İSMAİL CENGİZ

1756 Yılında Mançu-Çin Hanedanlığı’nın egemenliği altına giren Doğu Türkistan’da 1860’lı yıllarda başlayan isyan hareketleri neticesinde 1863 yılında Yakup Han Bedevlet önderliğinde merkezi Kaşgar’da Kaşgarya Hanlığı adı altında ömrü 14 yıl sürecek bir devlet kurulmuştur.  Türkistan coğrafyasındaki Rus-Çin ve İngilizler arasındaki nüfuz mücadelesi esnasında kurulan bu Devlet, bu üçlü sömürgeci güçlere karşı kendini korumak ve destek bulmak üzere binlerce kilometre uzaklıktaki Osmanlı Devleti ile temasa geçmiş, heyet göndermiş ve Sultan Abdulaziz Han döneminde Osmanlı Devleti’ne tabi olmuş, sikkeler bastırılmıştır. 

Osmanlı Devleti; uzak mesafeye bakmaksızın kendisinden yardım talep eden Kaşgarya Hanlığı’nın Osmanlı Sancağını taşımasına izin vermiştir. 6 sahra topu ve 1200 adet piyade tüfeği ve barut yapımında kullanılan malzemelerden oluşan yardımları Albay Kazım Bey komutasındaki 5 muvazzaf, 3’ü emekli askeri subaylardan  oluşan bir heyet ile İstanbul’dan Kaşgar’a ulaştırarak, ecdat yadigarı anavatan olarak gördükleri Doğu Türkistan halkının yalnız olmadıkları mesajı tüm dünyaya verilmiştir. Kaşgar’da hem Britanya Hükümeti’nin hem de Rus Çarlığı’nın Konsolosluk binası da hizmete açılmıştır.

Ancak Osmanlı Devleti’nin Türkistan coğrafyası ile böylesne yakından ilgilenmesi, Çin, Rusya ve İngiltere üçlüsünü rahatsız etmiş ve endişeye sevk etmiştir. Osmanlı’nın bölgede varlığını hissettirmesi, bölgede Panislamist ve Pantürkist akımların güçlenmesine yol açacağı, Hindistan, Afganistan ve Rusya’daki halkların bağımsızlık arzularını uyandıracağı endişesi hakim olmuştur. Bu endişe, bu üç sömürgeci gücün birleşmesine ve Yakup Han Bedevlet’in zehirlenerek öldürülmesi le Kaşgarya Hanlığı’nın 1877 yılında yıkılmasına yol açmıştır.

Kaşgar Devleti’nin yıkılmasının hemen ardından Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında  1877-78 yıllarında 93 Harbi olarak bilinen bir savaş çıkmıştır. Bu savaştan İngiltere ve Ruslara taviz veren Osmanlı Devleti’nin yenik çıkması, Türkistan coğrafyasını da olumsuz etkilemiş, beklenen ümitler yıkılmıştır. 

Ruslar Batı Türkistan coğrafyasında, Çinliler de Doğu Türkistan coğrafyasında rahat şekilde at oynatmaya başlamıştır. İngiltere’nin de Asya coğrafyasından çekilme kararını alması ile, bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren, kendilerini savunacak durumda olmayan ve maalesef birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışan Hive, Hokand ve Buhara Hanlıkları Ruslar tarafından kolayca yıkılmıştır. 

Kaşgarya Hanlığı’nın da yıkılması ile Doğu Türkistan 1884 yılında “Sincang” adıyla Mançu-Çin Devleti’nin eyaleti olmuş, aynı şekilde Batı Türkistan coğrafyası da Türkistan Vilayeti adıyla Rus Çarlığı’na bağlanmış ve böylece 1900 yılına girdiğimizde Türkistan coğrafyası Ruslar ve Çinliler tarafından paylaşılmıştır.  Batı Türkistan’da 1916’da Çarlık Rusyası yerine Komünist Rusya hakim olurken, Çinli valilerce eyalet olarak yönetilen Doğu Türkistan’da 1933-1934 ve 1944-46 yıllarında iki defa “Doğu Türkistan Cumhuriyetleri” kurulmuş, ancak 1949 yılında burası da Mao önderliğindeki Kızıl Çin tarafından işgal edilmiştir.

Günümüzde Türkistan coğrafyasının batısında Azerbaycan da dahil olmak üzere 6 bağımsız devlet ortaya çıkarken, 1949 yılından bu yana 71 yıldır Doğu Türkistan’ın esareti devam etmektedir. En az 30 milyon Müslüman Türk’ün yaşam mücadelesi verdiği, 1.828.418 km2 genişliğindeki Doğu Türkistan’da gerçekten cehennemi andıran bir hayat hüküm sürmektedir. Bölgeye yerleştirilmeye devam edilen planlı Çinli göçmenleri, zorunlu kürtaj, doğum kısıtlaması, nükleer denemelerde insanların kobay olarak kullanılması, organ nakli, keyfi idamlar, yargısız infazlar ve 2017 yılında başlatılan toplama ve ceza kamplarındaki baskı ve zulümlerle hür dünyanın gözü önünde yok edilmek istenen Doğu Türkistan halkı, kendi topraklarında, kendi bayrakları altında bağımsız, özgür ve insanca bir yaşam sürmek için 71 yıldır Hür Dünya’nın yardım elini uzatmasını beklemektedir.

(*) Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti Başbakanı

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.