alandan geri çekilmeyin. Bizim en büyük hazinemiz, sizlerin temsil ettiği girişimci gücümüz ve coğrafyamızdır."
"BİZİM İNSANIMIZ VAR"
"Bize kimse büyük miktarlarda borç vermedi, vermez. Biz bir sömürge ülkesi değiliz, geçmişte başka ülkelerden biriktirdiğimiz büyük kapitallerimiz olsun. Bizim önemli güzel bir coğrafyamız var ama petrol kaynamıyor bu coğrafyada. Bizim neyimiz var, bizim insanımız var. İşte DEİK bu insan topluluğunu temsil ettiği için önemli ve hiç bir şey bundan daha önemli değil. Doğru Dışişleri Bakanı olduğum dönemde o zihniyet devrimini daha çarpıcı bir şekilde büyükelçilerimizin zihinlerine kazınsın diye, 'Artık hattı diplomasi yoktur, sathı diplomasi vardır, satıh ise bütün dünyadır' dedim. O yolla biz dış temsilciliklerimizi artırdık. Hedefimiz sizin gittiğiniz her yerde sizin hizmetinizde olacak, sizin evini muamelesi ile yaklaşacağınız temsilciliklerin olması."
"GÖLGE ETME KARDEŞİM"
"8 makro ekonomik, 8 sosyal alanda ekonomik paketleri önümüzdeki haftalarda açıklayacağız. Türkiye'ye 20 yılda gelen dış yatırım 10 mislinin son 12 yılda gelmiştir. 984 ile 2002 yılları arasında Türkiye'ye giren toplam yabancı yatırım 14.6 milyar dolar. son 10 yılda ise 145 milyar dolar olmuştur. Biz son 12 yılda bütün türbülansları aşabilmiş isek bunun başlıca nedeni bütçe disiplininden taviz verilmemesidir. Kim bu ülkede, ' ben geleceğimi göremiyorum' diyerek endişesiyle frene basmak isterse, ona 'gölge etme kardeşim' deriz, 'gölge etme bizim kaybedecek vaktimiz yok'."
"BİR REHAVETE BU ÜLKEYİ DÜŞÜRMEYİZ"
"Türkiye'nin ekonomisi şaha kaldıracak bir yapısal değişime ihtiyacı var. Dikkat ederseniz başbakanlık görevini aldıktan sonra bir taraftan yurt içi geziler ve diğerlerini yaparken, diğer taraftan yapmaya çalıştığım bir şey daha var, bakanlıkları ziyaret ediyorum. Çalışan arkadaşlardan ve üst yönetimden brif alıyorum. Bütün bu kurumlarımızda yeniden yapılanma ihtiyaçları ve ciddi bir yapısal dönüşüm reform anlamında ihtiyacı var. DEİK'te aslında bu çerçevede tam da bu döneme denk düşecek şekilde yeniden yapılanıyor. Tarih bu kadar hızlı akarken, biz 12 yıldırdı iktidardayız gibi bir rehavete bu ülkeyi düşürmeyiz. Ne kendimiz rehavete gireriz, ne de ülkede herhangi bir kesimin rehavete girmesine izin veririz."
"NİTELİKSEL BİR DÖNÜŞÜME İHTİYAÇ VAR"
"O zaman bu yapılsa değişimin esaslarını ortaya koymak lazım. Nedir bu? 62. hükümet programında insani kalkınmayı ortaya koyduk. Bunun insana hizmet dışında başka bir anlamı var. Bizim eğer elimde 2 kaynak varsa; insan ve coğrafya. Şimdi bu atıl kapasite kullanımından gelen 2001 krizinden sonra ki bütün o kullanımları limitlerine kadar zorlayarak yaptığımız hamleleri destekleyecek şekilde bir mahiyet değişimi yaşatmak ekonomiye. Bu da insanın katma değerini, insani unsur katma değerini artırmakla olur. O da Ar-Ge ve inovasyonlar, teknoloji yoğun alanlara geçmekle, reel sektörün kendi içi dinamizmini teşvik etmek suretiyle üretimin ihracata dönük olarak niteliksel bir dönüşüme ihtiyaç var."
"ENERJİ ÜZERİNDEN KAPANACAK"
"Bizim madem ki yaramız enerjidir, kapanacak şeyde enerji üzerinden kapanacak. O da coğrafyamızın üzerinden geçecek her enerji boru hattı, ipek yolu gibi coğrafyamıza değer katar. Biz çevremizde böylesine enerji oyunları oynanırken, coğrafyamızın bundan uzak kalmasına izin vermeyiz. TANAP bunun bir örneğiydi. Daha bir çok projeyle, hem ulaşımda, ulaştırmadan lojistiğe geçiş... Bu çok önemli bir şekilde tanımlanmış bir sektör. Biz böyle insanların üzerinden geçip gittiği bir coğrafya öngörmüyoruz. Aksine insanların geçerken durduğu, orada lojistiğe döndüğü, kendi içimizde lojistik yapılanmasının yeniden kurgulandığı büyük ipek yolunda çok daha güçlü hatlar düşünüyoruz. Hızlı tren yollarıyla, Pekin'den Londra'ya uzanacak hatlarla. Yakın havzamızda ki her siyasi gelişmeyi titizlikle takip ediyoruz."
"KOLAY DEĞİL, BU ATEŞ ÇEMBERİNİN ARASINDA ÜLKEYİ İSTİKRARLI TUTMAK"
"Türkiye'nin etrafında bir ateş çemberi varken, bu ateş çemberini iş adamlarımızın, vatandaşlarımızın hissetmemesi için elimizden gelen büyük bir gayret gösteriyoruz. Kolay değil bu ateş çemberinin arasında ülkeyi istikrarlı tutmak, her türlü oyuna, düzene karşı iş adamlarımızın ve vatandaşlarımızın geleceğini teminat altına almak. Yakın havzalarda kriz sonrasına hazırlanalım. Kriz esnasında da oraları terk etmeyelim. Olabilecek riskleri hep beraber göğüslemek için neler olacağına bakalım. Ama sakın ola ki 'bu alanların bize yararı olmaz' gibi bir kanaati yakınlaştırmayalım."
AFRİKA ÇAĞRISI
"Afrika kıtasında en fazla elçilik açan ülkeyiz. Bize Afrika ülkelerinden GAP bölgesi kadar alanları işletmek için teklif edenler var.
Afrika'ya sadece küçük işletmeler için değil kalıcı olmak yatırımlar yapın. Bizim stratejik planımızda Afrika'da kalıcı olmak amacındayız"
