Angelina Jolie'nin ardından göğüslerini aldıran kadınlar artıyor

24 Mayıs 2013 Cuma 07:55
Angelina Jolie'nin ardından göğüslerini aldıran kadınlar artıyor






Meme kanseri genini taşıyan hastalar, memelerini ve yumurtalıklarını aldırarak, ilerleyen yaşlarda meme kanserine yakalanma riskini yüzde 90 oranında azaltıyor. Hastanelerde gerekli teşhisin yapılmasının ardından bu genleri taşıdığı tespit edilen hastalara memelerini aldırmayı önerdiklerini belirten Memorial Diyarbakır Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ercan Gedik, bu yöntemin son zamanlarda bayanlar arasında hızla yaygınlaştığı söyledi. Geçtiğimiz günlerde dünyaca ünlü aktris Angelina Jolie'nin meme kanserine yakalanma riskini azaltmak için her iki memesini de aldırmasından sonra tekrar gündeme gelen memelerin alınması konusunu değerlendiren Gedik, genleri taşıyan hastalarda bu operasyonu önerdiklerini kaydetti. Gedik, "1990’lı yıllardan itibaren meme kanserinin genetik rolü net bir şekilde tespit edilerek bu meme kanserli hastalarda hem erken tanıda hem de tedavide kullanılmaktadır. Her hasta da genetik risk yoktur. Aynı aile içerisinde takip edilen üç kuşakta en az üç kişide meme kanserinin gelişmiş olması aile bireylerinin herhangi birinde menopoz öncesi yani ortalama 45 yaş öncesinde meme kanserine yakalanmış olması. Aynı bireyde meme kanseri ile beraber yumurtalık kanserinin bulunması, yine aynı bireyde meme kanserinin her iki memede beraber olması ve aileden birinde erkek meme kanserinin olması meme kanserinde kalıtsal gelişim varlığı için risk faktörlerinde bulunan kişilerdir" dedi.  Meme kanseri içerisinde en sık rastlanan genetik geçişin BRCA1 ve BRCA2 genetik genleri olduğunu aktaran Gedik, bunların moleküler genetik araştırmalarıyla çok kolay tespit edilebildiğini ancak her kişinin bu testi yaptırmasına gerek olmadığı aktardı. Yukarıda sayılan risk faktörü içerisinde bulunan kişilerin bu testleri yaptırması gerektiğini kaydeden Gedik, “Bunlar artık günümüzdeki moleküler genetik dediğimiz araştırmaların artması nedeni ile çok iyi tanı konulabilmektedir. Ancak her hastada bu teşhisi yapmaya gerek yoktur. Yukarıda saydığımız risk faktörü bulunan ailelerde kullanılabilir. BRCA1 genini taşıyan bireylerde meme kanserine yakalanma riski yüzde 80’lerdedir. Yumurtalık kanserine yakalanma riski ise yaklaşık yüzde 45’lerdedir. Bu oran oldukça yüksek bir orandır. BRCA2 geninde ise yakalanma riski yaklaşık yüzde 45 ila 80’ler arasındadır. Yumurtalık kanserine yakalanma riski ise yaklaşık yüzde 30 ila 60 arasındadır. Şimdi baktığımız zaman tüm bayanların özellikle son zamanlarda bu teşhise rağbet gösterdiği görülmektedir. Ancak biraz önce saydığım bu risk faktöründeki bayanların dışında bu teşhisi yapmaya gerek yoktur” şeklinde konuştu. Bu genleri taşıyan hastalarda önerilen tedavi yöntemlerine değinen Gedik bunları şöyle sıraladı:“Bu hastalarda ilaçlarla özellikle östrojen reseptörünü baskılayıcı ilaçlarla önlenebilir. Bunun dışında bazı cerrahi önlemler önermekteyiz. İşte meme dokusunun uzaklaştırıldığı yani her iki memenin alınmasıdır. Meme alındıktan sonra buraya hastanın yaşına göre estetik girişimler yapılmaktadır. Aynı şekilde her iki yumurtanın alınması girişimi de yapılmaktadır. Ancak bu girişimlerde tam anlamıyla koruyucudur diyemiyoruz. Her iki memenin alındığı cerrahi müdahalenin ardından bu hastalığı yüzde 90 oranında önlemiş bulunuyoruz. Ancak şahıslar yüzde 10’luk bir dilim ile tekrar bu hastalığa yakalanma riskini taşımaya devam etmektedirler. Meme kanseri riski genetik olarak belirlenmiş hastalarda gördüğünüz gibi meme kanserine yakalanma riski yüzde 80’lerde oldukça yüksek bir orandadır. Bu kişilerde genetik testi yapıldıktan sonra mevcut önlemler anlatılmalı ve hasta ile birebir paylaşılmalıdır. Meme dokusunun hastadan erken olarak alınması hastanın eğer doğurganlık yaşında ve çocuk sahibi ise önerilebilecek bir metottur. Çocuk sahibi değilse ve çocuk sahibi olmayı düşünüyorsa böyle bir şeyi yapmasını önermeyiz ancak, çocuğu var ise biz bunu öneriyoruz. Çünkü hastada meme kanseri oluşma olasılığını yüzde 90 oranında azaltmaktadır. Bu nedenle genetik testleri pozitif çıkan hastalarda biz meme dokusunun alınmasını önermekteyiz. Ayrıca bu hastalarda yumurtalık kanseri oranları da yüksektir. Oranın yüksek olmasına göre hastanın yumurtalıklarının da alınması önerilmektedir. Ancak burada şöyle bir sıkıntı vardır. Bir çok kadın doğum uzmanının da söylediği gibi yumurtalıklar östrojen dediğimiz bir bayanın hayatında etkin olan hormonu üretmektedir. Bu nedenle bunlar alınamadan önce kadın doğum uzmanlarıyla görüşülmeli ve bir planlama yapılmalıdır.”
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.