Rahmi Turan ve Nezih Demirkent ortaklığı nasıl kuruldu

Yıllarca birlikte gazetecilik yapacağı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nde birlikte yöneticilik yaptıkları Nezih Demirkent çağırdı Rahmi Turan'ı. Yeni Sabah zamanın büyük gazetelerindendi.

Nezih Demirkent'le konuştu Rahmi Turan. Hiçbir şart öne sürmedi.

Zaten henüz bir şart sürecek pozisyonda değildi o günlerde. Nezih Demirkent'e , “Emrin olur ağabey!” deyip Yeni Sabah'a başladı. Yeni Sabah, yeniliklere açık bir gazete idi.
Sonraları düşündüğünde , “En isabetli kararı vermiştim o günler için” diyecekti Rahmi Turan. Gazetenin başında Hakkı Devrim vardı Genel Yayın Müdürü olarak.
Devrim de birçok gazeteci gibi spora tutkunluğu ile biliniyordu.

“Sabiha Deren” müstear ismiyle yazdığı siyasi yazılarını tamamlar tamamlamaz spor sayfasının başına geçiyor ve spor sayfalarının da mizanpajını yapıyordu Hakkı Devrim.
Siyasi yazıların yanında “Yerin kulağı var” başlıklı köşesini de yazıyordu usta gazeteci.

Rahmi Turan günler ilerledikçe Devrim'in beğenisi ve takdirini kazanıyordu.

Artık öyle bir noktaya gelmişti ki gazetecilikte Genel Yayın Müdürü'nün olmadığı günlerde köşesini yazmak ve spor sayfalarının mizanpajını yapmak Rahmi Turan'a kalmıştı.
Hakkı Devrim'in yokluğunda gazetede işler tıkır tıkır işlemeye başlayınca Hakkı Devrim ve Nezih Demirkent anlaşıp Spor sayfasının yönetimini Rahmi Turan'a verdi.3

Bu görev genç gazetecinin ilk yöneticilik göreviydi.

Bu işin de üstesinden geleceğinden adı gibi emindi.

Çünkü Rahmi Turan gazetecilik hayatı boyunca hep yeniliği arayan, sorunların mutlaka bir çözümünün olduğunu düşünen bir kafa yapısına sahipti.

Ne yapıp edip her soruna bir çare bulmaya çalışırdı.

Türkiye'nin Romanya'da yapacağı milli maç için Romanya'ya gidecekti ama imkanlar o kadar kısıtlıydı ki, ne yapacağını bilmiyordu.

Fotograf çekmek sıkıntıydı, çekilen fotografları İstanbul'a geçmek ayrı sıkıntıydı.

Uzun uzun düşündü ve daha önceden tanıştığı Ager Press'ten telefoto ile fotografları geçebileceğine karar verdi.

Ama farklı bir yol bulmalıydı, gazete ancak 200 dolar para verebiliyordu bu maç için.

Ager Press'in başında bulunan kadına hediye almaya karar verdi en sonunda.

Romanya kapalı bir sistemdi ve herşey karaborsaydı.

Gitti Mısır çarşısına tanesi 2.5 liradan üç adet naylon çorap aldı Ager Press'in başındaki hanıma hediye etmek üzere.

Milliyet'in başında bulunan Abdi İpekçi de spora çok önem veren bir gazeteciydi.

Türkiye'nin Romanya ile yapacağı milli maç da çok önemliydi.

Bu yüzden rahmetli Abdi İpekçi Necmi Tanyolaç, Bedri Koraman ve foto muhabiri Sami Önemli'den oluşan bir ekip kurarak Romanya'ya göndermişti.

Türkiye'nin Romanya'ya 4-0 yenildiği maç Rahmi Turan'ın meslek hayatında bir dönüm noktası oldu.

Milliyet ekibi Türkiye'nin maçı kazanabileceği düşüncesiyle Romanya kalesinin arkasında pozisyon almış ancak Türkiye hiç gol atamayınca Milliyet'te o gün hiç gol fotografı çıkmamıştı.
Şansı yaver gitmişti Rahmi Turan'ın.

Ager Press'e gittiğinde götürdüğü naylon çoraptan oluşan hediye ajansın başındaki hanımın çok hoşuna gitmişti.

Romen gazetecilerin Türkiye kalesine attığı dört golün fotograflarıyla birlikte Rahmi Turan'ın maç fotografları İstanbul'a geçilmiş ve gazete üç çorap parasına Romanya maçından en güzel kareleri yayınlamıştı.
Milliyet'i atlatmıştı hem de 7.5 liraya Rahmi Turan.
Gönül rahatlığıyla Türkiye'ye dönmüştü Romanya'dan.
Yeni Sabah'ta işler tam yolunda gidiyorken birgün gazetenin sahibi Safa Kılıçoğlu'nun gazeteyi kapatacağı söylentisi dolaşmaya başladı Bab-ı Ali'de.
Çalışanların canı sıkılmıştı.
Ama Rahmi Turan hiç oralı olmadı.
İsmi duyulmuştu artık Bab-ı Ali'de nasılsa yeni bir iş bulurdu.
Faruk Mangırcı'nın 'Trajların Efendisi' kitabından