Bir hafta once yazmıştık. Hatırlarsanız;
“Başbakan Erdoğan, her “üç çocuk istiyorum” dediğinde, kimi kesimlerden anında itirazlar yükselivermişti” demiş; entel camia’nın, genci-ihtiyarı, kadını, erkeği ve travestisiyle bir kaşık suda fırtınalar kopardıklarını söylemiştik.
“Hayzdan-nifazdan kesilmiş ‘uçan süpürge’ciler, kaşar ulusalcılar ve kemale ermemiş kemalistler”in meydanlara döküldüklerini hatırlatmış; Feministler’in “aile değil kadınız” çığlıklarıyla yeri yöğü inletmelerine karşın, birilerinin çıkıp da; “Neden üç çocuktan az yapmayın, diyor bu adam?” diyerek sorunu anlamaya çalışmadığını yazmıştık. Hemen arkasından da:
Sorunu TÜİK’in 2012 verileriyle okurlarımızla paylaşmıştık.
Tesadüf veya tevaffuk; tam bir hafta sonra, haberi veren gazetelerin haberlerine başlık yaptıkları kelimelerle söylersek; “TÜİK’ten Başbakan’a Kötü Haber” gelmişti.
Gerçekten de haberin içeriğinde yer alan verilere bakılırsa; Başbakan Erdoğan'ın en az "3 çocuk" isteğinin vatandaş tarafından çok da dikkate alınmamıştı.
TÜİK verilerine gore:
2013 yılında canlı doğan bebek sayısı bir önceki yıla göre yüzde 0.3 azalarak 1 milyon 283 bin 62 oldu.
2013’te doğan bebeklerin yüzde 51'ini erkek, yüzde 49'unu kız çocuklar oluşturdu.
Toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu 15-49 yaşları arasında, 2012 yılında 2.09 çocuk iken 2013 yılında 2.07 çocuk olarak gerçekleşti. Yani, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2013 yılında 2.07 oldu.
Toplam doğurganlık hızı illere göre incelendiğinde:
2013 yılında toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 4.31 çocuk ile ŞANLIURFA oldu. Şanlıurfa’yı 4.08 çocuk ile Şırnak , 3.9 çocuk ile Ağrı ve 3.66 çocuk ile Siirt izliyor. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1.43 çocuk ile Kırklareli oldu. Bu ilimizi 1.46 çocuk ile Eskişehir ve Edirne, 1.5 çocuk ile Kütahya ve Çanakkale izliyor.
Yaş grubuna göre doğurganlık hızları incelendiğinde:
En yüksek yaşa özel doğurganlık hızı "25-29" yaş grubunda görülüyor. 2009 yılında "25-29" yaş grubundaki doğurganlık hızı binde 25 iken hem 2012 hem de 2013 yıllarında bu hız binde 128 oldu. Diğer bir ifadeyle, 2013 yılında "25-29" yaş grubundaki her bin kadın başına 128 doğum düştü.
Yaşı 25'ten küçük olan kadınların doğum sayılarında düşme gözlemlenirken doğum sayısındaki en büyük artış "30-34" yaş grubundaki kadınlarda meydana geldi. Bu yaş grubunda canlı doğan bebek sayısı 2009 yılına göre yüzde 25.6 artarak 244 bin 4'ten 2013 yılında 306 bin 524'e ulaştı. "35-39" ve "40-44" yaş gruplarındaki kadınlarda da benzer şekilde canlı doğan bebek sayılarında artış meydana geldi.
"15-19" yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğurganlık hızı, 2009 yılında binde 37 iken 2013 yılında bu hız binde 28'e düştü. Diğer bir ifadeyle, 2013 yılında "15-19" yaş grubundaki her bin kadın başına 28 doğum düştü.
Kaba doğum hızı, 2012 yılında binde 17.1 iken bu hız 2013 yılında binde16.9 oldu. Diğer bir ifade ile 2012 yılında bin nüfus başına 17.1 doğum düşerken, 2013 yılında bin nüfus başına 16.9 doğum düştü.
Kaba doğum hızı illere göre incelendiğinde, 2013 yılında kaba doğum hızının en yüksek olduğu il binde 33 ile ŞANLIURFA oldu. Şanlıurfa’yı binde 29.9 ile ŞIRNAK, binde 29.3 ile AĞRI ve binde 28.6 ile VAN izliyor.
Kaba doğum hızının en düşük olduğu il ise binde 10.1 ile KIRKLARELİ oldu. Kırklareli’ni binde 10.4 ile Edirne, binde 10.6 ile Çanakkale ve binde 11 ile TUNCELİ izledi.
Bu rakamlar sizler için ne anlama geliyor, bilemiyoruz.
Bizim fikrimizi soracak olursanız; ülkemizin ve milletimizin geleceği pek aydınlık gibi görünmüyor. Fazla değil; çeyrek yüzyıl sonra dışarıdan işçi ithal etmek zorunda kalan mutsuz ihtiyarlar ülkesi olmaya başlayacağız.
Bizden söylemesi; karar elbette ki sizin!..
